09.06.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Çalışmanın birinci aşama sonuçları geçtiğimiz günlerde düzenlenen Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin (ASCO) Chicago’daki yıllık konferansında açıklandı. İlk sonuçlara göre, kanser aşısının bağışıklık sistemini tümör hücrelerine saldırması için tetikleyebildiği ve hastalığı başarılı bir şekilde uzak tutabildiği belirtildi.
18 ayda kanseri bitiriyor
Pankreas hastalarının yaklaşık yüzde 20’sinin ameliyat için uygun olduğu aktarılan çalışmada, araştırmacılar, söz konusu hastaların tümörlerini analiz ederek çok sayıda bağışıklık hücrelerine özellikle de vücudu enfeksiyondan koruyan ve kanserle savaşmaya yardımcı olan T hücrelerine sahip olduklarını keşfettiler.
mRNA teknolojisi ile geliştirilen kanser aşısında 16 hasta, pankreas kanseri ameliyatından 9 hafta sonra 9 aşı dozunun ilkini aldı ve bunların yarısı önemli bir bağışıklık tepkisi üretti. 18 ayda, 8 hastanın tümü kanseri yenerken, aşı tarafından aktive edilen T hücrelerinin kanserin tekrarını durdurduğu aktarıldı. Aşıya yanıt vermeyen 8 hastadan 6’sı, kanserleri bir yıl sonra nüksederken araştırmacılar hala grubun yarısının neden yanıt vermediğini araştırıyor.
BioNTech’in kurucuları Şahin ve Türeci, pankreas kanseri hastaları için her hasta için özel hazırlanan aşı ile ilgili New York’taki doktorlarla bir araya geldi. Türünün ilk örneği olan klinik çalışmasının birinci aşama sonuçlarında elde edilen bulgularda tedavisi zor diğer kanserler için yeni bir tedavi çağının habercisi olduğunun umulduğu aktarıldı.
9 doza ihtiyaç var
BioNTech’in kurucu ortağı Özlem Türeci, çalışma ile ilgili pankreas kanseri hastalarının sadece yüzde 5’inin tedaviye yanıt verdiğini söylerken “Kanser aşılamasında uzun süredir devam eden araştırmamızdan yararlanarak bu zorluğun üstesinden gelmeye kararlıyız ve bu tür tedavi edilmesi zor tümörlerin tedavisinde yeni bir çığır açmaya çalışıyoruz” dedi. New York’taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nin baş araştırmacısı Dr. Vinod Balachandran ise hastaların 9 doz aşıya ihtiyaç duyduğunu, çünkü koronavirüs gibi bir patojenin aksine kanserin “vücudun bir parçası” olduğunu belirtti.