Güven Özalp
İlk gününde Boris Yelksin ve Bill Clinton arasında yaşanan "söz düellosu"yla birlikte gerginliğin doruğa çıktığı AGİT Zirvesi'nin
son günü gece yarısı başlayan müzakerelerde Rusya Çeçenistan'daki birliklerinin çekilmesi sözü verdi, buna karşılık olarak da Batı, gündüz toplantılarında takındığı sert tutumun metne yansımaması garantisini aldılar.
Sabaha kadar süren pazarlıklar sonucu Rusya İstanbul bilgirgesine yansıyan şu ifadeler ile rahatlatıldı: "Kuzey Kafkasya'da son zamanda gündeme gelen zincirleme olaylar çerçevesinde Rusya Federasyonu'nun toprak bütünlüğünü tanıdığımızı ve terörizmin her türünü kınadığımızı teyid ederiz.
Bunun karşılığında Rusya'nın Çeçenistan'ı kendi içi işi gibi algılaması metne geçen şu ifadelerle engellendi: AGİT kurallarına uyulması gereğinin altını çiziyoruz. Bölgede oluşan insani sorun ışığında sivil halkın zorluklarının azaltılması bu arada uluslararası kuruluşların yardım sağlaması için uygun koşulların yaratılması gereğini kabul ediyoruz. Siyasi bir çözümün gerekli olduğunu ve AGİT'in yardımlarının bu hedefe varılmasında katkıda bulunacağını kabul ediyoruz
Diplomatların son gece sahaba kadar sürdürdükleri çabalar sonucunda
1994'teki Budapeşte Zirvesi'nin "başarısız" performansının bir kez daha tekrarlanmasının önüne geçtiler. Delegasyonlar diplomisinin ince koridorlarında sabaha kadar mekik dokuyarak zirvede imzalanması öngörülen üç belgenin de hayata geçirilmesini sağlayarak İstanbul zirvesinin
dünya tarihinde bir dönüm noktası olmasını sağladılar.
Binyılın ilk belgeleri
Daha ilk gününde çeşitli gerginliklere konu olan yüzyılın son zirvesi nedeflediği anlaşmaları imzalayarak başarıyla sonuçlandı. İmzalanan üç önemli belge de yeni bir bin yılın eşiğinde dünyanın şeklinin belirleyecekGüven ÖzalpÖzellikle Çeçenistan sorunu nedeniyle Rusya ile Batılı ülkelerin sert restleşmelerine sahne olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın İstanbul Zirvesi, "Fiyaskoyla bitebilir", "Belgeler imzalanmayabilir", "Kilitlenme yaşanabilir" gibi endişelere rağmen dün imzalanması öngörülen üç önemli belgenin imzalanmasıyla sona erdi.
54 üye ülkenin
devlet ve hükümet başkanları ile dışişleri bakanları düzeyinde temsil edildiği zirvede imzalanan Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması'nın uyarlanmış hali, Avrupa Güvenliği İçin Şart ve İstanbul Deklerasyonu, 21. yüzyılda özellikle Avrupa güvenliği açısından kilit öneme sahip belgeler niteliğinde. Bu belgelerin imzalanması ise gerek Rusya'nın muhalefeti, Çeçenistan konusuna ilişkin farklı yaklaşımlar ve Kosova konusundaki bir kaç pürüz nedeniyle sabaha kadar süren müzakereler sonucunda gerçekleşebildi.
Yeni yüzyılda AGİT'in işlevlerini masaya yatıran ve Avrupa güvenliğine ilişkin çerçeveyi çizen Avrupa Güvenliği İçin Şart, "etkisizliği" ve bazı olaylara yaklaşımındaki "yavaşlıkla" eleştirilen örgütün yapısının ve işlevsilliğinin güçlendirilmesine karar verildi.
Uluslararası terörizm, şiddete dayalı aşırı akımlar, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığının güvenliğin önünde giderek büyüyen engeller olarak tanımlandığı Şart'ta AGİT karar verme mekanizmasının eskiden olduğu gibi konsensüse dayalı yapısıyla korunması kararlaştırıldı. Belgede güvenliğe yönelik tehlikelerin bir ülke ya da örgütle sınırlı kalmasının sözkonusu olmadığı belirtilerek İşbirliğine Dayalı Güvenlik İçin Platform oluşturulmasına karar verildi. İnsan haklarına saygı, temel özgürlükler, demokrasi ve hukuk düzeninin bir kez daha AGİT'in kalbine yerleştirilidiği Şart'ta, ırkçılık, aşırı milliyetçilik, düşünce özgürlüğü ve benzeri özgürlüklerin ihlali gibi kavramlar güvenliğe yönelik tehditler olarak tanımlandılar. Avrupa güvenliğinde AGİT'in rolünün önemine değinilen Şart'ta barışı koruma operasyonlarında örgütün rolünün geliştirilmesi, uzmanlardan oluşan bir acil müdahale biriminin kurulması, hukukun önceliğinin korunmasına katkıda bulunmak için yeteneklerin geliştirilmesi, bir operasyon merkezi kurulması, Örgüt içinde danışma mekanizmasının güçlendirilmesi karara bağlandı.
İstanbul Deklarasyonu
Zirvede yapılan çalışmaların değerlendirildiği İstanbul Deklarasyonu'nda öne çıkan en önemli konuları Çeçenistan ve Kosova oluşturdu. Belgede, "Rusya'nın toprak bütünlüğüne duyulan saygı"nın altı bir kez daha çizilirken terörizmin her türü kınandı. Bununla birlikte AGİT ilkelerine saygı duyulmasının gereği üzerinde durularak "Konuya siyasi bir çözüm bulunması esastır bu konuda AGİT gerekli katkıyı yapacaktır" denildi. Çeçenistan konusunda yer alan ifadelerin önceki günkü sert tondan arındırılmış olması dikkat çekti.
Deklarasyonda Türkiye'ye de değinildi. Türkiye'de yaşanan depremin bu tür olaylarda uluslararası toplumun müdahale gücünün artırılması gereğini ortaya koyduğu belirtilen metinde bu konunun Daimi Konsey tarafından ele alınması istendi.
AKKA
Zirvede AKKA'nın yeni şekli de imzalandı. İlk olarak 1990 yılında imzalanan ancak Sovyetler Birliği'nin dağılması ve iki Almanya'nın birleşmesi gibi yaşanan önemli değişiklikler nedeniyle yenilenme zorunluluğu doğmuştu. AKKA'nın yeni şeklindeki en önemli değişiklik blok tavanlarından ülke tavanlarına geçilmesi oldu. Başından bu yana anlaşmaya uymayan ve Kafkasya'da bulundurabileceği silah miktarının sürekli üzerine çıkan Rusya, yeni belgede de anlaşmaya uyma sözü verdi. Moskova, Çeçenistan operasyonu nedeniyle silah miktarını geçici olarak yükseltmek zorunda kaldığını, ancak en kısa sürede anlaşmada belirlenen düzeye ineceği güvencesi verdi.