Gazze Şeridi'ndeki savaşın 236'ıncı gününe girildi, dünyanın kilitlendiği Orta Doğu'daki bütün gelişmeleri canlı blog sayfasına taşıyoruz.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, İsrail’in Refah’a düzenlediği saldırılara ilişkin açıklamalarda bulundu. Miller, İsrail’in geçtiğimiz pazar günü Refah’taki çadır kampa düzenlediği saldırıdaki trajik can kayıplarından ABD’nin "derin üzüntü duyduğunu" belirtti. İsrail’in Hamas’ın peşine düşmeye hakkı olduğunu aktaran Miller, "Ancak İsrail aynı zamanda operasyonlarını yürütürken sivillerin zarar görmesini en aza indirmek için mümkün olan her şeyi yapmakla da yükümlüdür" dedi.
ABD'nin pazar günü Refah’a düzenlenen saldırıdan bu yana İsrailli yetkililerle temas halinde olduğunu aktaran Miller, İsrail ordusunun saldırıyla ilgili tam bir soruşturma tamamlayana kadar daha fazla açıklamada bulunmayacağını söyledi.
Miller, "İsrail'e uluslararası insancıl hukuka tam olarak uyma, operasyonlarının siviller üzerindeki etkisini en aza indirme ve ihtiyaç sahiplerine insani yardım akışını en üst düzeye çıkarma yükümlülükleri olduğunu hatırlatmaya devam edeceğiz" dedi.
"REFAH'TA FARKLI TÜRDE BİR ASKERİ OPERASYON VAR"
Miller, ABD Başkanı Joe Biden'ın Refah'a büyük bir saldırı düzenlemesi halinde İsrail'i bazı saldırı silahlarını vermemekle tehdit ettiği kırmızı çizgiyi aşıp aşmadığı sorusuna, İsrail'in Refah'taki operasyonlarının henüz ABD'nin büyük bir saldırı olarak tanımladığı sınırı aşmadığını söyledi. Miller, "Han Yunus ve Gazze Şehri'nde operasyonların nasıl gerçekleştiğini gördük. Bu noktada, önceki operasyonların ölçeğinde bir askeri operasyon görmedik. Sadece Gazze Şehri ve Han Yunus'ta bulunan tugayların sayısına bakarsanız, şu ana kadar Refah'ta farklı türde bir askeri operasyon var, ancak bu çok yakından izlediğimiz bir şey" dedi.
ABD ordusunun Gazze Şeridi'nin kıyısına insani yardımlar için kurduğu iskelede operasyonlar askıya alındı. ABD basının iki ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberlerde, iskelenin bir parçasının kopması nedeniyle insani yardım operasyonlarının askıya alındığı bildirilerek, parçanın kopmasına kötü hava koşullarının neden olduğunun tahmin edildiği belirtildi. Haberde, kopan parçanın ne kadar büyük olduğu ya da iskelenin yeniden faaliyete geçmesinin ne kadar süreceği konusunda detay verilmedi.
GAZZE'YE YARDIM TAŞIYAN 4 ABD GEMİSİ SÜRÜKLENMİŞTİ
Söz konusu iskeleye insani yardım taşıyan 4 ABD gemisi 25 Mayıs'ta şiddetli rüzgar nedeniyle bu sürüklenmişti. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamada, gemilerin şamandıradan kurtularak sürüklendiği aktarılmış, "2 gemi şu anda iskelenin yakınındaki sahile demirlemiş durumda, diğer gemiler ise İsrail'in Aşkelon şehri yakınlarında karaya oturdu" denilmişti.
İspanya’nın Filistin devletini resmen tanımasının ardından İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, açıklamalarda bulundu. Albares, "Uluslararası hukuk çerçevesinde devlet olmanın tüm haklarına sahip olarak Filistin devletini tam bir ulus olarak tanıdık" dedi.
Bunun ilk adım olduğunu ifade eden Albares, ileriki adımlarda ise Gazze ve Batı Şeria'nın tek bir Filistin yönetimi altında toplanması, Gazze ve Batı Şeria’nın bir koridorla bağlanması ve başkenti Doğu Kudüs'te olacak gerçek ve yaşayabilir bir Filistin devleti kurulması olduğunu aktardı. Albares, "Bugünkü tanıma Filistin halkı için adalettir. Onlar ebediyen mülteci olmaya mahkûm edilemezler" dedi.
"EGEMEN BİR DEVLET OLARAK MASAYA OTURUP BAŞKA BİR EGEMEN DEVLETLE MÜZAKERE ETMEK AYNI ŞEY DEĞİLDİR"
Filistin’in tanınmasının sahadaki gerçekliği değiştirmeyeceği için büyük ölçüde sembolik olarak görülüp görülmeyeceğine dair soruya cevap veren Albares, "Egemen bir devlet olarak masaya oturup başka bir egemen devletle müzakere etmek aynı şey değildir. İşte bu yüzden Filistin devletinin tanınması önemlidir. Filistinli dostlarımız bize bunun önemli olduğunu söylediler. Bu tek başına barışı getirmeyecektir. Bu bir sürecin başlangıcıdır" dedi.
Albares, "Dün Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi'nde oy birliğiyle, AB ile İsrail arasındaki Ortaklık Konseyi'ni kullanarak İsrailli meslektaşımızı Gazze'de neler olduğunu ve Refah'a yönelik saldırının derhal durdurulması gerektiğini söyleyen Uluslararası Adalet Divanı kararına neden uymadığını bize açıklamaya davet etmeye karar verdik" ifadelerini kullandı.
Danimarka parlamentosunda, Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınmasına ilişkin yasa tasarısı oylandı. Tasarı, 21’e karşı 83 oyla reddedilirken, 2 milletvekili çekimser kaldı. Oylamaya, 73 milletvekili ise katılmadı. Oylamaya katılmayan Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen, "Bu kararı destekleyemeyiz ancak destekleyebileceğimiz bir günün gelmesini diliyoruz" dedi.
"Filistin'de bağımsız bir ülke için gerekli ön koşullar şimdilik mevcut değil"
Rasmussen geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Filistin'de bağımsız bir ülke için gerekli ön koşulların şimdilik mevcut olmadığını belirtmiş, Danimarka’nın Filistin’i tanımaya hazır olmadığını söylemişti. Rasmussen, "Devlet olabilmek için kontrol edilen bir bölgeye ve onu kontrol edebilecek bazı otoritelere sahip olması gerekmektedir" demişti.
Danimarka'nın Filistin'in tanınmasına yönelik yasa tasarısı ilk olarak şubat ayında parlamentodaki dört sol parti tarafından sunulmuş ancak yasa tasarısı yeterli oy almamıştı.
Öte yandan Norveç, İrlanda ve İspanya, bugün Filistin'i resmen tanıdı.
İsrail ordusu Refah'ta bulunan bir başka çadır kente daha saldırdı. Saldırıda onlarca sivil yaralanırken ilk belirlemelere göre 21 kişi yaşamını yitirdi. İngiliz medyası saldırının gerçekleştiği bölgeyi El-Mevasi olarak açıklandı. Bölge uluslararası insani yardım kuruluşlarının bulunduğu bir nokta olarak biliniyor. İsrail daha önce Mevasi bölgesini güvenli olarak ilan etmişti. Saldırının gerçekleştiği konum ayrıca Amerikan Hastanesi'ne 100 metre mesafede bulunuyor.
Bölgeden gelen ilk görüntüler şöyle:
İspanya'nın ardından İrlanda ve Norveç de Filistin'i resmen tanıdı.
Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, Oslo yönetiminin kararını Norveç-Filistin ilişkileri için özel bir gün olarak tanımladı.
İspanya, İrlanda ve Norveç'in katılmasıyla Filistin'i dünya üzerinde tanıyan ülkelerin sayısı 147 olacak.
İsrail, beklendiği gibi Avrupa ülkelerine tepkili. Gazze Şeridi'nde yaklaşık sekiz aydır katliam yapan ve giderek dünyadan izole olan İsrail'in politikaları için, İspanya, Norveç ve İrlanda'nın hamlesi büyük bir darbe anlamına geliyor.
İrlanda Başbakanı Simon Harris konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Filistin'i savaş sonrası yaşanacak barış süreci sonunda tanımak istiyorduk ancak barış mucizesini canlı tutmak için İspanya ve Norveç'le birlikte bu hamleyi yaptık" dedi.
Savaşta beş gün sonra sekiz ay tamamlanacak, Gazze'de can kaybı 36 bin 96'ya çıktı.
Filistinli yetkililer, İsrail işgal ordusunun son 24 saatteki saldırılarında 46 kişinin daha yaşamını yitirdiğini, 110 kişinin ise yaralandığını açıkladı.
Avrupa ülkesi İspanya, bugün Filistin devletini resmen tanıdı. Hükümet sözcüsü Pilar Alegria, tanıma kararının kabine onaylandığını, İrlanda ve Norveç'le birlikte hareket ettiklerini söyledi.
Dublin ve Oslo yönetimlerinin aynı kararı bugün içinde duyurması bekleniyor.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada Filistinli devletinin barışa giden tek yol olduğunu söyledi.
Pedro Sanchez "Filistin devletinin tanınması yalnızca tarihi adaletin sağlanması değil, hepimiz barışın kurulmasını hedefliyoruz" dedi, barışın tesis edilmesinin tek yolunun İsrail devletinin yanında yaşayacak bir Filistin devleti olduğunu vurguladı.
Avrupa ülkeleri İspanya, Norveç ve İrlanda'dan önce dünya üzerindeki 144 ülke Filistin'i devlet olarak tanıyordu.
Tayvan'ı ABD ile savaşa girmeyi dahi göze alarak işgal etmek isteyen Çin'in son savaş planını İngiliz medyası ortaya çıkardı.
Refah'ta hafta sonu çadırları bombardımana tutarak yeni bir katliam gerçekleştiren ve Pazartesi günü de saldırılarına devam eden İsrail işgal ordusu, tanklarını şehir merkezine gönderiyor.
Görgü tanıkları, birçok İsrail tankının Refah merkezine doğru ilerlediğini aktardı. Tanklar El Avda camisinin yanında görüldü.
Al Jazeera'nın ekrana getirdiği görüntülerde tankların yanı sıra gökyüzünde uçan helikopterler ve silahlı insansız hava araçları da var.
İsrail işgal ordusu, 7 Mayıs tarihinde aylardır beklenen kara işgalini başlatmıştı.
Mısır sınırındaki Refah, İsrail'in işgal etmediği tek şehirdi.
İsrail ordusundan henüz tankların Refah merkezine ilerleyişine dair bir yorum yok.
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ın yanı sıra kuzeydeki Cibaliye mülteci kampında da yoğun çatışmalar var.
Washington merkezli Savaş Araştırmaları Enstitütüsü (ISW), üç Hamas tugayının Cibaliye'yi İsrail işgal birliklerine karşı savunduğunu bildirdi.
ISW, İsrail işgal ordusunun Mayıs ayı ortasından beri savaştığı Cibaliye'de üç ayrı taburun bulunduğunu yeni fark ettiğini vurguluyor.
Tel Aviv yönetimi ve ordu, Gazze'nin kuzeyindeki 12 Hamas taburunun tamamının dağıtıldığını defalarca duyurmuştu.
Ancak Filistinli direniş grupları yeniden ortaya çıktı ve İsrail'in stratejisi çöktü.
Kasım ayı ortasından itibaren Kızıldeniz'de seyreden yüzlerce gemiye saldıran Yemenli Husiler, bir anda dünyanın Babülmendep Boğazı'na kilitlenmesine neden oldu.
İsrail işgal birliklerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini isteyen Husilerin füzeleri ve kamikaze drone'larıyla Kızıldeniz dünyanın en tehlikeli su yolu haline geldi.
ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyonların savaş gemileriyle devriye gezmesine rağmen İran destekli grup geri adım atmadı. Yanı sıra Amerikan ve İngiliz savaş uçakları defalarca Yemen topraklarındaki Husi hedeflerini vurdu.
Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 15'ine ev sahipliği yapan Kızıldeniz, Avrupa ve Asya arasındaki en kısa rota.
Başkent Sana dahil Yemen'in batısını kontrol eden Husilerin saldırıları nedeniyle birçok nakliye devi ve petrol şirketi Kızıldeniz rotasını terk etmek zorunda kaldı.
Batılı ülkeler aylarca İran'ın müttefiki Çin'den Husilere karşı devreye girmesini talep ederken, Pekin yönetimi ise itidal çağrısı yapmakla yetindi.
Çin, bugün yaptığı açıklamada Husiler'den Kızıldeniz'deki saldırılarına son vermesini istedi.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Yemenli mevkidaşıyla Pekin'de görüştükten sonra saldırıların bitmesi çağrısında bulundu.
Bloomberg, Mart ayında Husilerin Rus ve Çin gemilerinin güvenliğini garanti ettiklerini duyurmuştu.
Arap Yarımadası'nın en fakir ülkesi Yemen'deki iç savaş onuncu yılına çoktan girdi. Merkezi hükümetin güçleriyle savaşan İran destekli Husiler, halihazırda başkent Sana'nın yanı sıra ülkenin en büyük limanı Hudeyde'yi de kontrollerinde tutuyor.
İspanya, İrlanda ve Norveç, bugün Filistin'i tanıyan ülkeler arasına katılıyor.
Halihazırda dünya üzerindeki 144 ülke Filistin'i devlet olarak tanıyor.
İkisi Avrupa Birliği üyesi üç Avrupa ülkesi ise, iki devletli çözüme destek verdiklerini belirtip Filistin'i tanıyacaklarını önceki haftalarda ilan etti.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, bugün yaptığı açıklamada Filistinli devletinin barışa giden tek yol olduğunu söyledi.
Pedro Sanchez "Filistin devletinin tanınması yalnızca tarihi adaletin sağlanması değil, hepimiz barışın kurulmasını hedefliyoruz" dedi, barışın tesis edilmesinin tek yolunun İsrail devletinin yanında yaşayacak bir Filistin devleti olduğunu vurguladı.
İlk kez bir NATO ülkesi resmen Rusya için savaşın sıfır noktasına asker gönderme kararı aldı, gelişmenin detayları ise dünyada ses getirdi.
İsrail işgal ordusu, dünyadan yükselen yoğun tepkilere rağmen Refah'ta yeni saldırı düzenledi.
Filistinli yetkililer, Pazartesi gecesi Refah'ın kuzeyindeki bir evin İsrail tarafından bombalanması sonucu yedi kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Yerel kaynaklar, Salı sabahı yeni hava saldırıları ve silah sesleri duyulduğunu bildiriyor.
Mısır sınırındaki çadır kenti bombardımana tutan İsrail işgal ordusu, kendi ülkesinde bile protesto edildi. Katliamı protesto için Akdeniz kıyısındaki Hayfa'da onlarca İsrailli sokağa döküldü.
Al Jazeera, göstericilerin 'Filistinlilerin yaşamı önemlidir' ve 'Elinizi Refah'tan çekin' gibi sloganlar attığını bildirdi.
İsrail polisi dokuz protestocuyu tutukladı, göstericilerden ikisi serbest bırakıldı.
Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki tampon bölge Philadelphia Koridoru'nda Pazartesi günü İsrail ve Mısır askerlerinin çatışmasını, Orta Doğu'daki diğer ülkelerde gerçekleşen patlamalar ve saldırılar izledi.
İsrail işgal ordusu, gece yarısı Lübnan'ın güneyindeki birçok Hizbullah hedefine saldırı düzenlediğini açıkladı.
Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah ile İsrail 8 Ekim tarihinden bu yana sınır hattında çatışıyor.
İsrail savaş uçaklarının vurduğu yerler arasında Meys el Cebel'deki bir cephanelik, Ayta eş Şaab ve Hiam'da ise binalar yer alıyor. Hizbullah'tan henüz saldırılara ilişkin bir açıklama yok.
Hizbullah'ın müttefikleri arasındaki Iraklı milis grupları ise, İsrail'in en güney şehri Eilat'a kamikaze silahlı insansız hava araçlarıyla saldırdı.
İran destekli milisler en az 500 kilometre öteden Kızıldeniz kıyısındaki Eilat'a kamikaze drone'lar ateşledi, İsrail hava savunma sistemleri aktif hale geldi.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Eilat semalarında iki patlamanın meydana geldiği görüldü.
İsrail ordusu gökyüzünde vurulan iki kamikaze drone'dan birinin bir savaş uçağı tarafından etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Iraklı milisler ise, Eilat'a üç adet kamikaze silahlı insansız hava aracı fırlattığını aktarıyor.
Aylardır korkuyla beklenen Refah işgalini Mayıs ayının ilk haftası biterken başlatan İsrail işgal ordusu, 1979 barış anlaşmasını ihlal edip Philadelphia Koridoru'na tanklarla girdi.
Saldırıdan 20 gün sonra korkulan oldu, Mısır ve İsrail orduları arasında çatışma çıktı. Karşılıklı açılan ateşte bir Mısır askeri hayatını kaybederken, yerel medyada bugün beklendiği gibi çatışma manşetlerde.
Mısır'ın resmi gazetesi El Ahram, 'Mısır, sınırlardaki askerlerin güvenliğinin tehlikeye atılmasına karşı uyarıyor' manşetiyle okurlarının karşısına çıktı. Haberini El Kahire televizyonuna konuşan üst düzey bir yetkiliye dayandıran gazete, uyarının Refah sınırındaki askerin ölümünün ardından geldiğini vurguladı.
İsrail işgal ordusu ile Filistinli direniş grupları arasındaki çatışma devam ederken Mısır askerlerinin olaya dahil olduğu bilgisini veren El Ahram, Kahire yönetiminin aylardır İsrail'i uyardığını hatırlattı.
Gazze Şeridi'nden gelebilecek bir göçmen akınına karşı aylardır tetikte olan Mısır, İsrail'in Refah'a saldırması üzerine sınır kapısını kapattı ve Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil oldu. Söz konusu hamleler, Kahire'nin politikasında ciddi bir değişikliğe işaret ediyor.
El Ahram, Philadelphia Koridoru'ndaki çatışmaların kontrol edilmesi zor bir tablo ortaya çıkardığını ve İsrail saldırılarının gerilimi tırmandırabileceğini yazdı.
14 kilometre uzunluğunda ve birkaç yüz metre genişliğindeki Philadelphia Koridoru, aslında bir tampon bölge. 1979 anlaşmasıyla ortaya çıkan koridorun kontrolü, İsrail işgal kuvvetlerinin 2005 yılında Gazze'den tamamen ayrılmasıyla tamamen Mısır'a geçti.
El Masri el Yevm gazetesi de tıpkı El Ahram gibi uyarı haberine sayfalarında yer verdi, Kahire yönetiminin uluslararası topluma çağrıda bulunduğunu aktardı. Gazete, çatışmaya ilişkin ilk soruşturmanın tamamlandığını da ekledi.
El Vatan gazetesi de Philadelphia Koridoru'ndaki çatışmaya dair uyarıyı haberleştirdi.
Eş Şuruk gazetesi ise, 'Sınır olayı: Sosyal medya ülkeyi yönetmeyecek' başlıklı haberinde bir gazetecinin görüşlerine yer verdi, bir askerin ölümüyle sonuçlanan çatışmanın ardından sosyal medyadaki savaş isteyen yorumları eleştirdi.
Mısır 45 yıl önce İsrail ile barış anlaşması imzalayan ilk Arap ülkesi oldu. Kahire ve Tel Aviv arasındaki ilişkilerde sık sık gerilim yaşansa da, Mısır ve İsrail askerleri arasında ölümle sonuçlanan olaylara nadiren rastlanıyordu.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah'ta yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadırları bombardımana tutması, dünyayı ayağa kaldırdı.
Çadırlarda kalan çocuklar ve kadınların diri diri yandığı hava saldırısında en az 45 can kaybı var. Refah'ın batısında yer alan Tel el Sultan mahallesindeki çadırlarda barınan yüzlerce kişi de yaralandı.
Katliam Türkiye'den Fransa'ya, Japonya'dan Kolombiya'ya, Avustralya'dan Şili'ye, Mısır'dan Katar'a birçok ülke tarafından kınandı.
ABD ortaya çıkan görüntüleri 'içler acısı' diye tanımladı ancak İsrail'i resmen kınamadı.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği'nden arka arkaya açıklamalar geldi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Gazze'de güvenli bir yer yok. Bu dehşet sona ermelidir" dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, katliam için "Bazı şeyler, feci şekilde yanlış gitti" yorumunu yaptı.
CNN International 'Netanyahu kamp saldırısı için 'trajik hata' derken küresel öfke büyüyor' manşetini attı.
BM Güvenlik Konseyi bugün Cezayir'in talebi üzerine bugün Refah saldırısını görüşmek üzere acil toplanacak.
Avrupa Birliği dışişleri bakanları ise, Pazartesi günü Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Toplantıya Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün katıldı.
Uluslararası Af Örgütü de, Pazartesi günü Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni İsrail'in saldırılarını savaş suçu olarak soruşturmasını talep etti.