26.09.2024 - 15:42 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe milliyet.com.tr
Japonya’da dünyanın en uzun süre ölüm cezasının infaz edilmesini bekleyen mahkumu olan 88 yaşındaki Iwao Hakamada, aleyhindeki kanıtların uydurma olduğunun belirlenmesinden sonra aklandı. Hakamata, ayrıca işkence altında ifade verdiğini ve suçsuz olduğunu söylemişti.
56 yıldır infaz edilmeyi bekleyen Iwao Hakamada, 1968’de patronunu, patronunun eşini ve iki çocuğunu öldürmekten hüküm giymişti.
Polisin sahte kanıtlar ürettiği kuşkuları üzerine Hakamada’nın yeniden yargılanmasına karar verilmişti. Çok uzun süre ölüm cezasının infaz edilmesini beklemek, Hakamada’nın akıl sağlığına büyük bir darbe vurdu ve bu sebeple sonunda aklandığı duruşmaya katılamadı.
Hakamada’nın davası, ülkenin en uzun süren ve meşhur davalarından biri ve kamuoyu büyük bir ilgi gösteriyor. Shizuoka kentinde görülen davaya tanık olabilmek için 500’den fazla kişi sıraya girdi.
Karar açıklandığında, Hakamada’ya destek verenler sevinç sloganları attı. Kötüleşen akıl sağlığı sebebiyle duruşmalara katılmaktan muaf tutulan Hakamada, serbest bırakılıp, yeniden yargılanmasına karar verildiği 2014 yılından bu yana, 91 yaşındaki ablası Hideko’nun bakımı altında yaşıyor.
Hakamada daha önce AFP’ye yaptığı açıklamada, adalet için verdiği mücadelenin “Her gün boks maçına çıkmaya benzediğini” söylemiş ve “Kazanamayacağınızı düşünürseniz, zafere giden bir yol kalmaz” demişti.
Eski profesyonel boksör Hakamada’nın patronu, patronunun eşi ve iki çocuğunun cesetleri 1966’da Shizuoka’daki evlerinde çıkan yangının ardından bulunmuştu. Dördü de bıçaklanarak öldürülmüştü. Hakamada o sırada bir miso (genelde çorba yapımında kullanılan fermente edilmiş soya fasulyesi, pirinç ve bir miktar üzüm suyunun karışımıyla üretilen macun benzeri madde) işleme fabrikasında çalışıyordu.
Hakamada, aileyi öldürmek, evlerini ateşe vermek ve evdeki 200 bin yen nakit parayı çalmakla suçlandı. Suçlamaları reddetse de daha sonra günde 12 saat sürdüğünü ve dayak yediğini söylediği sorgulamaların ardından kabul etti. 1968’de cinayet ve kundaklamadan hüküm giydi ve ölüm cezasına çarptırıldı.
Mahkumiyet kararında Hakamada’nın gözaltına alınmasından bir yıl sonra bir miso tankında bulunan ve üzerinde kan lekeleri bulunduğu söylenen kıyafetler kullanılmıştı. Ancak Hakamada’nın avukatları yıllarca, kıyafetlerden alınan DNA örneğinin müvekkillerine ait olmadığını savundu. Avukatlar ayrıca, polisin kanıtları uydurmuş olabileceğini söylediler.
2014’te avukatların savunmaları sonunda Yargıç Hiroaki Murayama’yı ikna etti ve 'kıyafetlerin sanığa ait olmadığına' hükmetti. Murayama duruşmadaki açıklamasında “Masumiyet ihtimali makul bir dereceye geldiği için sanığı daha fazla hapiste tutmak adil olmaz” demişti. Hakamada daha sonra serbest bırakıldı ve yeniden yargılanmasına karar verildi. Uzayan süreç nedeniyle yeniden yargılama geçen yıl başlayabildi ve mahkeme sanığın masum olduğuna hükmetti.
Yargıç, avukatların kıyafetlerde bulunan kırmızı lekelerin kan olamayacağı, çünkü kanın miso tankının içinde bir yıl kaldıktan sonra kırmızı kalamayacağı savunmasını kabul etti. Avukatları ve ailesine göre hapiste, çoğunlukla da tecrit hücresinde geçirdiği onlarca yıl Hakamada’nın akıl sağlığına büyük zarar verdi.
Japonya’da idam mahkumlarının yeniden yargılanması nadiren görülen bir durum. Hakamada’nın davası İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yanaki beşinci yeniden yargılama. Japonya, ABD’yle birlikte ölüm cezası veren iki G7 ülkesinden biri. İnfaz edilecekleri ölüm mahkumlarına yalnızca birkaç saat öncesinde söyleniyor.