13.04.2025 - 12:48 | Son Güncellenme:
AA
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) son gününde düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Dördüncüsünü düzenledikleri ADF'nin bu yıl da diplomasinin nabzını tuttuğunu kaydeden Fidan, ADF'nin zengin ve çok katmanlı istişare platformu olarak öne çıktığını vurguladı.
Fidan, ADF'nin bölgesel ve küresel gelişmelere ışık tutarak mevcut sorunlara çözüm önerileri getirdiğini belirterek, bu yılki buluşmada insanlığın ortak geleceğine dair umut ve kaygıları hep birlikte dile getirdiklerini söyledi.
Bu geleceği birlikte inşa edecek işbirliği mekanizmalarını ele aldıklarını kaydeden Fidan, "Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenme anlayışıyla diplomasinin kutuplaşmayı değil uzlaşmayı nasıl öne çıkarabileceğini tartıştık. Diplomasinin sadece kriz anlarında başvurulan bir araç değil aynı zamanda dönüştürücü bir akıl ve onarıcı bir irade olduğunu vurguladık." ifadelerini kullandı.
ADF'YE 155 ÜLKEDEN 6 BİNE AŞKIN KİŞİ KATILDI
Fidan, bu çerçevede toplam 50 oturum düzenlediklerini belirterek, bunun uluslararası standartlarda çok yüksek bir sayı olduğuna dikkati çekti.
Bakan Fidan, "Toplamda 155 ülkeden 6 bini aşkın konuğu ağırladık. Bunların arasında 21 devlet ve hükümet başkanı, 5 devlet ve hükümet başkan yardımcısı, 2 meclis başkanı, 2 özerk yönetim lideri, 64 bakan, 61 uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcisi, ayrıca çok sayıda düşünce kuruluşu temsilcisi, diplomatlar, bilim adamları ve iş adamları forumumuza iştirak etmişlerdir." ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ OLACAK MI?
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın bir araya gelmelerine ilişkin kesinleşen bir hususun olmadığını belirterek, "Bu konularda çalışmalarımız devam ediyor. Görüşme Türkiye'de mi, Amerika'da mı olacak, ne zaman olacak, bunlar halihazırda bakanlıklarımız arasında çalışması devam eden konular." dedi.
ERDOĞAN, SURİYE'Yİ ZİYARET EDECEK Mİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'ye ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğine ilişkin soru üzerine Dışişleri Bakanı Fidan, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı'mızın genel itibarıyla böyle bir niyeti mevcut. Biz yani uygun şartlar, tarih ve zemin üzerinde çalışıyoruz yani bu gerçekleştiği zaman kendileri de Suriye'yi ziyaret etmek istiyorlar."
Bakan Fidan, ADF'de, Karadeniz'den Orta Doğu'ya, Afrika'dan Balkanlar'a, krizlerin odağında yer alan pek çok aktörü aynı çatı altında bir araya getirdiklerini vurgulayarak, çatışma çözümünde kolektif akıl ve diyaloğun önemini bir kez daha hatırlattıklarını söyledi.
Forumun içerik bakımından da oldukça zengin olduğunu kaydeden Fidan, eğitimin dönüştürücü gücünden bilim ve yapay zekanın diplomasiye yansımalarına, enerji güvenliğinden dijital rekabete birçok konunun ele alındığını dile getirdi.
Fidan, forumda ayrıca yükselen korumacılık dalgası karşısında küreselleşmenin geleceğini, çok kutupluluk çağında yeni ortaklıkların bölgesel sahiplenme marifetiyle nasıl şekillenebileceğini konuştuklarını aktardı.
Gazze ve Suriye'ye dair oturumlarda adaletin ve insan onurunun yeniden tesisine yönelik arayışların ön plana çıktığını dile getiren Fidan, ADF'nin ilk gününü tamamen Filistin meselesine ayırdıklarını, bölgedeki acıları dindirmek için diplomasinin gücüne olan inançlarını yinelediklerini kaydetti.
Forum boyunca Afrika'nın yükselen jeopolitik rolünü ele aldıklarını ve Afrika Evi etkinliği ile Afrikalı misafirlere özel bir buluşma yaptıklarını anlatan Fidan, geleneksel güç merkezlerinin dışında kalan ülkelerin küresel yönetişimde hak ettikleri yeri almaları gerektiğini vurguladıklarını belirtti.
Hakan Fidan, forumda yalnızca jeopolitik dengeleri değil, insanlığın temel değerlerini de merkeze aldıklarını dile getirerek, ırkçılıkla mücadele, kadınların güçlendirilmesi ve zorla yerinden edilme gibi konularda ortak değerler etrafında nasıl kenetlenebileceklerini ve ortak sorumlulukları ele aldıklarını ifade etti.
YOĞUN DİPLOMASİ TRAFİĞİ
Forum marjında yoğun diplomasi trafiği de yaşandığını vurgulayan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın birçok liderle bir araya geldiğini, çok önemli konuların tartışıldığını, önemli kararların alındığını hatırlattı.
Fidan, kendisinin de birçok mevkidaşıyla temaslarda bulunduğunu, Türkiye-Hırvatistan-Bosna-Hersek üçlü toplantısına ve İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Temas Grubu Toplantısı'na genişletilmiş formatta ev sahipliği yaptıklarını söyledi.
Orta Doğu'da iki devletli çözüm vizyonunu ve Filistin halkına yönelik süregelen zulme karşı vicdani ve siyasi sorumluluklarını bir kez daha vurguladığını kaydeden Fidan, bugün de Irak’la Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması Toplantısı'nı yapacaklarını aktardı.
Bakan Fidan, üç gün boyunca yalnızca bugünün değil, aynı zamanda geleceğin dünya düzenine dair sorulara cevap aradıklarını belirterek, şunları paylaştı:
"Türkiye olarak küresel düzeyde yaşanan kutuplaşma karşısında bölgesel sahiplenmeyi ve işbirliğini temel alan bir diplomasi anlayışını savunmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede Filistin'de akan kanın durması için gayretlerimize son hızla devam edeceğiz. İsrail'in uyguladığı soykırım karşısında Filistinlilerin sesi olmaya kararlıyız. Suriye'nin güvenliği ve istikrarına yönelik tehditlere karşı mücadeleyi sürdüreceğiz."
Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisine yönelik tüm yapıcı çabaların içinde yer almaya devam edeceklerini vurgulayan Fidan, Türkiye'nin, "ayrılmaz bir parçası olduğu Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesinde" aktif rol oynamayı sürdüreceğine dikkati çekti.
Fidan, Avrupa Birliği'nin (AB) de aynı stratejik öngörü ve vizyonla hareket edeceğine inandıklarını dile getirdi.
Türkiye olarak dış politikayı yalnızca coğrafi sınırlarla sınırlı görmediklerini belirten Fidan, işbirliğini çeşitlendirdiklerini, dostluk köprülerini güçlendirdiklerini vurguladı.
Hakan Fidan, kritik konularda güven inşa ederek tarafları birbirine yaklaştırmaya ve ara buluculuk rolünü sürdürmeye devam ettiklerini anlattı.
Tüm bu çalışmaları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerine işaret ettiği hedef doğrultusunda ve siyasi iradenin gücüyle, kararlılıkla ilerlettiklerini aktaran Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'a, ADF'ye verdikleri güçlü destek için teşekkür etti.
TÜRKİYE'NİN SURİYE'DEKİ BİR NUMARALI ÖNCELİĞİ İSTİKRAR VE GÜVENLİĞİN TEMİNİ
Bakan Fidan, ADF'nin kapanış töreninde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki bir numaralı önceliğinin, istikrar ve güvenliğin temini olduğunu vurgulayarak, bunun için hem Suriye'deki aktörlerin hem de Suriye dışındaki aktörlerin özen göstermesi ve provokasyondan kaçınılması çağrısında bulundu.
Türkiye'nin Suriye'deki güvenlik ihtiyacına yaptığı katkının boyutlarının belli olduğunu kaydeden Fidan, "İsrail'in uzun zamandır Suriye içinde yürüttüğü operasyonların aslında çok fazla istikrara değil, istikrarsızlığa hizmet ettiği de ortada." dedi.
Hakan Fidan, Suriye'de İsrail, ABD, Türkiye, Rusya gibi aktörlerin hiçbir şekilde karşı karşıya gelmemesi için teknik, askeri düzeyde ve özellikle hava çatışmasızlık kurallarının belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Buradaki amacın bir kazaya meydan verilmemesi olduğunu bildiren Fidan, bunların yeri geldikçe kamuoyu ile paylaşıldığına değindi.
Fidan, Azerbaycan'ın, Türkiye'nin "kardeş" ülkesi olduğunun altını çizerek, Azerbaycan'da, İsrail ile Türk heyetleri arasında yapılan "çatışmasızlık mekanizması" görüşmesine ev sahipliği için Bakü'ye teşekkürlerini sundu.
Görüşmenin, özellikle hava trafiğinin bir çözüme bağlanmasıyla ilgili teknik görüşmeler olduğunu hatırlatan Fidan, bunların gerektiği zaman devam edebileceğine dikkati çekti.
TÜRKİYE'NİN AFRİKA'DAKİ ROLÜ
Bakan Fidan, kolonyal sonrası dönemde Afrika'daki ulus devletlerin olgunlaşma ve bağımsızlık mücadelesinde Türkiye'nin desteğinin her zamanki gibi devam edeceğine işaret ederek, Ankara'nın uzun yıllara dayanan devlet tecrübesini gerekli dış politika araçlarıyla, kurumlarıyla, Afrika'daki ortaklarıyla, paydaşlarıyla hem kurumlar üzerinde hem devletler üzerindeki işbirliği zeminleriyle kullanmaya devam edeceği mesajını verdi.
Fidan, bu konuda Türkiye'nin, yıllardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminden itibaren ortaya koyduğu bir Afrika politikasının olduğunu ve bunun çerçevesinde çalışmalara devam edileceğini söyledi.
AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ VE TÜRKİYE
Hakan Fidan, AB'deki yeni güvenlik ihtiyacının tanımlanması gerektiğinin altını çizerek, Avrupa'da savunma sanayisi konusunda "bağımlılığı azaltma" yönünde ciddi bir irade ortaya konulduğunu bildirdi.
Bu hususta mali zemin, teknolojik zemin, üretim zemininin ne olması gerektiğine ilişkin bir yol haritası yayımlandığını hatırlatan Fidan, bu konuya ilişkin çalışmalar, düzeltmeler, tepkiler ve talepler olduğuna işaret etti.
Fidan, son NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda, Türkiye gibi AB adayı olan ya da NATO üyesi olarak AB ile çalışan İngiltere ve ABD gibi ülkelerle Avrupa'nın savunma sanayisi alanında tekrar güçlenmesi hususunda nelerin yapılabileceğinin tartışıldığını aktardı.
"ADF HER SENE DAHA İLERİ GİDİYOR"
"(ADF konusunda) Her seferinde biraz daha ileriye gidiyoruz" ifadesini kullanan Fidan, forumun yapılmasında büyük bir "zihin emeği" olduğuna ve daha iyi olması konusunda toplantılar yapıldığına dikkati çekti.
Bakan Fidan, ADF'nin her sene daha odaklı, daha iyi çalışılmış, daha fazla katkı üreten ve faydalı olan bir platform olduğuna değinerek, seneye yapılacak forumun da bu seneden iyi olmasını temenni etti.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI'NIN SONA ERMESİ İÇİN TÜRKİYE'NİN ÇABALARI
Fidan, "(Rusya-Ukrayna Savaşı) Cumhurbaşkanımız barışa yönelik katkının her türlüsünü verme konusunda çok ciddi bir iradeye sahip durumda" ifadelerine yer vererek, kendilerinin de bu konudaki çalışmaları sürdürdüğünü vurguladı.
Durumun sadece Türkiye'nin değil dünyanın bir problemi olduğuna dikkati çeken Fidan, bu nedenle birçok aktörün işin içerisinde bulunduğunun, ama Türkiye'nin ender rastlanan özelliklere sahip olduğunun altını çizdi.
Fidan, Ankara'nın her iki tarafla yürütebildiği ilişki ve ilişkinin niteliğine atıfta bulunarak, bunları da barışa katkı amaçlı kullanmak istediklerine işaret etti.
Rus ve ABD heyetlerinin, 10 Nisan'da İstanbul'da bir araya geldiklerini hatırlatan Fidan, iki ülke temsilcilerinin, belirli konularda dondurulan alanların yeniden açılmasını ve konsolosluk faaliyetlerini görüştüğü bilgisini paylaştı.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin barış için çok fazla faaliyette yer aldığına işaret ederek, "Taraflar tabii ki Türkiye'de bir araya gelmek isterlerse her zaman için kapımız açık. Yeter ki barış olsun." diye konuştu.
TERÖR ÖRGÜTÜ DEAŞ İLE MÜCADELE
Hitabının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, DEAŞ'la mücadele kapsamında bölge ülkeleriyle kurulan ortak mekanizmaya ilişkin bir soru üzerine, bu konuyla ilgili çalışmaları sürdürdüklerini, en son geçen hafta Ankara'da heyetlerin bir araya geldiğini, mekanizmanın nasıl somutlaştırılacağı konusunda çalışmalar yapıldığını belirtti.
Fidan, "Burada, nihayete yaklaşmış durumdayız. İnşallah en kısa sürede bunu arazide de hayata geçireceğiz diğer ülkelerle beraber." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırıma tepkilere ilişkin Fidan, herkesin "değişen derecelerde bir itirazı" olduğunu vurguladı.
Fidan, bunların bazılarının açıktan, kimisinin ise kapalı kapılar ardında söyleyebildiğini belirterek, Birleşmiş Milletlerde (BM) yapılan oylamada 156 devletin İsrail aleyhinde oy kullandığını hatırlattı.
Buradaki temel sorunun, dünyanın neredeyse tamamının hemfikir olduğu bu sorunun durdurulamaması olduğunu vurgulayan Fidan, "İşte dünyanın karşı karşıya olduğu meşruiyet krizi, sistem krizi tam da burada kendini gösteriyor. Onun için başından beri Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği 'Dünya beşten büyüktür.' ve 'Dünyanın yeni bir adil düzene ihtiyacı var.' eleştirisi burada kendisini gösteriyor." şeklinde konuştu.
Muhataplarının, İsrail üzerinde savaş dışında bir etki alanı kullanarak güç kullanacak tek ülkenin ABD olduğu konusunda hemfikir olduğunu belirten Fidan, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar özellikle (eski ABD Başkanı Joe) Biden döneminde başlayan politikalarla mevcut soykırımın devam etmesi Amerikan desteğiyle mümkün olmuştur. Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump, iktidara gelirken yaptığı girişimle bir ateşkes sağlanmasına vesile olmuştur. Beklentimiz şu anda Başkanlık Ofisi'ndeyken kalıcı barışın sağlanmasına yönelik de adımlarının atılması. Bütün diplomatik çevreler şunda hemfikir. Amerika'daki yeni yönetimin, bu konuda daha fazla bilgilendirilmesi; devam eden bu savaşın risklerinin daha fazla anlatılması gerekiyor."
ABD İLE İLİŞKİLER
Fidan, ABD-Türkiye ilişkileri kapsamında, İsrail'in bölgedeki tehdidi nedeniyle Suriye'de güvenliğin tesisi amacıyla atılan son adımlar hakkındaki soruya yanıtında, ABD'deki Trump yönetimiyle görüşmelerinin giderek daha da artan bir tempoyla devam ettiğini söyledi.
ABD'nin de "Türkiye gibi 360 derece bir dış politika meşguliyet alanı" olduğunu kaydeden Fidan, Trump yönetiminin bir taraftan yeni atamaları yapmak ve dosyaları devraldıkça kendi perspektifinden yeni politika geliştirmekle meşgul olduğunu dile getirdi.
Fidan, "Bu dönemde açıkçası Suriye ile ilgili belli politik tercihlerin netleşmesi sürecinde biz gerekli görüşmelerde bulunduk. Bulunmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Önceki ABD yönetiminde başlayan süreçler ve mekanizmalar ile yeni yönetimle yürüyen çalışmaların bulunduğunu aktaran Fidan, "terörle mücadele ve Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği başta olmak üzere DEAŞ'la mücadele konusu, PKK'nın işgalinin sona ermesi, silahsızlandırılması gibi birçok konuda Türkiye'nin tavrının net olduğunu" hatırlattı.
Fidan, bu konuyu "bölgede mevcudiyeti bulunan Amerikan varlığıyla yeni yönetim döneminde nasıl götürebileceklerine yönelik çalışmaların sürdüğünü" vurguladı.
"AKDENİZ'DE DEVAM EDEN BU İLİŞKİ TRAFİĞİNİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) İsrail ile yakın ilişkileri ve GKRY'nin bazı Batılı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalara ilişkin soruya yanıt veren Fidan, "Akdeniz'de devam eden bu ilişki trafiğini yakından takip ediyoruz. Bir kısmı normal ulus devletlerin birbiriyle olan ilişki sınıfına girebilir. Bir kısmının da Türkiye'ye karşı belli bir güvenlik ve politik ve ekonomik cephe oluşturma arayışı var. Bunları çok yakından takip ediyoruz. Gerekli uyarıları, girişimleri yeri geldiğince yapıyoruz bu konuyla alakalı." değerlendirmesinde bulundu.
Fidan, İsrail'in Gazze'ye saldırıları karşısında İslam ülkelerinin caydırıcı bir yaptırım uygulayıp uygulamayacağına ilişkin soruya yanıtında, birkaç ülke dışında İslam ülkelerinin İsrail'le ilişkilerinin olmadığını, bu nedenle manevra alanının bulunmadığını söyledi.
"GAZZE HASSASİYETİ KESİNLİKLE SONA ERMEMELİ"
İsrail'e yönelik farklı adımların atılması yönünde arayışlarının sürdüğünü vurgulayan Fidan, "Ama günün sonunda daha büyük sermayenin ve siyasal gücün biriktiği Avrupa'dan ve Amerika'dan gelen destek kesilmediği sürece bu insanlık suçunun, soykırımın sona ermeyeceği gerçeği ortada." dedi.
Bakan Fidan, bu durumun uluslararası sistemde kısa vadede olduğu gibi, orta ve uzun vadede de farklı biçimlerde maliyet üreteceğini belirterek "Bu konudaki çalışmalar devam ediyor. Ama Gazze hassasiyeti kesinlikle sona ermemeli." ifadelerini kullandı.
AVRUPA BİRLİĞİ
Türkiye'nin son 20 yılda oluşturduğu stratejik birikimi nasıl değerlendireceği ve bu birikimi Türkiye'nin bölgesel etkisini artırmak için nasıl kullanacağına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin stratejik aklı ve zihninin, tarihinden, kültüründen, değerlerinden, toplumsal sosyolojisinden, etkileşiminden ortaya çıktığını söyledi.
Fidan, bu stratejik aklın, iradenin, vizyonun uluslararası politikaya yansıması için güçlü ve istikrarlı bir liderliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayarak "Bulunduğumuz bölgede ya Avrupa Birliği gibi uzun dönemli, değişmeyen, kurallara bağlanmış, liderlerden bağımsız kendi kendine işleyen bir yapı ya da Türkiye gibi gerçekten güçlü ve istikrarlı liderlik üzerinden yürüyen bir dış politik davranışın olduğunu görüyoruz. Tabii Avrupa Birliği, Türkiye'yi kendi içine almayı tercih etmedi." değerlendirmesini yaptı.
Bakan Fidan, Türkiye, Çin, Japonya, Rusya, Güney Kore, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin hem güçlü dostlukları, hem de istikrarlı ve güçlü liderlikleri olduğu sürece dış politikada yapıcı ve etkili rol oynayabildiğini dile getirdi.
TÜRKİYE VE İSLAM ÜLKELERİNİN İSRAİL'E KARŞI ATABİLECEĞİ ADIMLAR
İsrail'in Gazze'deki saldırılarını durdurmak için Türkiye'nin daha etkili adımlar atıp atamayacağına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin başından beri "kendi etki alanında bulunan bütün eylemleri yaptığını" vurguladı.
Fidan, "İkili ilişkiler zemininde büyükelçiyi geri çekmekten ticari ilişkileri kesmeye kadar bütün adımları attık. Çok taraflı ilişkiler zemininde özellikle İslam İşbirliği Teşkilatında (İİT), D8'de, Avrupa Birliği platformlarında, Arap Ligi'nde neler yapılabilir? Onlarla ilgili çok ciddi çalışmalar var." ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, "AB ve ABD'nin açıktan destek verdiği bir soykırımı, İslam ülkelerinin kendi ortaya koyduğu müşterek tavırlarıyla bir noktaya kadar etkileyebildiğini" kaydederek "Bundan sonra belki İslam ülkelerinin, İsrail üzerinde değil Amerika üzerinde diplomatik çalışma ve çaba göstermeye devam etmeleri daha uygun olur diye değerlendiriyorum." diye konuştu.
Suriye'nin yeniden inşasında Azerbaycan'ın rolüne ve Azerbaycan'da İsrail ve Türk yetkililer arasında yapılan "çatışmasızlık mekanizması" görüşmesinin sonucu hakkındaki soruya yanıtında Fidan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in özellikle Suriye konusunda Türkiye ile yakın istişarelerde bulunduğunu, Suriye'nin istikrarına, ekonomisine, altyapısına, güvenliğine birlikte nasıl katkıda bulunacaklarına yönelik istişarelerin devam ettiğini aktardı.
Bakan Fidan, bu konuda Azerbaycan'ın yaptığı ve yapacağı her türlü katkının değerli olduğunun altını çizdi.
AFRİKA ÜLKELERİYLE TİCARETİN GELİŞTİRİLMESİ
Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticari ilişkilerini nasıl geliştirdiğine ve tarım alanındaki tecrübelerini Afrika'yla nasıl paylaştığına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin 40'tan fazla Afrika ülkesinde büyükelçiliğinin bulunduğunu hatırlattı.
Fidan, Türkiye'nin Afrika'yla özellikle Türk şirketleri üzerinden yürüttüğü büyük bir ilişki trafiği olduğunu ve ciddi yatırımlar yapıldığını ancak "iş geliştirme kavramı etrafında bazı sorunların bulunduğunu" söyledi.
Bakan Fidan, "Afrika'daki iş ortamlarını, bu madencilik olur, tarım sektörü olur, sağlık sektörü olur, enerji sektörü olur, buralardaki iş geliştirmeyle ilgili hem bilgi hem ilişki biraz daha geliştirilmeye açıkçası muhtaç. Bu çift taraflı olması gereken bir şey." dedi.
Afrika ülkelerinde özellikle siyasi istikrarını ve birliğini sağlamış olan ülkelerin dünya ticaretine, ekonomisine çok yoğun bir açılımının olduğunu gördüklerini ifade eden Fidan, "Bu açılımın giderek daha yapısal platformlarda kendisini bulmaya başladığını görüyoruz. Ama çok dinamik bir süreç var." şeklinde konuştu.
Antalya'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Bakanlar Komitesi (Gazze Temas Grubu) Toplantısı'nda mevkidaşlarıyla bir araya geldiğini anımsatan Fidan, mevkidaşlarıyla daha sonra Avrupa Birliği'nden ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelerden temsilcilerle genişletilmiş toplantı yaptıklarını ve şu ana kadar yaptıkları çalışmaları değerlendirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar yaptığımız çalışmalar nelerdi? Etkisi ne oldu ne olmadı? Yani çalışmalar yoğun, iyi, gayretli. Herkes aynı fikirde, hiçbir sorun yok. Ama etkisi konusunu az önce tartıştık. Sebeplerini de izah ettik. Bunun üzerine daha ne eklenebilir? Nasıl daha yaratıcı stratejilere başvurulabilir? Bununla ilgili bir eylem kağıdı hazırladık. Bu şimdilik kendi aramızda. Müsaadenizle bunu kamuoyuyla paylaşmayayım. Faaliyetler ortaya çıktıkça bunu göreceksiniz."
Fidan, her bir muhatabının, mevkidaşının inanılmaz derecede çalıştığını ve bu konuya sonuna kadar sahip çıktıklarını ifade etti.
"Bizim kadar meselenin endişesini taşıyorlar. Özellikle konuya çok yakın olan, sadece Filistinlilerin katledilmesinden dolayı duyduğu rahatsızlığı taşımayan aynı zamanda kendi ülkesi de risk altında olan çevre ülkelerin, başta Mısır ve Ürdün olmak üzere, bu aktörlerin daha fazla endişe içinde olduğunu görüyoruz." diyen Fidan, bu ülkelerin uluslararası ve bölgesel platformlarda kendilerine destek verildiğini gördükçe duygulandıklarını aktardı.
Geçen yıl ertelenen Japonya ziyaretine ilişkin soru üzerine Fidan, Japonya'nın Türkiye için önemli bir ortak olduğunu belirterek, bu ülkeye ziyaret gerçekleştirmeyi düşündüğünü dile getirdi.