24.10.2024 - 09:27 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın ana gövdesini oluşturduğu BRICS, bu yılın başında genişleyerek İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Etiyopya gruba katıldı.
Rusya'nın Kazan kentinde gerçekleşen BRICS Zirvesi'nde ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rus lider Vladimir Putin bir araya geldi. Türkiye BRICS'e üye olmak istediğini birçok kez dile getirdi, Kremlin'den Çarşamba günü yapılan açıklamada Ankara'nın NATO üyeliğinin BRICS için bir engel teşkil etmediği belirtildi.
Uluslararası medyada Ukrayna'yı Şubat 2022'de işgale girişen Rusya lideri Putin için Kazan'daki zirvenin sembolik bir zafer olduğu yorumları var. Zira, Putin hem Ruslara hem de Batılı ülkelere dünyanın geri kalanından dışlanmadığını gösteriyor.
Dünyanın gözünü diktiği zirvenin aile fotoğrafı bugün çekildi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk sırada poz verdi.
Haber ajansı AFP 'BRICS'te Türkiye stratejik erişimini genişletmek istiyor' başlıklı analizinde Ankara'nın girişiminin bir NATO üyesi için bir ilk olduğunu kaydetti, Türkiye'nin BRICS'e katılması halinde Batı'ya karşı denge için ortaya çıkan bloktaki ilk NATO üyesi olacağını da ekledi.
Ankara'nın stratejik özerklik politikası izlediğini aktaran AFP'ye konuşan uzmanlar, BRICS üyeliğinin aynı zamanda ekonomik hedefler barındırdığını vurguladı. BRICS'in Avrupa Birliği'nin aksine üyelerine ekonomik yükümlülükler dayatmadığını ifade eden AFP, analizinde 'Çok kutuplu asimetrik dünya' ara başlığını kullandı.
BRICS üyeliğinin risksiz bir kumar olduğunu, çünkü hiçbir güvenlik etkisi bulunmadığının altını çizen uzmanlar, "Ankara her iki dünyanın da en iyisini istiyor" yorumunu yaptı.
Amerikan Foreign Policy dergisi ise 'Türkiye'nin BRICS denge gösterisi' başlığıyla bir analize yer verdi, Ankara'nın gruba üyelik başvurusunda bulunarak Batı'ya söz konusu hamlenin hafife alınmaması gerektiğinin işaretini verdiğini yazdı. Türkiye'nin başvurusunun bir Kremlin yetkilisi tarafından geçen ay sızdırıldığını savunan dergi, Ankara'nın BRICS adımının jeopolitikte dönüm noktası olduğunu bildirdi.
"Türkiye BRICS'e tam üye olur ya da ortak ülke unvanıyla katılırsa, bazı analistlerin Batı hakimiyetine bir meydan okuma olarak gördükleri BRICS'te aktif rol oynayacak ilk NATO üyesi ve uzun vadeli AB üyelik adayı ülke olacak" diyen Foreign Policy, Ankara'nın gruba katılmasından BRICS üyelerinin fayda sağlayacağını belirtti.
Jeopolitik açıdan Türkiye'nin üyeliğinin BRICS'in tarafsızlık konumunu güçlendireceğini kaydeden analiz, Batı'nın ise Ankara hakkındaki şüphelerinin artacağı yorumunu yaptı.
BRICS'e dahil olmanın aynı zamanda NATO üyesi olan Türkiye'yi ayrıcalıklı bir pozisyona yerleştireceğini dile getiren Foreign Policy, iki kampta da yer almanın Ankara'nın dış politikadaki kozunu artıracağını yazdı.
New York Times gazetesi ise 'Putin'in ev sahipliğindeki zirvede bir misafir göze çarpıyor: Erdoğan' başlığını seçti, Türk liderin BRICS zirvesine katılan bir NATO ülkesinin lideri olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Kazan'da boy göstermesinin rakip güçler arasındaki ilişkileri dengeleme çabası olarak yorumlayan New York Times'a konuşan analistler, Erdoğan'ın ziyaretinin Doğu ile Batı arasındaki risk pozisyonunun bir sembolü olduğunu söyledi.
Ukrayna'nın işgal edildiği savaşın Türkiye'nin denge pozisyonunun altını çizdiğini kaydeden gazete, NATO'nun stratejik ortağı Ankara'nın bir yandan Ukrayna'ya güçlü silahlar sattığını diğer yandan ise Batılı ülkelerin Moskova için duyurduğu yaptırımlara katılmayıp Rusya ile ticareti artırdığını yazdı.
New York Times, Türkiye'nin otuzuncu ayı bugün dolan savaşta Ukrayna tahılının Karadeniz'den dünyaya dağıtılmasını sağlayacak bir anlaşmaya öncülük ettiğini, taraflar arasındaki esir takaslarının yanı sıra ABD, Almanya ve Rusya arasındaki takaslarda da rol aldığını hatırlattı.
'Batı ve BRICS arasında' diyen Alman gazetesi Die Zeit, Ankara'nın hamlelerinin Batılı gözlemcileri huzursuz ettiği yorumunu yaptı. Türkiye'nin BRICS'e üyelik adımının bile birçok kişi için 'şoke edici' olduğunu kaydeden Die Zeit, tek kutuplu dünyanın hegemonik aktörü ABD'nin artık tek başına oyunun kurallarını biçimlendiremediğini belirtip daha çok kutuplu bir düzen vurgusu yaptı, Türkiye gibi orta güçlerin stratejik özerklik arayışına girdiğini yazdı.