18.04.2024 - 09:19 | Son Güncellenme:
İsrail'in Gazze'de yürüttüğü işgalle birlikte ortaya çıkan çatışmalar, dalga dalga bütün Orta Doğu'ya yayıldı. İsrail misilleme saldırısı başlattı. İran'da patlama sesleri duyuldu. Gelişmeleri anbean canlı blog sayfasına taşıyoruz.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İsrail karşısında ülkelerinin ulusal çıkarları ve güvenliği doğrultusunda karar aldıklarını ve geri adım atmayacaklarını belirterek, "Meşru müdafaa hakkımızı kullandık ve saldırımız sona erdi” dedi.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Filistin konusunda gerçekleşen Birleşmiş Milletler genel oturumunda İsrail ile yaşanan gerilime ilişkin konuştu. İsrail'in Suriye’nin başkenti Şam'da İran Konsolosluğunu hedef alan saldırısına değinen Abdullahiyan, "İsrail konsolosluk binamızı hedef alarak açık bir şekilde uluslararası sözleşmeleri ihlal etmiştir. Ancak ABD, İngiltere ve Fransa'nın tamamen sorumsuzca davranışları nedeniyle BM bu saldırıyı kınamaktan dahi aciz kaldı. Hiçbir devlet, ülkesinin hakimiyeti anlamına gelen büyükelçiliğine yönelik böylesi pervasız bir saldırı karşısında sessiz kalmaz" ifadelerini kullandı.
İsrail'de birçok noktaya çok sayıda roket atıldı. Sirenlerin çaldığı şehirlerde ordu bir kez daha teyakkuz haline geçti.
BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, BM Güvenlik Konseyi’nin Gazze konulu oturumunda açıklamalarda bulundu. Zhang, “İsrail Refah'a saldırı planından vazgeçmelidir” ifadelerini kullanarak, “Nüfuz sahibi ülkeler ateşkes için somut çaba göstermelidir” dedi.
İsrail'in BM Güvenlik Konseyi’nin kararına uyması çağrısında bulunan Zhang, Gazze'ye daha fazla yardım girmesi için geçişleri açması gerektiğini vurguladı. Zhang, ”Hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin güvenlik ve kalkınmaya ulaşabilmeleri için Orta Doğu sorununu çözmenin yolu iki devletli çözümden geçiyor" dedi.
BM Güvenlik Konseyi’nin "Gazze" konulu oturumunda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, konuşma yaptı. Guterres, “Orta Doğu bir uçurumun kenarında. Son günlerde sözde ve eylemde tehlikeli bir tırmanış yaşanıyor. Bir yanlış hesaplama, bir iletişimsizlik, bir hata, ilgili herkes ve dünyanın geri kalanı için yıkıcı olacak tam ölçekli bir bölgesel çatışmaya yol açabilir” dedi.
Bölgede tehlikenin en üst seviyede olduğunu belirten Guterres, tüm taraflara itidal çağrısında bulunarak, “İran tarafından 13 Nisan'da İsrail'e karşı başlatılan geniş çaplı saldırının neden olduğu ciddi tırmanışı şiddetle kınadığımı yineliyorum. Herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne, siyasi bağımsızlığına karşı ya da Birleşmiş Milletler'in amaçlarıyla bağdaşmayan herhangi bir şekilde güç kullanılması BM Şart’ı tarafından yasaklanmıştır” dedi.
İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’daki İran Konsolosluğuna düzenlediği saldırıyı da kınayan Guterres, “Diplomatik ve konsolosluk binaları ile personelinin dokunulmazlığı ilkesine, uluslararası hukuka uygun olarak her durumda saygı gösterilmelidir” dedi.
“AÇIK KONUŞAYIM: RİSKLER PEK ÇOK CEPHEDE ARTIYOR”
Kanlı misilleme döngüsüne son verilme çağrısında bulunan Guterres, “Uluslararası toplum, siviller üzerinde yıkıcı bir etki oluşturacak, tüm Orta Doğu'yu uçuruma sürükleyebilecek her türlü eylemi önlemek için birlikte çalışmalıdır. Açık konuşayım: riskler pek çok cephede artıyor. Bu riskleri ele almak ve bölgeyi uçurumdan geri çekmek için ortak bir sorumluluğumuz var. Bunu yapmanın yolu da Orta Doğu'da gerilimin azaltılması için kapsamlı diplomatik adımlar atmaktan geçiyor” dedi.
“GAZZE'DEKİ ÇATIŞMALARIN SONA ERDİRİLMESİ BÖLGEDEKİ GERİLİMİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALTACAKTIR”
Her şeyin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılar ile başladığına dikkat çeken Guterres, “Gazze'deki çatışmaların sona erdirilmesi bölgedeki gerilimi önemli ölçüde azaltacaktır. Acil insani ateşkes ve Gazze'de tutulan tüm rehinelerin derhal serbest bırakılması çağrılarımı yineliyorum” dedi.
“İNSANİ BİR CEHENNEM ORTAMI”
İsrail’in Gazze Şeridi’nde aylardır süren saldırılarının "insani bir cehennem ortamı" oluşturduğunu ifade eden Guterres, “On binlerce insan öldürüldü. İki milyon Filistinli ölüm, yıkım ve hayat kurtaran insani yardımların engellenmesine katlandı, şimdi de açlıkla karşı karşıyalar. Refah'a yönelik bir İsrail operasyonu bu insani felaketi daha da derinleştirecektir” dedi.
Genel Sekreter olarak görev yaptığı süre zarfında Gazze’deki can kayıplarının çok yüksek ve daha önce görülmemiş hız ve ölçekte olduğunu belirten Guterres, “UNICEF'e göre, 13 bin 900'den fazla Filistinli çocuğun çoğu zaman ayrım gözetmeyen saldırılarda öldürüldüğü bildirildi” dedi.
“İSRAİL, BM TALEPLERİNİN YÜZDE 40'INDAN FAZLASINI REDDETTİ”
İsrail son zamanlarda insani yardım dağıtımını iyileştirmek için bir dizi taahhütte bulunduğunu ancak bu konuda sınırlı ilerleme kaydedildiğini ifade eden Guterres, “İsrail, 6-12 Nisan haftasında, kontrol noktalarından geçmeyi gerektiren BM taleplerinin yüzde 40'ından fazlasını reddetti” dedi.
“Aralarında 180'den fazla personelimizin de bulunduğu 250'ye yakın yardım görevlisi Gazze'de öldürülmüştür”
İnsani yardım çalışanlarının güvenliğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Guterres, “Aralarında 180'den fazla personelimizin de bulunduğu 250'ye yakın yardım görevlisi Gazze'de öldürülmüştür, bu trajik ölümlerin kapsamlı bir şekilde soruşturulması çağrımı yineliyorum. Daha geçen hafta, bir konvoyla birlikte seyahat eden bir UNICEF aracı çapraz ateş altında kaldı” dedi.
“İHTİYAÇ DUYULAN ŞEY AÇIKTIR: GAZZE'DE DERHAL İNSANİ ATEŞKES SAĞLANMASI”
Şu anda insani yardım operasyonlarının çok büyük zorluklarla karşı karşıya ve neredeyse hiç işlevsel olmadığını aktaran Guterres, “İhtiyaç duyulan şey açıktır: Gazze'de derhal insani ateşkes sağlanması; tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması ve insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılması. Uluslararası toplum bunun gerçekleşmesi için mümkün olan her şeyi yapma konusunda ortak bir sorumluluğa sahiptir” dedi.
“HİÇBİR ŞEY YAPMAYAN İSRAİL GÜVENLİK GÜÇLERİNİN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜLER”
Batı Şeria’da zulmede değinen Guterres, “7 Ekim'den bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da 112'si çocuk olmak üzere 450'den fazla Filistinli öldürüldü. Bunların büyük çoğunluğu İsrail güçleri tarafından düzenlenen operasyonlar sırasında ve İsrail güçleri ile silahlı Filistinliler arasında yaşanan çatışmalarda öldürüldü. Diğerleri ise silahlı İsrailli yerleşimciler tarafından, bazen bu cinayetlere seyirci kalan ve önlemek için hiçbir şey yapmayan İsrail güvenlik güçlerinin gözleri önünde öldürüldüler” dedi.
Sivillere yönelik her türlü şiddeti kınadığını vurgulayan Guterres, “İsrail'i daha önce benzeri görülmemiş düzeydeki yerleşimci şiddetini sona erdirmek üzere derhal adım atmaya ve bu tür saldırıları gerçekleştirenleri sorumlu tutmaya davet ediyorum. İşgalci güç olarak İsrail'i, işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistin halkını saldırı, şiddet ve yıldırmaya karşı korumaya çağırıyorum” dedi.
Nihai hedefin BM kararları, uluslararası hukuk ve önceki anlaşmalar temelinde, Kudüs'ün her iki devletin de başkenti olduğu, İsrail ve Filistin'in barış ve güvenlik içinde yan yana yaşadığı iki devletli bir çözüm olmaya devam ettiğini vurgulayan Guterres, “Bu da işgalin sona erdirilmesi ve Gazze'nin de ayrılmaz bir parçası olduğu tam bağımsız, demokratik ve egemen bir Filistin devletinin kurulması anlamına gelmektedir” dedi.
“Lübnan ve İsrail topraklarının derinliklerine yapılacak saldırılar, geçmişte gördüğümüz gibi daha da ciddi bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir”
İsrail güçleri ile Hizbullah arasındaki karşılıklı saldırıların İsrail ve Lübnan'daki sivillere giderek daha fazla zarar verdiğini belirten Guterres, “Mavi Hattın her iki tarafında da onlarca sivil öldürüldü ve on binlerce kişi yerinden edildi. Lübnan ve İsrail topraklarının derinliklerine yapılacak saldırılar, geçmişte gördüğümüz gibi daha da ciddi bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir. Tüm tarafları azami itidal göstermeye ve 1701 sayılı karar çerçevesinde çatışmaların durdurulmasının daha fazla ihlal edilmesinden kaçınmaya çağırıyorum” dedi.
Kızıldeniz'de ticari gemilere yönelik tüm saldırıların derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunan Guterres, “Uluslararası toplum, Kızıldeniz'de tansiyonu yükseltecek, bölgesel barış ve güvenlik ile uluslararası ticareti baltalayacak bir tırmanmayı önlemek üzere birlikte hareket etmelidir. Yemen halkı, sürdürülebilir ve adil bir barış için siyasi bir sürece doğru desteklenmelidir” dedi.
“ORTA DOĞU BIÇAK SIRTINDA”
Orta Doğu’nun bıçak sırtında olduğunu aktaran Guterres, “Son dönemde yaşanan gerginlikler, İsrail ile tam bağımsız ve egemen bir Filistin devleti arasında kalıcı barışın sağlanmasına yönelik iyi niyetli çabaların desteklenmesini daha da önemli hale getirmektedir. İki devletli bir çözüm yönünde ilerleme kaydedilmemesi, sürekli şiddet tehdidi altında yaşamaya devam edecek olan bölgedeki yüz milyonlarca insan için sadece istikrarsızlığı ve riski arttıracaktır. İlgili tüm hükümetleri, güven inşası ile bölgesel barışı desteklemek üzere nüfuzlarını kullanmaya ve baskı yapmaya davet ediyorum” dedi.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Nükleer Merkezleri Koruma Birlikleri Komutanı Ahmet Haktelep, İsrail’in İran’a yönelik muhtemel karşı saldırısında nükleer tesisleri hedef alacağına ilişkin iddiaları değerlendirdi. Haktelep, İsrail saldırılarına karşı nükleer tesislerde gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını belirterek, “İsrail, ülkemizin nükleer tesislerine yönelik saldırı girişiminde bulunursa, İsrail’deki nükleer tesislerin koordinatlarına sahibiz ve bu merkezleri füzeler ile vurmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Haktelep, "İsrail, ülkemizin nükleer tesislerine yönelik askeri tehditlerine devam ederse, İran İslam Cumhuriyeti olarak daha önce duyurduğumuz ve uyguladığımız nükleer program ve doktrinde değişikliğe gidebiliriz” dedi.
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, 2010 yılında nükleer silah üretiminin dinen yasak olduğunu ilan etmiş ve bu fetva İran nükleer programının doktrini olarak kabul edilmişti. İranlı yetkililerde, ülkelerinin nükleer programına ilişkin yaptıkları açıklamalarda faaliyetlerinin barışçıl olduğunu ve nükleer silah üretmek gibi hedeflerinin olmadıklarını belirtmişlerdi.
İsrail Sağlık Bakanlığı, baskından kurtulan 50 kişinin intihar ettiğine yönelik iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, intihar sayıları ve hastaneye kaldırılanların sayısıyla ilgili bildirilen verilerin Sağlık Bakanlığı ve sistem kayıtlarında yer almadığı ve doğru olmadığı belirtildi.
Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Gilad Bodenheimer gazetecilere yaptığı açıklamada, söylentilerin doğru olmadığını, bunun duruşma sırasında ve sonrasında da açıkça ortaya konulduğunu söyledi.
Kasım ayındaki duruşmada ise İsrailli bir sağlık yetkilisi, hayatta kalan yaklaşık 10 kişinin psikolojik rahatsızlıklarından dolayı hastaneye kaldırıldığını ifade etmişti.
İran'ın nükleer tesislerini korumakla görevli İslam Devrim Muhafızları Birliği'nin Başkomutanı sitesi Tuğgeneral Ahmad Haghtalab İsrail'i nükleer tesisleri vurmaması konusunda uyardı. Tasnim haber ajansına konuşan Haghtalab'ın "Siyonist düşmanın tüm bilgileri elimizde" dedi ve ekledi:
"Parmaklarımız, potansiyel bir saldırıya yanıt olarak belirlenen hedefleri yok etmek için güçlü füzelerimizin tetiğinde"
Bloombergin haberinde ise İran limanlarından casus bir geminin İsrail için ayrıldığı yazıldı. Uzaydan çekilen fotoğraflarda söz konusu geminin son olarak 4 Nisan'da İran limanlarında görüldüğü ancak 18 Nisan itibariyle bu casus geminin Hürmüz Boğazı üzerinde konuşlandırıldığı yazıldı.
Bloomberg, geminin sinyallerinden edindiği bilgiyere göre ilerleyen saatlerde İran'ın Bandar Abbas limanına ulaşacağını gösterdiğini söyledi. Öte yandan gemi 2021'den beri Kızıldeniz'de bulunuyor.
Filistinli sağlık yetkilileri, İsrail işgal ordusunun son 24 saatteki saldırılarında 71 kişinin daha yaşamını yitirdiğini açıkladı. Böylece, Gazze Şeridi'ndeki katliamda can verenlerin sayısı 33 bin 970'e çıktı.
Mevcut verilere göre, savaşın yedinci ayı dolmadan can kaybının 35 bini aşacağı tahmin ediliyor.
Gazze'deki kurbanların üçte ikisinden fazlası, çocuklar ve kadınlar.
İsrail'in yerle bir ettiği binaların enkazlarında ise binlerce kişinin cesedi bulunuyor ve söz konusu kurbanlar 'kayıp' olarak kayıtlara geçiyor.
Alman havayolu devi Lufthansa, İran'ın başkenti Tahran ve Lübnan'ın başkenti Beyrut için uçuş iptallerini uzatma kararı aldı.
Lufthansa'dan yapılan açıklamada uçuşların 30 Nisan'a kadar askıya alındığı belirtildi, İran hava sahasının söz konusu tarihe kadar kullanılmayacağı kaydedildi.
Birçok havayolu geçen hafta sonu gerçekleşen İran misillemesinin ardından Orta Doğu'daki uçuşlarına ara vermiş durumda.
Amerikan New York Times gazetesi, İsrail'in 1 Nisan Pazartesi günü gündüz saatlerinde F-35 savaş uçaklarından ateşlediği füzelerin yol açtığı sonuçları 'fena şekilde yanlış hesap' olarak niteledi.
İsrail jetleri, 2020'nin ilk günlerinde ABD tarafından öldürülen İran Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyon birimi Kudüs Gücü'nün komutanı Kasım Süleymani'den sonra söz konusu birime en ciddi darbeyi vurdu. Dahası, Kudüs Gücü'nün önemli komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi, yardımcısı ve diğer Devrim Muhafızları subaylarının vurulduğu yer, diplomatik bir binaydı. İsrail füzelerinin yerle bir ettiği beş katlı bina, Şam'daki İran Büyükelçiliği kompleksinde yer alıyordu.
Tahran yönetimi, önceki benzer saldırılarda olduğu gibi İsrail'e misillemede bulunacağını alelacele duyurdu, intikam yeminleri edildi. Analistler İran'ın tehditlerinin bir kez daha hayata geçmeyeceğini düşünürken, dünya 13 Nisan akşamı tarihi bir saldırıya tanık oldu. İran'dan ateşlenen 300'ü aşkın kamikaze silahlı insansız hava aracı ve füzenin rotası, yaklaşık 1000 kilometre uzaklıktaki İsrail'di. İran'ın drone'ları ve füzelerinin çoğu ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün'ün yardımıyla düşürülürken, bazı füzeler İsrail içindeki hava üslerini vurdu.
New York Times gazetesinde yayımlanan haberde, İsrailli yetkililer 1 Nisan'daki Şam saldırısına İran'ın vereceği karşılığı yanlış hesapladı.
Birçok muhabirin imzası bulunan haberde "Saldırının ardından gerçekleşen üst düzey görüşmelere katılan birçok ABD'li yetkilinin aktardığına göre, İsrailliler İran'ın şiddetli bir tepki göstermeyeceğini düşünerek fena halde yanlış hesap yaptı. Bu düşünce, üst düzey bir İsrailli yetkili tarafından da paylaşılıyor" denildi.
New York Times ayrıca, İsrailillerin saldırıyı birkaç dakika önceden ABD'lilere haber verdiklerini, hedef alınacak yer ve kişilere dair detay paylaşılmamasının Washington'ı kızdırdığını yazdı.
İsrail neredeyse hiçbirini üstlenmese de 2011'de başlayan Suriye iç savaşı boyunca kuzey komşusunu hedef alan yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Tel Aviv, ezeli düşmanı İran'ın vekil güçleri aracılığıyla Suriye'ye yerleşmesine şiddetle karşı çıkıyordu.
New York Times'a konuşan iki İsrailli yetkili, 1 Nisan suikastının hazırlıklarının iki ay öncesinden başladığı bilgisini de verdi. Gazete ayrıca, Kudüs Gücü komutanı Tuğgeneral Zahedi ve diğer İranlı subayların öldürüleceği saldırının 22 Mart tarihinde savaş kabinesi tarafından onaylandığını da aktardı.
İsrail'e ait iç savunama kayıtlarına değinen New York Times, söz konusu kayıtlara göre Tel Aviv'in Tahran'dan gelecek 300 füzelik ve drone'luk bir saldırıyı hiçbir şekilde tahmin etmediğini yazdı. İsrailliler İran'ın en fazla 10 kadar seyir füzesi ateşlemesini bekliyordu, bu sayı geçen hafta 60 ila 70'e çıkarıldı.
Dünya Gıda Programı insani yardımların bu hafta kuzey Gazze'ye geçtiğini söyledi. Yetkililer 80 bin kişilik gıda ve buğdayın bölgeye ulaştırıldığını ifade etti ve bölgeye toplamda 392 kamyonun giriş yaptığını duyurdu.
İran geçtiğimiz Cumartesi günü tarihte ilk kez İsrail'e saldırdı. Balistik füzeler ve intihar dronelarıyla gerçekleştirilen saldırıyı Tel Aviv kanadı engellediklerini öne sürerken Tahran, saldırıyı başarılı olarak yorumladı. İran ayrıca, İsrail'in kendilerine yönelik bir misilleme yapmaması dahilinde konuyu kapatacaklarını açıkladı.
İsrail, 7 Ekim'den beri Suriye ve Lübnan başta olmak üzere İran'a yönelik saldırılar düzenledi. Son olarak Suriye'de Devrim Muhafızları'nın üst düzey komutanları ve generalleri öldürülünce Tahran yönetimi intikam yemini etti.
İran aslında 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısından beri savaşa vekil güçleriyle zaten dahil olmuştu. İsrail'in kuzeyinde İran destekli Hizbullah ve Yemen'deki Husiler hem ABD hem de İsrail'e sayısız füze fırlattı.
Öyle ki İran'da zaman zaman İsrail'e yönelik bir saldırı başlatacağının sinyalini verdi ancak 13 Nisan gecesine kadar bu gerçekleşmedi. Suriye'nin başkenti Şam'daki İran Büyükelçiliği ise 18 Ekim'de bu konuyla olası bir saldırı ile ilgili X platformu üzerinden 'Zaman doldu' paylaşımında bulundu. İsrail'in ABD Büyükelçiliği ise bu paylaşıma ünlü film serisi Matrix üzerinden yanıt verdi. Büyükelçilik, filmdeki ana karakter NEO'un ajanlara yönelik 'Gel gel' yaptığı sahneyi aynen alıntılayıp paylaştı.
Tarihi saldırı sonrası İran İran'ın Suriye Büyükelçisi tam 6 ay sonra İsrail'e yönelik bir yanıt verdi. Söz konusu yanıtta Tel Aviv'e yönelik şu ifadeler kullanıldı:
"Geçen yıl 17 Ekim'de 'Bir daha hata yaparsanız Hamas'ın Aksa Tufanı saldırısı bir depreme dönüşecek' dedim. Bir hata yaptınız ve o depremi yaşadınız. Hazırız dediniz, geldik ama siz sığınaklardaydınız. Bir daha hata yaparsanız bu depremler hiçbir zaman durmayacak."
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderleri İran'a yönelik yaptırımların kapsamını genişletme kararı aldı. Brüksel'de bir araya gelen üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları adına açıklamada bulunan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, "İran'a uyguladığımız yaptırımlara yenilerini ekleme kararı aldık. Bu, göndermek istediğimiz net bir sinyal. İran uluslararası toplum tarafından tecrit edilmeli" dedi.
AB liderlerinin kabul ettiği bildiride de, "AB İran'a karşı kısıtlayıcı önlemler almaya, özellikle de insansız hava araçları (İHA) ve füzelerle ilgili olarak devam edecek" ifadeleri kullanıldı. Detaylarına dair herhangi bir açıklamada bulunulmayan yaptırımların odağında, İran için İHA ve füze üreten şirketlerin olması bekleniyor.
Brüksel'deki toplantıya katılan Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, uygulanacak yeni yaptırımların Ukrayna Savaşı nedeniyle daha önce yürürlüğe sokulan yaptırımlarla birleştirilmesini talep etti. Macron, AB'nin hem İsrail'e hem de Ukrayna'ya saldırılarda kullanılan İHA ve füzeleri üreten herkesi kapsaması gerektiğini dile getirdi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen da daha önce yaptığı açıklamada, Rusya'nın da kullandığı İran üretimi İHA'larla ilgili uyarılarda bulunmuş ve "İran İHA'ları her gün Ukrayna kentlerinin üstünde uçuyor. İran ayrıca Yemen'deki Husiler gibi milisleri de silahlandırıyor" demişti.
AB tarafından uygulanması planlanan ek yaptırımlar kapsamına İran Devrim Muhafızları'nın da alınmasına yönelik, örneğin Belçika Başbakanı Alexander De Croo tarafından dile getirilen öneriye ise şu an için sıcak bakılmıyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, böyle bir adımın yaptırımların uygulanmasında gerekli olan 'karmaşık hukuki süreçleri' beraberinde getireceğini belirtti.
İran'da büyük bir siyasi ve ekonomik güce sahip, ordu içinde seçkin askerlerden oluşan özel bir birim olan Devrim Muhafızları, ABD tarafından 2019 yılından bu yana 'terör örgütü' olarak tanımlanıyor.
İsrail medyasında Çarşamba günü yer alan İran'a muhtemel bir saldırıya dair bilgiler, netleşiyor.
Amerikan ABC televizyonuna konuşan üst düzey bir ABD'li yetkili, İsrail'in Yahudilerin kutladığı Hamursuz Bayramı sona erinceye kadar İran'a bir saldırı düzenlemesinin pek mümkün görünmediğini söyledi. Gelecek hafta Pazartesi günü başlayacak Hamursuz Bayramı, 30 Nisan akşamı hava kararınca bitecek.
Buna rağmen Tel Aviv yönetiminin kararını yine de değiştirebileceğini kaydeden ABD'li yetkili, İran'da ise kırmızı alarm seviyesinin devam ettiğini, siyasilerin ve Devrim Muhafızları komutanlarının güvenli evler ya da yeraltı sığınaklarında yaşadığını belirtti.
ABD'li üst düzey yetkilinin açıklamaları, CNN International analisti Barak Ravid'in canlı yayında dile getirdiği yorumlarla örtüşüyor. Ravid, İran'ın muhtemel misillemesinin Hamursuz Bayramı'na bağlı olduğunu olduğunu söyledi.
30 Nisan tarihini ilk gündeme getiren ise, Çarşamba günü İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesiydi.
Barak Ravid, Axios internet sitesindeki haberinde ise İsrail'in İran'a saldırıyı iki kez ertelediğini yazdı. 'Yetkililer, İsrail'in İran'a Pazartesi günü saldırmayı düşündüğünü ancak beklemeyi seçtiğini söylüyor' başlıklı haber, beş ABD'li ve İsrailli yetkiliye dayandırıldı. ABD'li yetkililerden biri, İsrail'in beklemeye karar verdiğini Pazartesi günü Washington'a ilettiğini söyledi. Barak Ravid, Pazartesi alınan kararın misillemeyi ikinci kez ertelediğini aktardı.
ABD ve İsrail'in başını çektiği 48 ülke, İran'ın 13 Nisan Cumartesi akşamı gerçekleştirdiği misillemeyi kınadı. İran'ın ilk kez kendi topraklarından 300'den fazla füze ve kamikaze insansız hava aracını İsrail'e doğru ateşlemesi, Orta Doğu'da aylardır tüyleri diken diken savaşın zirve anıydı.
İsrail'in 1 Nisan'da Suriye'nin başkenti Şam'daki İran büyükelçilik binasını vurmasına misillemede bulunan İran'ın füzeleri ve droneları, Irak, Suriye ve Ürdün üzerinden hedeflerine doğru ilerledi. ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün söz konusu drone ve füzeleri düşürmeye yardım ederken, bazı balistik füzelerin İsrail hava üslerini vurduğu ortaya çıktı.
ABD ve İsrail'in İran'ın misillemesini 'tartışmasız bir şekilde' kınayan ortak bildirisine imzalayan 48 ülkenin çoğu, Avrupa kıtasından. İmzacılar arasında ayrıca Güney Kore, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Arjantin, Ekvador, Kanada ve Papua Yeni Gine gibi ülkeler var.
Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyinde yer alan Necef'teki havalimanında Çarşamba akşamı kaydedilen görüntüler, bir anda gözlerin geçmişte İran karşıtı gösterilere ev sahipliği yapmış şehre çevrilmesine yol açtı.
Video kaydında Irak güvenlik güçlerinin havalimanını kuşattığı ve operasyona giriştiği görülüyordu. Yerel kaynaklar, havalimanı müdürü Ali es Saadi'nin görevden alınması üzerine Necef'te gerilimin tırmandığını bildirdi. Havalimanı müdürünün koltuğunu devretmeyi reddetmesi üzerine söz konusu operasyonun gerçekleştiği ortaya çıktı.
Irak İçişleri Bakanlığı, baskın görüntülerinin sosyal medyada yayılması üzerine bir açıklama yaptı. Resmi açıklamada bölgedeki güvenlik güçlerinin yıllardır yalnızca havalimanını koruduğu belirtildi, diğer asayiş olaylarına karışmadıkları vurgulandı. Söz konusu havalimanında acil müdahale birimleri görev yapıyor.
Şiiler için kutsal kentlerden biri olan Necef, yanı sıra İran karşıtlığının yoğun olduğu bir şehir ve geçtiğimiz yıllardaki protestolarda İran konsolosluğu ateşe verildi.
İran-Irak sınırındaki Kirmanşah'ta ise akşam saatlerinde uçaksavar sesleri duyuldu. Uçaksavar ateşinin görüldüğü video kaydı sosyal medyada anında dolaşıma girdi, muhtemel bir İsrail misillemesine dair sorular soruldu.
Uçaksavar sistemleri, Kirmanşah vilayetine bağlı Serpol Zehap şehrinde yer alan Ebuzer kışlasında ateşlendi.
Silahlı insansız hava araçları ve füze üslerinin bulunduğu Kirmanşah'taki seslerin nedeni, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun büyük bir tatbikata girişmesi.
Irak sınırına oldukça yakın konumdaki Serpol Zehap, sınıra kuş uçuşu yalnızca 14 kilometre mesafede.
İran'ın ilk kez kendi topraklarından İsrail'e saldırı düzenlemesi, hafta sonundan bu yana dünya gündeminin birinci sırasındaki yerini koruyor. İsrail'in bir karşı misillemede bulunması beklenirken, saldırının zamanlaması halihazırda en büyük merak konusu.
ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, Çin'in Ortadoğu'da yaşanabilecek büyük bir savaşı engelleyip engelleyemeyeceğini masaya yatırdı.
Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan pazar günü yapılan açıklamada, İran'ın cumartesiyi pazara bağlayan gece İsrail'e düzenlediği drone ve füze saldırısından 'derin endişe duyulduğu' belirtildi. Açıklamada, "Çin, başta nüfuz sahibi ülkeler olmak üzere uluslararası toplumu bölgenin barış ve istikrarı için yapıcı bir rol oynamaya çağırmaktadır" denildi.
1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına hava saldırısı düzenlendi. İsrail'in resmen üstlenmediği saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan ikisi general rütbesinde toplam yedi kişi öldü. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emirabdullahiyan'ı pazartesi günü arayarak, 1 Nisan'daki saldırıyı açıkça kınadıklarını yineledi.
Diğer yandan CNN, Pekin yönetiminin İran'ın misilleme saldırısını kınamadığına dikkat çekti.
Çin'in Ortadoğu Özel Temsilcisi Zhai Jun, İsrail'in Pekin Büyükelçisi Irıt Ben-Abba Vita'leyle yaptığı görüşmede, Tel Aviv'in bir an evvel Gazze'deki askeri operasyonları durdurmasını ve ateşkes sağlanmasını talep etti.
Haberde, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Wang'ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la da görüşerek, İran'a 'gerginliği tırmandırmama mesajı vermelerini istediğine' işaret edildi.
Analizde Washington'ın, İran destekli Husi milislerin Kızıldeniz'deki ticari gemilere saldırılarında da Pekin'den araya girip Tahran'ı uyarmasını talep ettiği hatırlatıldı.
Haberde, İran'ın petrol ihracatının yüzde 90'ını Çin'le yaptığına dikkat çekilerek, Pekin'in 'ABD yaptırımlarına karşı İran'a can simidi olduğu' yazıldı. Ayrıca Çinli firmaların, İran'a güvenlik ve gözetleme ekipmanları sattığı da belirtildi.
Hollanda'daki Groningen Üniversitesi'nden William Figueroa, "Kağıt üstünde Çin, İran'a karşı güçlü bir koza sahip" dedi. Ancak akademisyen, Pekin yönetiminin pratikte bunu kullanmasının zor olacağına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
Bu ticari ilişkileri, özellikle de bu kadar açık şekilde bir silah haline getirmek, Çin'in Küresel Güney genelinde yakın ekonomik bağlar geliştirmeye yönelik daha büyük stratejisini zayıflatacaktır.
Analizde, İran ve Suudi Arabistan'ın geçen yıl Çin arabuluculuğunda normalleşme anlaşması imzaladığı da hatırlatıldı. Martta yapılan anlaşma kapsamında Tahran ve Riyad, ilişkileri düzeltme ve diplomatik temsilcilikleri yeniden açma kararı almıştı.
Ancak haberde, Pekin için asıl meselenin Gazze savaşı olduğuna işaret edildi. Figueroa, Çin'in gerçek çözümü 'ABD'nin İsrail'i dizginlemesinde ve çatışmayı iki devletli çözümü de içeren anlaşmayla sonlandırmasında gördüğünü' söyledi.