“İyi bir fırsat yakaladım”

Genç yaşında Türkiye A Milli Bayan Voleybol Takımı’nın başına geçen Ferhat Akbaş, ay-yıldızlılarla hem Avrupa Oyunları hem de Avrupa Ligi şampiyonluğu kazandı. Milli takım başantrenörlük görevini sonlandırdıktan sonra önce Romanya’nın CSM Bükreş takımını çalıştırmaya başlayan ve burada çıktığı 10 maçın tamamını kazanan 30 yaşındaki Akbaş, geçtiğimiz günlerde de Japonya Bayan Voleybol Milli Takımı’nın başına getirildi. Röportaj yapmak istediğimizde bir günlüğüne Bükreş’ten İstanbul’a gelen Akbaş’la voleybol kariyerini ve gelecek planlarını konuştuk.

- Japonya’ya transfer süreciyle başlayalım, nasıl gelişti olaylar?

Japon yetkililerle ocak ayından beri konuşuyoruz. Çok mutlu olduğum bir süreçti bu çünkü çok ilgi gösterdiler. Tabii Japonların iş ahlakı gereği çok yavaş ilerledi her şey ama garanti bir süreçte ilerledik ve iyi de oldu.

“Yeni yapılanma ön planda”

- Milli takımdan ayrılır ayrılmaz hemen böyle bir teklif bekliyor muydunuz? Bir de yeni anlaşmıştınız CSM Bükreş takımıyla...

Açıkçası bu kadar çabuk bir milli takım süreci beklemiyordum çünkü milli takımlar daha uzun vadeli planlar yapan organizasyonlar federasyonlar bazında. Kulüpler daha çabuk yenilenen süreçler yaşıyorlar. Böyle olması belki çok daha iyi oldu. Yaşım genç olduğu için çok fazla ara verme gibi şeylerin uygun olmadığını düşünüyordum. İyi bir fırsat yakaladım.

- Bu sene hangi turnuvalara katılıyor Japonya?

Bu sene Grand Prix’de oynuyoruz. İlk ayağımız Hollanda’da, sonra Japonya’da ev sahibi olacağız. Son ayak Çin’de; finale kalırsak Çin’e gideceğiz. Finale kadar Türkiye ile eşleşme gibi bir durumumuz yok. Ama iki ekip de finale kalırsa orada güzel maçlar oynayacağımızı düşünüyorum. Eski çalıştığım ülke olan Çin’de, yeni çalıştığım ekibimle eski çalıştığım ekibe karşı oynamak enteresan bir duygu olur. Grand Prix’den sonra da Asya Şampiyonası var. Bu şampiyona tarih gereği çok sıkıntılı çünkü Grand Prix finaline kalınırsa iki gün sonra Asya Şampiyonası başlıyor. Orada farklı bir geçiş süreci yaşanabilir.

- CSM Bükreş’le gelecek planlamanız nasıl?

Romenler bana başta üç yıllık sözleşme teklif ederek uzun vadeli bir proje yapmak istediklerini söylediler. Ben üç yıl gibi bir sürenin spor hayatı açısından çok uzun bir süreç olduğunu ifade ettim. Belki opsiyonlu bir şekilde 1+1 bir sözleşme yapma ihtimalimiz var. Düzgün yapılanması olan bir gelecek vâdediyorlar. Bana bu güveni verdiler, umarım o süreç de iyi geçecek.

- Japonya’da hedefler ne?

Japonya’da ilk hedef bir jenerasyon değişikliği olacak. Japonya’da, Uzakdoğu’da, Çin’de süreç bu şekildeydi. Olimpiyattan sonra yepyeni bir kadroyla yeni olimpiyata geçişi sağlıyorlar. 27 kişilik bir ekibimiz olacak, onun içinden büyük ihtimalle yedi-sekiz oyuncuyla bütün yazı geçirmemiz gerekiyor. Japonya’nın simge oyuncusu Saori Kimura daha yeni voleybolu bıraktı. Onun yerini doldurmak sadece oyun olarak değil, simge olarak da en büyük hedeflerden biri olacak. Onun yerine gelebilecek iyi oyuncular var. Bu sene daha çok yeni yapılanma ön planda olacak çünkü 2018’de Japonya, Dünya Şampiyonası’nda ev sahibi. Biliyorsunuz, Japonya ev sahibi olduğunda hiçbir şekilde hedef dışı kalmak istemiyor. Bu seneyi biraz geçiş süreci yapıp önümüzdeki sene daha sıkı çalışacağız.

“Kapıları tamamen kapatmamalı”

- Japonya’yı olimpiyatlara Ferhat Akbaş hazırlayacak... Bu lafı duymak ne hissettiriyor?

Bu lafı duymaktan çok, bunu yaşayabilecek olmak çok önemli. Tokyo’da Japon bayrağı altında bir ülkeyi temsil etmek, bir ülkenin ve olimpiyatların parçası olmak çok gurur verici olacak. Umarım o zamana kadar her şey yolunda gider çünkü Japonya Milli Takımı ile şöyle bir anlaşmamız oldu: İlk başta sadece milli takımda çalışmamı istediler ama ben bunun çok doğru olmadığını düşünüyorum. Sonrasında hem kulüp hem de milli takımla birlikte iki taraflı çalışmam konusunda anlaştık. Yalnız her sezon bununla alakalı tarih üzerinden konuşmamız gerekecek. Avrupa’daki takvimle Asya’daki takvim biraz farklı ve en küçük bir aksamada çok büyük problemler çıkıyor. Onları aşarsak Tokyo 2020 olimpiyatlarında bir Türk olarak Japonya Milli Takımı’yla Türkiye’yi temsil etmek benim için çok önemli.

- Kulübe dönersek, Romanya’da kulüp kariyerindeki planlamalara devam etmeyi düşünüyor musunuz?

Kağıt üzerinde orada devam etmek benim için çok büyük bir avantaj çünkü hem Türkiye’ye yakın hem ligi gelişen bir yapıda hem de bütün kontrolün bende olduğu, sözlerime, düşüncelerime çok değer veren bir kulüple karşı karşıyayım. CSM Bükreş’te devam etmek, iyi bir yapılanma kurmak ve Romanya voleybolunu biraz daha geliştirebilmek çok iyi olur. Ama her zaman bir kapıyı tamamen kapatmamak gerekir, o yüzden opsiyonlu sözleşmeler yapmayı, yani iyi teklifler gelirse ayrılabileceğim şekilde kontratlar yapmayı düşünüyorum.

“Kendimi yurt dışında geliştirmek istiyorum”

- Türkiye planlamalarınızda kaçıncı sırada şu an?

Türkiye ile alakalı çok fazla acelem veya planım yok. Türkiye zaten doğduğum, insanların beni daha çok tanıdığı, kendimi fazla anlatma gereği duymadığım bir yer. Kendimi daha çok yurt dışında geliştirmek istiyorum çünkü bu fırsatlar kolay kolay gelmiyor. Japonya’da, Avrupa’da, Uzakdoğu’da her türlü tecrübe şu an Türkiye’de yaşayacaklarımdan veya yaşadıklarımdan çok daha iyi olacak. Burada üzerime katabileceğim çok farklı şeyler yok. Yurt dışında ise en kötüsünden en iyisine ne olursa olsun kendinize bir şey katıyorsunuz.

- Türkiye Ligi’ni takip edebiliyor musunuz?

Ligi de Avrupa kupalarını da takip ediyorum. Bana göre bu sene lig biraz daha çekişmeli geçti. Özellikle alt kısımda. Bütün kulüpler ne şekilde transferler yapmaları gerektiğinin farkına varmaya başladı. Daha dengeli maçlar izliyoruz.