İsrail'in Gazze Şeridi'nde 40 bini aşkın Filistinliyi katlettiği savaşta 318'inci güne girildi, ateşkes ve rehine anlaşması için müzakerelerin yanı sıra Orta Doğu'ya ziyaretler öne çıkıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Londra'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı'nın hakkında yakalama kararı başvurusunda bulunmasına yönelik itirazını geri çekmesi nedeniyle İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ile görüşmeyi reddettiği ileri sürüldü.
Kanal 13 televizyonunun İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Londra'nın itirazını geri çekmesine öfkelenen Netanyahu, bölgeyi ziyaret eden Lammy ile İngiltere tarafının talebine rağmen görüşmedi.
İngiliz yetkililer, Netanyahu ile Lammy arasında görüşme ayarlamak için birden fazla talepte bulunurken Başbakan, programlarının çakıştığı gerekçesiyle 16 Ağustos'ta görüşmeyi reddetti.
İNGİLİZ DIŞİŞLERİ: "NETANYAHU'YLA BİR ARAYA GELME PLANI YOKTU"
İngiltere Dışişleri Bakanlığı ise iddiaları yalanladı. AA muhabirinin konuya ilişkin sorusuna bakanlıktan verilen yazılı yanıtta, "Dışişleri Bakanı, 14 Temmuz'da, göreve geldikten sonraki ilk İsrail ziyaretinde Başbakan Netanyahu'yla görüşmüştü." ifadeleri kullanıldı.
Lammy'nin 16 Ağustos'ta Fransız mevkidaşı Stephane Sejourne ile birlikte yaptığı ziyarete değinilen açıklamada, "Dışişleri Bakanı, 16 Ağustos'ta Fransız mevkidaşıyla yaptığı ziyarette İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'le bir araya gelerek acil ateşkes ve tüm esirlerin salıverilmesi çağrısını, bölgesel tansiyonun yükseldiği bir ortamda yineledi. Bu ziyarette Netanyahu'yla bir araya gelme planı yoktu." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın geçen ay Netanyahu'yla bir görüşme gerçekleştirdiği de hatırlatıldı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve karşılıklı esir takası müzakerelerinde, Mısır-Gazze sınırı boyunca uzanan "Philadelphi Koridoru" diye isimlendirilen koridorun kontrolünün ve Gazze'den "en fazla sayıda canlı" İsrailli esirin serbest kalmasının sağlanması konusunda ısrarcı olacağını belirtti.
İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan yazılı açıklamada, Netanyahu, "görüşmelere ilişkin sürekli bilgi sızdıranların anlaşmanın sağlanmasına zarar verdiği" ifadesini kullandı.
Müzakerelerde "savaş sonlandırılmadan anlaşmaya razı olmayacağı" söylenen Hamas'ın, daha sonra bu pozisyonunu değiştirdiğini savunan Netanyahu, şimdi de Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphi Koridoru'nda kontrolün ellerinde kalması konusunda ısrarcı olduğunu aktardı.
Netanyahu, ayrıca Gazze Şeridi'ndeki İsrailli esirlerden en fazla sayıda kişinin canlı olarak serbest bırakılmasını anlaşmaya eklemek için çalıştığını belirterek, "bunların savaşın hedeflerini gerçekleştirmesini sağlayacağını" ileri sürdü.
İsrail'i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın, Gazze'ye İsrail'in 10 ayı aşkındır devam eden saldırılarını sonlandıracak ateşkes ve karşılıklı esir takası anlaşması müzakereleri için Netanyahu ile yarın görüşmesi planlanıyor.
İsrail basınına göre, Netanyahu'nun anlaşmayı zora sokan ısrarcı olduğu maddelerde fikrini değiştirmesi için Blinken'ın baskı yapmasının beklendiği aktarıldı.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik yıkıcı saldırıları 317 gündür devam ederken İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta görevi başındaki Filistinli gazeteci Salma el-Gaddumi'yi yaraladı. Açılan ateş sonucu sırtından yaralanan gazeteci el-Gaddumi, Gazze'nin orta kesimindeki Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Hamas tarafından yapılan açıklamada, ABD, Mısır ve Katar'ın arabuluculuğunda Gazze'de ateşkes sağlanması ve esir takası için yürütülen müzakerelerde Netanyahu'nun yeni şartlar sürerek anlaşmaya varılmasını engellediği belirtildi.
Açıklamada, Netanyahu'nun yeni şartlar ekleyerek engellediği anlaşma konusunda arabulucu tarafları zor durumda bıraktığı kaydedildi.
Netanyahu'nun "Gazze'ye yönelik kalıcı ateşkesi ve kapsamlı geri çekilmeyi reddettiği" bilgisine yer verilen açıklamada, Tel Aviv yönetiminin Gazze'yi ikiye ayıran Netzarim Koridoru, Refah Koridoru ve Gazze Şeridi ile Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru'nda işgalin devam etmesi yönünde ısrar ettiği kaydedildi.
Esir takasına ilişkin yeni maddelerin de yeni öneriye eklendiği ifade edilen açıklamada, "Netanyahu'yu arabulucuların çabalarını engellemekten, anlaşmaya varılmasını engellemekten ve Gazze Şeridi'nde hayatın tüm alanlarını etkileyen saldırılarla halkımızın sistematik olarak hedef alınmasıyla maruz kaldığı tehlikeleri yaşayan esirlerin hayatlarından tamamen sorumlu tutuyoruz." ifadelerine yer verildi.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'de meydana gelen patlamada 1 kişinin hayatını kaybettiği, 1 kişinin ağır yaralandığı bildirildi.
İsrail polis sözcülüğünden yapılan açıklamada, Tel Aviv'in Lahi Caddesi'nde "patlayıcı düzenekle" bir patlama meydana geldiği, kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişinin hayatını kaybettiği, 1 kişinin yaralandığı, yaralının hastaneye kaldırıldığı aktarıldı.
İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde, patlamada 50 yaşlarında bir erkeğin hayatını kaybettiği belirtildi. Olayın saldırı girişimi ihtimalini değerlendirmek üzere İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet'in soruşturmaya katıldığı aktarıldı.
Tel Aviv Emniyet Müdürü Peretz Amar, patlamada hayatını kaybeden kişinin "sıradan bir kişi olmadığını, patlayıcı düzenek taşıdığını, olayın niteliğini anlamak için soruşturma yürüttüklerini" belirtti.
Emniyet Müdürü, bir kamyonun yanında patlamayla hayatını kaybeden ve "bomba düzeneğini taşıdığı" düşünülen 50 yaşlarındaki kişinin kimliğinin soruşturmayı aydınlatacağını değerlendirdiklerini ifade etti.
İngiltere'nin Dublin Büyükelçiliğinde görevli diplomat Mark Smith, ülkesinin İsrail'e silah satışlarına devam etmesini protesto ederek görevinden istifa etti.
Smith'in istifasına ilişkin X'te yayımlanan mektupta, "İngiliz Dışişleri Bakanlığı savaş suçlarının ortağıdır." ifadesi yer aldı.
Mektupta, istifasından dolayı üzüntü duyduğunu ancak savaş suçlarında işbirliği olan bir kurumda çalışamayacağını vurgulayan Smith, geçmişte bakanlığın Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya silah ihracatı lisanslarıyla ilgili biriminde görev yaptığını belirtti.
Bu konuda uzman olduğunu belirten Smith, "Her gün Gazze'de İsrail tarafından işlenen savaş suçları ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine şahitlik ediyoruz. İsrail hükümeti ve ordusunun önde gelen isimleri açıkça soykırım niyetlerini gösteriyor, kasıtlı olarak yakıyor, sivillere ait yerleri yağmalıyor, mahkumlara işkence yapıp tecavüz ettiklerini açıkça kabul ediyor." değerlendirmesini yaptı.
Smith mektubunda, üniversite ve ev gibi sivil yapıların yok edildiğini, insani yardımların engellendiği ve Gazze'de güvenli bir yer kalmadığını aktararak, "Kızılhaç ambulansları saldırıya uğruyor, okullar ve hastaneler düzenli olarak hedef alınıyor. Bunlar savaş suçudur." ifadelerini kullandı.
Silah satışları konusunda Bakanlığın her kademesinde endişelerini dile getirdiğini vurgulayan Smith, "İngiltere'nin İsrail'e silah satması hiçbir şekilde haklı gösterilemeyecekken bir şekilde silah satışları devam ediyor. Bunu resmi soruşturma da dahil olmak üzere kurumun her kademesinde dile getirdim. 'Teşekkür ederiz endişelerinizi not ettik'ten başka hiçbir karşılık almadım." dedi.
İngiliz yetkililerin silah satışı konusunda dünyanın en şeffaf ihracat lisansı sistemine sahip olduğu yönündeki açıklamaları da eleştiren Smith, "Gerçek bunun tam tersi. Bakanlıktaki bu yasa dışılık konusunda endişelerini dile getiren bir memur olarak bu şekilde göz ardı edilmek çok rahatsız edici." ifadelerine yer verdi.
Smith, diğer bakanlık çalışanlarını da endişelerini dile getirmeye çağırdı.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik yıkıcı saldırıları 317 gündür devam ederken ordunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıda Zagut ailesinin evi bombaların hedefi oldu. Saldırı anı ve çevreyi saran toz bulutu kaydedildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ateşkese yönelik diplomatik çabalar çerçevesinde İsrail’in başkenti Tel Aviv’e geldi. 7 Ekim'den bu yana 9’uncu kez İsrail’i ziyaret eden Blinken’ın yarın yerel saatle 11.00’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelmesi bekleniyor. Blinken'ın ayrıca Savunma Bakanı Yoav Gallant, Dışişleri Bakanı Israel Katz ve Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile de görüşmesi planlanıyor.
Blinken, İsrail'in ardından Mısır'ın başkenti Kahire'ye geçecek.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki İsrailli esirlerin serbest bırakılması için Hamas'la "çok komplike" müzakereler yürüttüklerini belirtti.
Maariv gazetesinin haberine göre, Netanyahu, esir takası müzakereleri için Kahire'ye giden İsrailli müzakere heyetiyle yaptığı görüşmenin akabinde hükümetin haftalık toplantısına katıldı.
Netanyahu burada yaptığı konuşmada, İsrail'in ister saldırı isterse savunma olsun her türlü tehditle yüzleşmeye hazır olduğunu dile getirdi.
"Nefsi müdafaaya ve herhangi bir cepheden bize saldırmaya cüret edecek herhangi bir düşmana ağır bedel ödetmeye kararlıyız." diyen Netanyahu, şöyle devam etti:
"Çok komplike bir müzakere yürütüyoruz. Bu sadece verme üzerine değil alma ve verme üzerine kurulu bir müzakere. Esnek olabileceğimiz mevzular olduğu gibi esnek olamayacaklarımız da var. Bunların ikisi arasında nasıl ayrım yapacağımızı iyi biliyoruz."
Esir takası için daha önce dile getirdikleri şartlarda (Philadelphia Koridoru ve Refah Sınır Kapısı'nda kontrolün elde tutulması ve Hamas'ın askeri kanadı İzeddin el-Kassam Tugayları üyelerinin Gazze'nin kuzeyine geçişine izin verilmemesi) kararlı olduklarını kaydeden Netanyahu, Hamas'ın bu şartları reddettiğini ve Doha'daki müzakerelere heyet bile göndermediğini aktardı.
Netanyahu, baskı uygulanması gerekenin İsrail hükümeti değil Hamas ve onun Siyasi Büro Başkanı Yahya es-Sinvar olduğunu dile getirdi.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, düzenledikleri saldırılarda Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentine kara saldırısı düzenleyen İsrail askerlerini öldürdüklerini ve yaraladıklarını duyurdu.
Kassam Tugayları'ndan yapılan açıklamada, Han Yunus'un Hamed bölgesinde İsrail askerlerinin çeşitli patlayıcılarla hedef alındığı, aralarında ölenler ve yaralananların olduğu belirtildi.
Açıklamada, Hamed'in, el-Havuz bölgesinin batısındaki İsrail askerlerinin hedef alındıkları belirtildi.
Gazze kentinin Tel el-Heva Mahallesi'nde de 10 kişiden oluşan bir grup İsrail askerinin anti-personel roketi ile vurulduğu kaydedildi.
Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki askeri mevzilerin topçu ateşi ve Katyuşa füzeleriyle vurulduğunu duyurdu.
Hizbullah tarafından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in kuzeyindeki Beyt Hilal Kışlası'ndaki Sahel taburuna ait karargahın Katyuşa roketi ile vurduğu belirtildi.
Saldırının, İsrail'in Lübnan’ın güneyindeki Ayta eş Şaab beldesine düzenlediği saldırıya karşılık gerçekleştirildiği bildirildi.
Açıklamada, İsrail'in Kefr Şuba Tepeleri'ndeki Ruveysat el-Alem mevzisindeki casus mekanizmaların silahlarla doğrudan vurulduğu aktarıldı.
İsrail'in Merc bölgesinin füzelerle doğrudan vurulduğu belirtilirken, Zarit'teki askeri bölgenin de hedef alındığını aktarıldı.
Lübnan resmi ajansı NNA’nın haberine göre, İsrail ordusuna ait hava araçları sınır bölgesinde yer alan Ayta eş Şaab beldesine hava saldırısı düzenledi.
Seyir halindeki bir motosikletin hedef alındığı saldırıda 1 kişinin öldüğü ve 1 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Lübnan ve İsrail sınırındaki tampon bölgede bugün bir patlama meydana geldi.
Mavi Hat olarak bilinen kuşakta görev yapan Birlemiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), Lübnan'ın güneyindeki patlamada üç askerin yaralandığını duyurdu.
UNIFIL'ın açıklamasında patlamanın Yarin civarında, Birleşmiş Milletler tabelasının açıkça işaretlendiği araçların yakınında gerçekleştiği bilgisi verildi.
BM açıklamasında patlamanın neden kaynaklandığına dair bir bilgi yok.
İsrail ve Hizbullah, 8 Ekim tarihinden bu yana neredeyse her gün sınır hattında çatışıyor. İsrail jetleri ve silahlı insansız hava araçlarının saldırılarına Hizbullah roket yağmuruyla yanıt veriyor.
Filistinli yetkililer, İsrail işgal ordusunun son 24 saatteki saldırılarının 25 can daha almasıyla Gazze Şeridi'ndeki ölü sayısının 40 bin 99'a çıktığını bildirdi. Binlerce Gazze sakininin de kayıp olduğu bölgedeki kurbanların üçte ikiden fazlası çocuklar ve kadınlar.
Savaşın başından beri neredeyse sayılamayacak kadar Orta Doğu ülkelerini ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bugün bir kez daha bölgede.
ABD'nin bir numaralı diplomatını taşıyan uçak İsrail'in başkenti Tel Aviv'e gün içinde inecek.
Bakan Blinken'ın İsrail ziyareti, Katar'ın başkenti Doha'dan Mısır'ın başkenti Kahire'ye taşınan ateşkes müzakerelerinde iyimserliğin hakim olduğu bir tabloda gerçekleşiyor.
İsrail basını, Washington'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşı durduracak ateşkesin hayata geçmesi için baskıyı artırdığını bildiriyor.
Al Jazeera muhabiri Zein Basravi ise, Blinken'ın Başbakan Binyamin Netanyahu ile görüşmesinde rehine ve tutuklu takasındaki isim listelerinin masaya geleceğini söyledi.
Tatil planlarını erteleyen Antony Blinken, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana dokuzuncu Orta Doğu turunu gerçekleştiriyor. ABD Dışişleri Bakanı, önceki seyahatlerinde İsrail'in yanı sıra diğer bölge ülkelerini de ziyaret etmişti ancak son turda şimdilik başka bir durak açıklanmış değil.
Yeni müzakerelere katılmayan Hamas, ABD lideri Joe Biden'ın Mayıs ayında duyurduğu üç aşamalı ateşkes planının uygulanmasını istiyor. İsrail ise ateşkese sürekli yeni koşullar ekleyip Gazze Şeridi'nde savaşın sona ermemesini talep ediyor.
İsrail tarafı, hafta başından itibaren Kahire'de yeniden başlayacak görüşmelere Pazar günü bir heyet göndereceğini ilan etti.
Netanyahu'nun aşırı sağ koalisyon hükümetindeki Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich faşist bakanlar, bir ateşkes anlaşmasına varılması halinde koalisyonu dağıtacakları tehdidinde bulunuyor.
Orta Doğu'da topyekun bir savaş istemeyen İran ve Hizbullah'ın İsrail'e suikastla misilleme yapacağını bildiren haberlerin ardından, Akdeniz kıyısındaki Kayseriye'de yaşanan şok gelişme ortaya çıktı.
İsrail'de yayımlanan Yediot Ahronot, hafta içinde bölgede tam ölçekli bir savaş aramayan İran ve Hizbullah'ın İsrail'e aynı taktikle yanıt verebileceğini yazdı. İsrail güvenlik kabinesinde konuşulanları sayfasına taşıyan gazete, İran ve Lübnanlı müttefiki Hizbullah'ın İsrail'de yüksek profilli isimleri hedef alan suikastlara imza atabileceğini bildirdi. Haberde, füzeler ya da kamikaze silahlı insansız hava araçları fırlatmak yerine İsrailli bakanlar, milletvekilleri, ordu komutanları veya Mossad yöneticilerinin suikast hedefi olabileceği aktarıldı.
Bugün ise Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yazlık evinin üzerinde Hizbullah'a ait bir insansız hava aracı görüldüğü bildirildi.
Israel Hayom'un haberini ilginç kılan en çarpıcı detaylardan biri, Akdeniz kıyısındaki Kayseriye (Caesarea ) semalarındaki uçan cismin 16 Ağustos'ta, yani üst düzey suikast haberinin çıktığı gün görülmesi.
Israel Hayom, Netanyahu'nun yazlığının açıklarındaki küçük drone'un tespit edilmesiyle savaş uçaklarına acil kalkış emri verildiğini yazdı.
Haberde 'uçan cismin' Kayseriye açıklarında devriye gezen bir füze gemisinin radarı tarafından tespit edildiği bilgisi verildi.
Gazeteye göre, Hizbullah insansız hava aracı Netanyahu'nun evinin görüntülerini çekmeyi deniyordu.
Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah, sınıra 30 kilometre uzaklıktaki stratejik liman kenti Hayfa'da yer alan askeri tesisler ve karargahları gösteren bir video kaydını Haziran ayında yayınladı ve söz konusu görüntüler büyük ses getirdi.
Kayseriye ile kuzeydeki Lübnan sınırı arasındaki kuş uçuşu mesafe ise en az 70 kilometre.
30 Ağustos Salı akşamından 31 Ağustos'un ilk saatlerine kadar 1450 kilometre uzaklıktaki iki başkentte gerçekleşen suikastlar, Orta Doğu'yu alt üst etti. Hizbullah'ın iki numarası Fuad Şükür'ün Beyrut'taki yüksek katlı bir binada füzeyle vurulmasını, birkaç saat sonra İsrail'in Hamas lideri İsmail Haniye'yi İran'ın başkenti Tahran'da hedef alması izledi.
İran ve bölgedeki en önemli müttefiki Hizbullah'ın İsrail'e misillemesi beklenirken, Orta Doğu diken üstünde. İran Dışişleri Bakan vekili Ali Bakıri Kani, Mısırlı mevkidaşıyla Cumartesi günü gerçekleşen görüşmesinde İsrail'e karşılık vereceklerini yineledi.
İsrail daha önceki suikastlarında olduğu gibi Haniye saldırısını üstlenmiş değil.
Bakan vekili Bakıri Kani, İsrail hükümetini bir 'suç çetesi' olarak niteleyip ana müttefiki ABD'yi ise yerden yere vurdu. Tahran yönetimi, İsrail'e silah sağlayıp diplomatik olarak koruyan ABD'nin bir arabulucu olamayacağını söylüyor.
Amerikan The Wall Street Journal gazetesinde bugün yayımlanan bir haber ise, gözden kaçacak gibi değil. 'İsrail bir hayaleti nasıl öldürdü?' başlığıyla sunulan haberde, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın sağ kolu olan Fuad Şükür'ün Beyrut'un güneyindeki Dahiye'deki yerinin nasıl tespit edildiğine yer verildi.
The Wall Street Journal'a konuşan bir Hizbullah yetkilisi, Lübnan'ın en büyük askeri gücü olan grubun kalesi Dâhiye mahallesindeki yedi katlı binanın bir telefon görüşmesinden sonra füzeyle vurulduğunu söyledi.
İsminin açıklanmaması koşuluyla bilgi veren yetkili, Fuad Şükür'ün saldırıdan dakikalar önce binanın ikinci katında olduğunu ve bilinmeyen bir numaradan gelen aramanın ardından yedinci kata çıktığını aktardı.
Hizbullah yetkilisine göre, Şükür'ün binanın en üst katında hedef alınması daha kolay olduğu için telefon tuzağı devreye sokuldu.
Hizbullah ve İran Dâhiye mahallesindeki suikastta yaşanan istihbarat başarısızlığını araştırırken, söz konusu yetkiliye göre ilk değerlendirmeler İsrail'in bilgisayar korsanlığının grubun karşı gözetleme sistemini aştığı gösteriyor.
60'lı yaşlarda olduğu tahmin edilen Fuad Şükür, Hizbullah lideri Nasrallah'a en yakın isimlerden biriydi ve grubun geliştirdiği hassas güdümlü füzelerde önemli bir rol oynadı.
Suikast, birçok Hizbullah komutanını geride kalan aylarda öldüren İsrail için gruba yönelik en büyük meydan okuma. Hizbullah lideri Nasrallah, eşi ve çocuklarıyla birlikte yedinci katta vurulan Fuad Şükür'ün intikamı için sert ve etkili bir misilleme geleceğini söylüyor.
Hizbullah, hafta içinde bir yeraltı füze şehrinin görüntülerini yayınlayıp İsrail'e bir kez daha gözdağı verdi.
İsrail işgal ordusu ve Hizbullah, 8 Ekim'den bu yana sınır hattında çatışıyor. Zaman zaman Lübnan'ın kuzeyine ya da İsrail'in 30 kilometre derinine uzanan çatışmalar, çoğunlukla sınır hattında sınırlı kaldı.
On binlerce savaşçısı ve 150 bin kadar füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah'ın suikastın ardından yayınladığı fotoğraflarda, Fuad Şükür'ün İran Devrim Muhufızları'nın yurt dışı operasyonlarını yürüten birimi Kudüs Gücü'nün komutanı Kasım Süleymani ile yan yana olduğu bir kare de vardı. Hizbullah'ın paylaştığı albümden önce kamuoyu önüne çıkmayan Şükür'ün bilinen çok az görüntüsü ve fotoğrafı bulunuyordu. WSJ'nin 'hayalet' nitelemesi, Fuad Şükür'ün gizlenmesine atıfta bulunuyor.
The Wall Street Journal, haberinin spotunda "Hizbullah komutanı Fuad Şükür o kadar gizli bir hayat sürdü ki, bir hava saldırısı onu öldürmeden ve Orta Doğu'yu savaşın eşiğine getirmeden çok az kişi onun yüzünü ve adını biliyordu" ifadesine yer verdi.
WSJ haberinde, Şükür'ün Beyrut'ta 300'e yakın Amerikan ve Fransız askerinin öldüğü bombalamadan bu yana 40 yıldır ABD'den kaçmayı başardığını da ekledi. Washington, 60'lı yaşlardaki Şükür'ün söz konusu saldırıda kilit rol oynadığını savunuyordu ve Hizbullah komutanının yerini bildirecek kişilere 5 milyon dolar para ödülü vaat ediyordu.
İsrail'in başkenti Tel Aviv, hafta içinde hem ABD hem de İngiltere dışişleri bakanları tarafından ziyaret edildi.
Kanal 13 televizyonu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ile buluşmayı kabul etmediğini duyurdu.
Netanyahu ve aşırı sağcı koalisyonu, Londra yönetiminin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı hakkında verdiği tutuklama kararına yapılan itirazı geri çekmesine öfkeli.
Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi hükümeti, yaz ortasında tek başına iktidara geldikten sonra Rishi Sunak yönetiminin hamlesini boşa çıkardı.
İngiltere'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu hakkında verilecek hükme uyacağını duyurması, Orta Doğu politikasında ABD'den uzaklaşmasının ilk sinyalleri olarak yorumlanıyor.