20.09.2024 - 12:57 | Son Güncellenme:
Gustav Klimt, 14 Temmuz 1862’de Viyana, Avusturya’da doğmuş ünlü bir Avusturyalı ressamdır. Özellikle kadın portreleri ve dönemin toplumsal konularındaki eserleriyle tanınan Gustav Klimt, çocukluğundan beri hep resimle ilgilenmişti. Babası Ernst Klimt, altın yapraklarla süslenmiş iç mekânları tasarlamada uzmanlaşmış bir zanaatkârdı. Gustav Klimt de gelecekte babasından etkilendiği pek çok eser ortaya koyacaktı. Babası, onun gelecekteki sanatsal tarzına büyük ölçüde ilham kaynağı olmuştu. Ailesinde başka yetenekli ressamlar ve sanatçılar bulunan Klimt, 1876 yılında yani bundan tam 148 yıl önce Klimt, Viyana Sanat ve Sanayi Okulu’nda eğitimine başladı. Burada çeşitli sanat dallarında yeteneklerini geliştiren ressam, artık dünyaca ünlü tabloları çizmeye hazırdı.
İlerleyen yıllarda Klimt, Viyana Sanatçılar Kooperatifi’ni kurarak, sanatını sergileme ve yayma fırsatı buldu. ‘Altın Dönem’ diye adlandırılan süreci de aynı günlerde yaşadı ve ünlü ‘Altın Stili’nin öncülerinden oldu. Altın yapraklar, sembolik detaylar ve süslü tasvirlerle bezenen tablolarıyla ünlenen ressamın özgün tarzı, Art Nouveau (Yeni Sanat) akımı ve sembolizm ile harmanlanarak döneminin ilgi çekici bir sanatçılarından olmasını sağladı.
1900’lerin başlarında Gustav Klimt’in tarzı değişmeye başlamıştı. Bu dönemde özellikle ağaçlar, çiçekler ve döngülerle dolu doğal temalarla ilgilenen Klimt, zaman içinde daha fazla soyutlama kullanarak sanatını evrensel bir boyuta taşıdı.
Gustav Klimt, Avusturya’nın en önemli ressamlarından biri olarak tanınıyor ve modern sanatın sembolik dâhisi olarak kabul ediliyor. Gustav Klimt’in son eserlerinden biri olan ‘Bayan Lieser’in Portresi’, yaklaşık 100 yıl sonra Viyana’da yapılan bir açık artırmada keşfedilmişti. Sanatçının 1917 yılında tamamladığı bu portre, uzun süredir kayıp olan bir koleksiyonerin özel koleksiyonundan çıkarıldı ve 30 milyon euro’ya satıldı. Klimt’in ölümünden sonra Lieser ailesine verilen eser, 1920’lerde izlerini kaybettirmişti. 1960’lı yıllardan beri bir koleksiyonerde bulunduğu tahmin ediliyor.
Gustav Klimt, 6 Şubat 1918’de zatürre nedeniyle Viyana’da hayatını kaybetti. Sanat dünyasındaki en önemli isimlerden biri olarak kabul edilen Klimt’in ölümü, sanatseverler ve sanat camiasında derin bir üzüntü yarattı. Sanatçının eserlerindeki estetik zenginlik, sembolik anlatım ve özgün tarz, onun sanatını ölümsüzleştirirken, ölümünden sonra da mirasının yaşamasını sağladı.