06.11.2008 - 15:38 | Son Güncellenme:
Bilim adamları, bir kanser hastasının
DNA’sının şifresini çözerek, hastalığın genetik kökenlerinin izini sürmeyi
başardılar.
Washington Üniversitesi bilim adamları, kemik iliğindeki kan yapıcı
hücrelerin kanseri olan akut myeloid lösemi (AML) hastası bir kadından iki örnek
alarak DNA’daki farklılıkları incelediler.
Örneklerden biri sağlıklı deri hücrelerinden diğeri ise kanserli
hücrelerin olduğu kemik iliği dokusundan alındı.
Nature dergisinde yayınlanan araştırmada bilim adamları, kadının AML
hastalığına yakalanmasına yol açtığı düşünülen 10 gen mutasyonu tanımladılar. Bu
mutasyonlardan sadece ikisinin hastalıkla bağlantısı daha önce biliniyordu.
Araştırmacılar, alınan tümör örneğindeki neredeyse her hücrede bu ana
mutasyonların dokuzuna rastladılar.
Bu mutasyonlardan üçünün normalde tümör gelişimini bastıran genlerde,
dördünün kanserin yayılmasıyla bağlantılı genlerde bulunduğu, bir diğerinin de
ilacın hücrelere iletilmesini etkilediği ve böylece muhtemelen kanser tedavisine
direnci tetiklediği belirtildi.
Bilim adamları diğer 187 AML hastasından alınan tümör örneklerini de
incelediler ancak hiçbirinde bu 8 mutasyona rastlamadılar. Araştırma başkanı
Richard Wilson, "Bu, kanserde, hatta tek bir türünde bile çok büyük genetik
çeşitlilik olduğunu gösteriyor" dedi.
KANSER ARAŞTIRMASINDA DÖNÜM NOKTASI
Diğer çoğu kanserde olduğu gibi AML de yaşamı süresince insanların
DNA’sında biriken mutasyonlardan ortaya çıkıyor. Ancak, bu değişikliklerin
mahiyeti ve kontrolsüz hücre çoğalmasına yol açan biyolojik süreci nasıl
etkilediği tam olarak bilinmiyor.
Washington Üniversitesi bilim adamları, kansere yol açan mutasyonları
tespit etmek için, gen sıralama tekniğini kullandılar. Bu tekniğin diğer kanser
türlerine de uygulanabileceği ve böylece yeni ilaçların geliştirilebileceği
belirtildi.
ABD İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü’nün eski başkanı Dr. Francis
Collins, bunun "kanser araştırmasında bir dönüm noktası" olduğunu söyledi.
Collins, bu araştırmanın kanserin mahiyetini tam olarak anlama dönemini
başlattığını, teşhis, önleme ve tedavide yeni yaklaşımların geliştirilmesinde
ümit vadettiğini kaydetti.
İngiltere’deki Kanser Araştırma kurumundan Kat Arney de "Bu sadece
löseminin değil diğer kanser türlerinin de anlaşılmasında çok önemli bir
araştırma. Teknolojideki gelişmeler sayesinde artık kanser hücrelerindeki genetik
gizemleri çözmek mümkün" dedi.