01.07.2023 - 06:59 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Akşam yürüyüşü yaptığımız vakitte bir sokak lambası yanmadığında tuhaflık olduğunu düşünüyor, yürüdüğümüz ışıksız yolda kendimizi tedirgin hissediyoruz. Ancak günümüzden 200 yıl önce bu durum aslında oldukça yaygındı. Üstelik geceleri bir sokakta ışık olması yadırganacak bir durumdu. Şehirlerden köylere tam 200 yıl önce yaşayan herkes geceleri ürkütücü bir karanlığın esaretindeydi. Teknolojinin günümüzdeki kadar gelişmiş olmamasından ötürü elektrik kullanımı şu andaki kadar yaygın değildi. Ancak yetkililer artık bu duruma bir çare bulmak istiyordu.
1800'lü yıllarda geceleri sokakta yürüyen ve evlerinden bir başka bölgeye gitmek isteyen insanlara karanlık yollarında eşlik eden tek şey ellerinde tuttukları gaz lambalarıydı. Özellikle bu dönemi anlatan popüler filmlerde sıklıkla rastladığımız bu görüntü günümüzden geçmişe baktığımızda fazlasıyla nostaljik kaçsa da 19'uncu yüzyılda yaşayan hiçbir kimsenin başka bir alternatifi yoktu. İngiltere'de ise durum diğer yerlere göre biraz daha farklıydı.
İŞTE GELİŞTİRDİKLERİ İLK FİKİR
Geleneklerine olan bağlılıklarıyla bilinen İngiltere'de Viktorya Dönemi'nde birçok önemli gelişme yaşanmış, devrim niteliğinde çok sayıda yenilik hayata geçmişti. Sokaklardaki ıssızlığın ve korkutuculuğun farkında olan İngiliz yetkililerin bu duruma yönelik geliştirdiği ilk fikir gaz lambalarıydı. Birmingham'da bir dökümhane olan Soho Foundry'de çalışan William Murdoch adında bir genç adam, bu dökümhanede başta kömür olmak üzere çeşitli yakıtlarla deney yapıyor, geceleri herkesi esir alan karanlığın çözümü için bir yol bulmaya çalışıyordu. William Murdoch'ın kömürden elde ettiği gazı yalnızca deney amaçlı değil, kendi evini aydınlatmak için de kullandığı tarihi bilgiler arasında. İddialara göre Londra'nın Westminster ilçesindeki Gas Light and Coke Company'nin kuruluşunda kendisinin katkısı da vardı.
Westminster'daki Gas Light and Coke Company adlı şirketin kurulmasından sonra yetkililer, sokakları aydınlatacak bir teknoloji geliştirmek için çalışmalarına hız kazandırdı. Bütün bu sonuçlar ilk meyvesini 28 Ocak 1807 tarihinde verdi. Bu tarihte Londra'nın en uzun sokaklarından Pall Mall Sokağı, cadde tipi büyük bir gaz lambasıyla aydınlatıldı.
1807 yılının haziran ayına gelindiğinde Alman mucit ve mühendis Frederick Winsor tarafından bir önemli icada daha imza atıldı. Winsor tarafından Kral George'un doğum gününü kutlamak için bir dizi gazlı sokak lambasıyla aydınlatılan sokaklar beraberinde bu geliştirilen formülün kesinkes başarıyla sonuçlandığını kanıtladı. 1812 yılında İngiliz Parlamentosu, dünyanın ilk gaz şirketi olan Gas Light and Coke Company'ye bir imtiyaz verme kararı aldı. Bu karardan iki yıl sonra yani 31 Aralık 1813'te ise Westminster Köprüsü, gazla çalışan sokak lambalarıyla aydınlatıldı. Artık yavaş yavaş ülkedeki tüm sokaklar gaz lambalarıyla aydınlatılmaya başlanmıştı.
MALİYETİ DAHA DÜŞÜKTÜ
1823 yılına gelindiğinde İngiltere'deki çok sayıda kasaba ve şehir gazla aydınlatılıyordu. Gaz lambasının maliyeti, kandil veya mumlardan yüzde 75'e varan oranlarda daha düşüktü, bu da onun geliştirilmesini ve dağıtımını hızlandırdı. 1859'da İngiltere'nin her yeri gaz lambalarıyla aydınlatılıyordu ve yeni yakıt talebini karşılamak için bine yakın gaz fabrikası açıldı. Yıllar içinde sokakları aydınlatan gaz lambalarının sayıları da kendilerini fenerci ya da lambaların bekçisi olarak tanımlayanların sayısı da giderek arttı. Sokakları aydınlatmak saygın ve havalı bir iş olarak kabul edilir hale geldi.
O dönemde lambaların bekçisi ya da başka bir isimle fenerci olarak tanımlayanlar, yaptıkları meslekle gurur duyuyorlardı. Fenerciler sayesinde artık hiçbir kimse geceleri karanlık esaretinde değildi. Zaman içinde fenerciler mesleklerini çocuklara öğretmeye başladı ve o dönemde kadınların çalışma hayatında varlıkların kısıtlı olmasından ötürü bu meslek çoğunlukla babadan oğula geçen bir meslek olarak anılmaya başlandı. 'Lamplighter' yani 'fenerci' aileler, birbirleriyle de sıkı diyalog ve dayanışma içindeydi. Birlikte meyhanelere giden, kendilerine ait bir gelenekleri oluşmaya başlayan bu grup evliliklerini de yine kendi aralarında yapardı. Toplum içinde de saygıdeğer bir meslek yaptıklarına inanılan 'fenerciler', herkese güven verirdi.
ZAMANA YENİK DÜŞTÜLER
Fenercilerin toplum içindeki görece ayrıcalıklı konumu teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeniden şekillendi. Alternatiflerine göre düşük maliyetli olmasından ötürü tercih edilen gaz lambaları yerini zaman içinde daha zahmetsiz bir yöntem olan elektriğe bıraktı. Teknoloji ve bilimin ışığında her geçen gün daha da aydınlanan dünya, elektrikli sokak aydınlatmalarının ilk olarak 1878 yılında hayata geçirilmesiyle birlikte tarihi bir eşikten daha geçmiş oldu. İlk defa Thames Bendi boyunca ve Holborn Viyadüğü yakınında kullanılan elektrikli sokak aydınlatmaları kısa zaman içinde büyük bir popülerlik kazandı. Bu durum elbette sosyolojik açıdan toplumda saygın bir konumda olan fenercilerin de artık geri planda kalması demekti. Fenerciler belki de beklenilenden daha da kısa bir sürede zamana yenik düşmüşler ve artık gölgede kalmışlardı.
GAZ LAMBASI YERİNE LED IŞIK
Sokaklardaki gaz lambaları ve fenerciler günümüzde halen varlıklarını sürdürse de çoğunlukla bir nostalji unsuru olarak göze çarpıyor. Bugün gazla çalışan sokak lambalarından İngiltere'nin başkenti Londra'da yaklaşık bin 300 adet bulunuyor. Bu bin 300 gaz lambasının 270'i ise ilk ortaya çıkış yeri olan Wesminster ilçesinde yer alıyor. Londralı fenerciler, 200 yıllık geleneklerinin kaybolmasına karşı çıkarak tüm tutku ve sevgileriyle mesleklerini devam ettirme gayretinde. Ancak ortada bugünlerde önemli bir sorunla karşı karşıyalar.
Gaz lambalarının çıkış noktası olan Westminster'daki belediye, tarihi aydınlatmaları günümüzde popüler olan LED ışıklarıyla değiştirmek istiyor. Belediyenin gerekçesi ise geleneksel lambaların bakımlarının meşakkatli olması, LED ışıklarının ise bir hayli pratik olması. Tarihi lambalarının onarımlarındaki gecikmelerin hava karardıktan sonra sokakta olanların güvenliğinden endişe duyan belediye yönetimi, söz konuşun değişiklik önerisinin arkasında vatandaşların güvenliğini korumak olduğunu vurguluyor.
Fenercilerin hakkını koruyan ve temsil eden sendika ise Westminster Belediyesi'nin bu talebine LED ışıklarının gaz lambalarına göre daha az ekolojik olduğunu savunarak itiraz ediyor. Gaz lambalarını kültürel miraslarının bir parçası olarak görenlerin sayısı oldukça fazla olsa da gaz lambalarının akıbeti hâlâ bir soru işareti.