Bu elbise psikolojinizi düzeltir

Efnan Atmaca - Moda guruları, “Elbise giyene değil, giyen elbiseye değer katmalı” der. Bu konuda uzman olmamakla birlikte gazetelerde okuyup, dergilerde gördüğüm fiyatlara baktığımda giyenin elbiseye ne kadar değer kattığını sorgulamıyor değilim ancak işin uzmanlarının bir bildiği vardır mutlaka... Bu noktada akla Fransızlar’ın, “Zenginler kendileri, fakirler başkaları için giyinir” sözü geliyor. Bu tartışmayı modanın gurularına bırakıyorum ancak bir elbise var ki işte o bu sözü doğrular nitelikle. Çünkü hem onu giyenlere kazandırıyor hem de ününe ün katıyor. Dünyanın en ikonik elbiselerinden ‘galaxy’. Kare yaka, cüretkâr göğüs dekolteli, bele oturup vücudu hafifçe sardıktan sonra diz altında biten elbise. Hani Halle Bery, Cameron Diaz, Demi Moore, Scarlett Johansson, Nicole Kidman, Jodie Foster ve daha pek çok ismin üzerinde gördüğümüz elbise. Victoria Beckham’ın dolabında ise her renginden olduğundan şüpheleniyorum. İngilizler’in sevip sevmeyeceklerine bir türlü karar veremedikleri ‘devrik’ prenses Meghan Markle’ı da unutmayalım! Elbise öyle sade ve güzel tasarlanmış ki ölçülü dekoltesiyle giyen her kadını baştan çıkarıcı hale getiriyor, onu giyenler de bu kadar ünlü olunca ortaya Amerikalılar’ın o meşhur deyimi çıkıyor: “Win, win”, yani herkes kazanıyor. Ama en çok da Roland Mouret kazanıyor. Tahmin edeceğiniz gibi o, bu elbisenin tasarımcısı...

Sırrı her bedene uyması

“İyi bir elbise bir psikiyatriste gitmekle aynı işi yapabilir ve genellikle daha ucuza mal olabilir” diyen Mouret’nin hayatı modanın en şaşırtıcı hikâyelerinden biri. Neredeyse eğitimsiz olan Mouret, 36 yaşında moda dünyasına giriyor.

Fransa’nın Lourdes yakınlarındaki küçük bir köyde, bir oda hizmetçisi ve bir kasabın oğlu olarak doğup büyüyor. 1979’da sadece üç ay moda eğitimi aldıktan sonra stilistlik ve modellik yapıyor. Sonunda Londra’ya taşınıyor ve orada bir bar işletiyor. 36 yaşında hayallerinin peşinden koşmaya karar veriyor. Jean Paul Gaultier’ye iş başvurusunda bulunuyor ve reddediliyor. O da 1997 yılında ev dikiş makinesiyle ürettiği ilk koleksiyonunu hazırlıyor. Nihayetinde yeteneği, yaratıcılığı ve çalışkanlığıyla Alexander McQueen ve Julien Macdonald gibi tasarımcılarla birlikte ‘demi-couture’ akımının bir parçası oluyor. Elbette cüretkârlığı da bu başarıda büyük rol oynuyor: “Bir kadın için bir elbise tasarladığımda, onu çıkaracak adamı da düşünüyorum” dediğini belirtip, yorumsuz kalıyorum. Sözü biraz Mouret’ye bırakayım bu noktada: “Ben elbiselerimi kestim ve her bedeni o modele sığdırdım. Asıl başarım elbise değil, boyutlandırma ve tutarlılık oldu.” Her daim ‘galaxy’ elbiseleriyle gündemde olan Mouret, şimdi ekonomik krize bulduğu çözümle kendinden söz ettiriyor. Pandemi pek çok kişi gibi onu da vurdu. Ve o da çareyi hem spor giyime hem de e-ticarete yönelmekle buldu. Bu aslında bir müjde niteliği de taşıyor. Her zaman kadına kendini iyi hissettiren tasarımcının daha spor ve uygun fiyatlı giysilerine kavuşacağız anlamına da geliyor. Öte yandan moda gurusu olmasam da Mouret haklı, bir elbise kadına psikiyatra gitmekle aynı etkiyi yapabilir. Demek ki tüm kadınların dolabında bir ‘galaxy’ elbise olması şart. Bu nedende Mouret’in ikonik tasarımları daha çok uzun süre uzak bir galaksiye gitmeyecek gibi görünüyor.

Yılın modası turuncu ve pembe

Roland Mouret’nin ‘galaxy’si ilk kez 2005 yılında piyasaya çıktı. Diğer tasarımcıların görmezden geldiği kıvrımları kutlayan kadınlık yüceltmesi denebilirdi bu modele. Başlangıçta 990 pound perakende satış fiyatı vardı. Birkaç gün içinde Harvey Nichols’ta tükendi. Bu elbiseden almak isteyenler aylarca bir bekleme listesinde sabır göstermek zorunda kaldı. Sonraları binlerce taklit ortaya çıkardı. Örneğin bir marka (Top Shop) 5 bin galaxy tarzı elbiseyi 65 pound’a satıyordu.

Orijinal elbise bugün hâlâ Mouret’nin web sitesi ve Mayfair’de 1.595 pounda alınabilir. Bu sezonun favori renkleri ise kan turuncusu ve bebek pembesi.