10.08.2021 - 21:20 | Son Güncellenme:
AA
Baglan İl Şura Vekili Hayatullah Vefa, basına yaptığı açıklamada, Taliban militanlarının yaklaşık bir hafta önce Baglan'ın merkezi Pul-i Humri şehrine saldırı başlattığını söyledi.
Saldırı sonucu akşam saatlerinde Pul-i Humri kentinin Taliban kontrolüne geçtiğini kaydeden Vefa, güvenlik güçlerinin kentin dışına çıktığını belirtti.
Taliban ise Pul-i Humri'deki tüm kamu binalarını ele geçirdiklerini iddia etti.
Ülkenin kuzeyi ve kuzeydoğusunu başkent Kabil'e bağlayan ana yol üzerinde bulunan Bağlan vilayeti yaklaşık 750 bin nüfusa sahip.
Ülkenin batısındaki Farah vilayetinin merkezi de gün içinde Taliban'ın eline geçmişti.
Taliban'ın kuzey vilayetlerine yönelmesi
ABD'nin Afganistan'daki askeri güçlerini çekme kararının ardından saldırıları zirve noktaya ulaşan Taliban, ülkenin Orta Asya ile bağlantısını sağlayan kuzey vilayetlerinin merkezlerini de peşi sıra ele geçiriyor.
ABD ile Taliban arasında imzalanan Doha Anlaşması'na göre, NATO güçlerinin son çekilme tarihi olan 11 Eylül 2021'den önce vilayet merkezlerine saldırmayacağını ilan eden Taliban, ABD hava saldırılarını gerekçe göstererek vilayet merkezlerine yöneldi.
Taliban, son 5 günde biri ülkenin güneybatısında, biri batısında, diğer beşi kuzey ve kuzeydoğuda olmak üzere toplam 8 vilayet merkezini Afgan hükümet güçlerinden aldı.
Afgan hükümeti, 34 vilayet merkezinden 26'sını halen kontrolünde tutuyor.
Taliban'ın kontrolüne giren yerlerdeki ilk icraatlarından biri, cezaevlerinde bulunan tüm mahkumları serbest bırakmak oluyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Psaki'ye göre, Afgan yönetimi Taliban'a karşı koyacak güce sahip
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Afganistan'da Taliban'ın hızlı ilerleyişinin farkında olduklarını, ancak Afgan yönetiminin ve güvenlik güçlerinin Taliban'a karşı koyacak güce sahip olduğunu söyledi.
Psaki, günlük basın brifinginde, Afganistan'daki son durumu ve Taliban'ın ilerleyişi karşısında Joe Biden yönetiminin yaklaşımını değerlendirdi.
ABD'nin 20 yıl boyunca Afganistan'da güvenliğin sağlanması ve 11 Eylül'ün sorumlularının cezalandırılması için elinden geleni yaptığını savunan Psaki, ABD Başkanı Biden'ın zamanı geldiği için ülkedeki Amerikan askerlerini çekme kararı aldığını belirtti.
ABD'nin bugüne kadar Afgan yönetimine ve güvenlik güçlerine hem silah ve eğitim hem de ekonomik destek anlamında ciddi katkı yaptığını anlatan Psaki, 2022 savunma bütçesinde de Afgan güvenlik güçlerine 3,3 milyar dolar ayrıldığını dile getirdi.
Psaki, Taliban'ın Afganistan'daki hızlı ilerleyişinin farkında olduklarını, ancak burada asıl sorumluluğun Afgan güvenlik güçlerinde olduğunu ifade ederek, "Bizim görüşümüz şu ki Afgan ulusal güvenlik güçleri (Taliban'a karşı) savaşabilecek yeterli ekipman ve eğitime sahiptir ve bu durum onların masada elini güçlendirebilecek bir unsurdur. Afganistan'a istikrar ve barışı getirebilecek tek çözümün siyasi süreç olduğuna inanıyoruz." dedi.
Taliban'a karşı Afgan güvenlik güçlerine ve Kabil yönetimine her türlü desteği vermeye devam edeceklerini vurgulayan Psaki, "Fakat günün sonunda kendi geleceklerinin nasıl olacağına Afganlılar karar verecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Afgan güvenlik güçlerinin şimdiye kadar aldıkları eğitim ve ekipmanları mobilize ederek Taliban'a karşı durması gerektiğini belirten Psaki, "Başkan, Taliban'ın Kabil'i ya da ülkeyi ele geçirebilmesinin imkansız olmadığına inanıyor, ancak (Afgan yönetiminin) bu noktada buna karşı durması için siyasi bir irade göstermesi de gerekiyor." şeklinde konuştu.