16.05.2025 - 02:43 | Son Güncellenme:
Asuman Baldıran
Asuman Baldıran- Antik Dönem’de Karia Bölgesi’nde yer alan Iasos’a, Milas-İzmir karayolunun 12 km ilerisinden Köşk yönünden sola döndükten 18 km sonra ya da Milas-Bodrum karayolunun 10. km’sinden sonra Avşar yönünden sağa döndükten 17 km sonra olmak üzere iki farklı güzergâhtan ulaşılmaktadır. Iasos, Muğla’nın Milas ilçesine 28 km uzaklıktaki Kıyıkışlacık Mahallesi’nde, üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Maiandros Vadisi’nin güneyinde deniz iletişimini doğu ve batı olmak üzere iki liman aracılığıyla sağlayan önemli bir kıyı kentidir. Batı Liman’da bulunan mendirek kulesi kentin en dikkat çeken yapılarındandır.
M.Ö. 5. yüzyıldan önceki yerleşimin sadece karada, Yunan yerleşiminin ise adada yer aldığı sanılıyordu. Oysa kazılar sonucu adada ortaya çıkarılan yapılar, mezarlar ve seramik parçaları Antik Dönem sonuna kadar süren yerleşimin Miken Dönemi öncesinde başladığını kanıtlamıştır ki bu da kolonistlerden önce de Iasos’ta ileri düzeyde uygarlıkların yaşadığını göstermektedir.
Iasos’ta yapılmış olan kazı çalışmaları sonucunda kentteki bazı yapı kalıntılarının Orta ve Geç Tunç Çağı’na tarihlendirildiği; Protogeometrik ve Geometrik Dönem mezarlarında çok sayıda buluntu ele geçtiği bilinmektedir. Kentte ortaya çıkarılan diğer yapılar M.Ö 6. yüzyıldan başlayarak Geç Antik Dönem’e kadar kullanılmıştır.
Agora; kentin batısında yer alan kemerli bir kapıdan hemen sonra bizi karşılamaktadır. M.Ö. 4.yüzyılda farklı bir işlev yüklenerek şehrin başlıca meydanı olmuştur. Dikdörtgen planlı agoranın dört tarafında portikolar (stoa) ve ortasında çeşitli küçük kutsal yapı ve sunaklar bulunmaktadır. En erken yapılar, M.Ö. 2. Binyıl Bronz Çağı yerleşimine ait bazı duvar kalıntılarıdır. Bunların üzerinde de M.Ö. 8-7 yüzyıla ait bir geometrik dönem mezarlığı vardır. Kanallar ve kanalizasyonlardan oluşan, M.Ö. 5.yüzyıl ve Hellenistik Dönem’e ait kompleksler birbiri üzerinden geçerek bütün alanı kat etmektedir.
Artemis Astias Kutsal Alanı
Meclis Binası (Bouleuterion); Agora’nın güneybatı köşesinde, güney stoanın hemen arkasında yer almaktadır ve M.Ö. 4.yüzyılda inşa edilmiştir. Oturma sıraları (cavea) at nalı şeklinde bir daire oluşturmaktadır. M.Ö. 1. yüzyılda yuvarlak merkezli bir alan, koltuklar ve proskenion eklenerek küçük bir kapalı tiyatro olarak kullanılmıştır. Orijinalinde ön sahne üç kapıyla bölünmüş ve içlerine heykellerinin konulduğu iki sıra nişle süslenmiştir. Cavea ise merdivenlerle üç bölüme ayrılmış, oturma sıralarının alt kısımları aslan pençesi şeklinde işlenmiştir.
Tiyatro; MÖ 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Bugün sadece bir bölümünü görebildiğimiz tiyatronun basamakları, sur duvarlarını oluşturan bloklarla birlikte 1887 yılında İstanbul’a, liman inşaatı için deniz yoluyla taşınmıştır. Günümüze kadar oldukça sağlam ulaşabilen destek duvarları (analemma) sırayla dört köşe kesme ve üç sıra işlenmiş taşlardan meydana gelir ve kısmen ana kayaya oyulmuş, kısmen de harç ile birleştirilmiş bloklardan inşa edilmiştir. Orijinal sahne binasının cephesi, arka odalara erişimi sağlayan üç kapılı iki uzun dikdörtgen yapıdan oluşuyor. Kuzeybatı destek duvarının alt taş sıralarından birindeki yazıt, choregus, agonothetes, stephanephoros gibi sınıflara sahip Sapotros’un analemma’yı, bitişikteki merdiveni ve podiumu Dionysos ve vatandaşlara adadığını bildirir. M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen bu adak yazıtının, yapıyı tamamlama ya da daha ziyade onarma amacını taşıdığı düşünülmektedir. Bu yazıt, tiyatronun Hellenistik Dönem’de Iasos’taki önemini de göstermektedir. Skenenin inşasında kullanılan devşirme malzemenin çokluğuna bakarak tiyatronun Roma Dönemi’nde de onarım gördüğü söylenebilir.
İki kutsal alan
Küçük in antis planlı bir tapınağın da içinde bulunduğu Zeus Megistos Kutsal Alanı, Doğu Kapısı'nın iç kısmında yer almaktadır. Tapınak, önünde yazıtlar ve kaideler bulunan taş döşemeli bir alan, arka kısmında da ele geçen buluntular yoluyla M.Ö. 6. yüzyıl Geç Hellenistik Dönem sonlarına kadar kullanıldığı anlaşılan bir platform bulunmaktadır. Ayrıca buradaki kazılarda bulunmuş olan siyah figür tekniği ile yapılmış olan, bir kraterin dudak kısmı üzerindeki Karca yazıt Karia Bölgesi için oldukça önemlidir.
Iasos Antik Kenti’nin bulunduğu yarımadanın güney ucunda bir teras üzerinde Demeter ve Kore Kutsal Alanı bulunmaktadır. M.Ö. 6. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmiş olan farklı büyüklükte dikdörtgen formlu iki odadan oluşmaktadır. Bu odalardan birinin içinde ocak bulunmaktadır. Burada diademli pişmiş toprak kadın maskları ve birçok buluntu kazılar sırasında ortaya çıkarılmıştır. Bu buluntular M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenmektedir.
Önemli bir örnek
Mozaik Villa; Iasos Antik Kenti’nin en önde gelen yapılarından biri olduğu kadar Karia bölgesi içerisinde de Roma Dönemi konut mimarisinin en önemli ve ilgi çekici örneklerinden biridir. Mozaik Villa, yarımadanın güneydoğusunda teraslı bir yamaçta bulunmaktadır. Evin merkezini, fresk ve mozaik süslemeli, birbiriyle bağlantılı dört odanın açıldığı koridor ve büyük bir avlu oluşturur. Özellikle mozaik ve fresklerde görülen süslemelerde, M.Ö. 1.yüzyıl siyah-beyaz tesseralar ile yapılan hayvan figürlerinin oluşturduğu M.S. 2-3. yüzyılda yaygınlaşan av sahneleri ve geometrik motifler kullanılmıştır. Villa I’in koridorundaki av sahnesi Batı Anadolu’daki önemli örneklerden biridir. Daha sonraları evin arkasında, kuzey yöne bir zeytinyağı işliği ve işlevleri anlaşılamayan mekânlar eklenmiştir.
Balık Pazarı Açık Hava Müzesi (Roma Anıt Mezarı)
M.S. 1.yüzyıla tarihlenen ayakta kalmış olan su kemerlerinden birinin yanında büyük bir ‘‘quadriporticus’’ yapı durmaktadır. 20. yüzyıl başında Iasos’u ziyaret eden İtalyan arkeologlar, o zamanlar büyük ölçüde toprak altında kalmış olan yapının; Strabon’un bahsettiği balık pazarı olduğunu düşünmüşlerdir. Günümüze kadar yapı bu isimle adlandırılmıştır. Ancak 1960’larda yapılan kazılar sonucunda alanda M.S. 2. yüzyıla ait bir anıt mezar (Mausoleum) ortaya çıkarılmıştır. Bu alanın ortasında, basamaklı yüksek bir platform üzerinde yükselen, ön cephesi dört sütunlu bir anıt mezar vardır. Mezarın kimin için yapıldığı bilinmemektedir. Mermer ticaretinin canlı olduğu Bizans Dönemi’nde yapı, kentin yakınındaki taş ocaklarından çıkarılan Iasos pembe damarlı mermer blokların depolanması ve işlenmesi için kullanılmıştır. 1995 yılında Balık Pazarı olarak adlandırılan yapı onarılarak, Iasos kazılarında ortaya çıkarılan mermer buluntuların sergilendiği bir müze olarak açılmıştır.
Artemis Astias Kutsal Alanı
Agora’nın güney portikosundaki kapıdan Artemis Astias Kutsal Alanı’na geçilir. Günümüzde bizi alanda Geç Klasik Dönem’den itibaren eklenmiş çeşitli yapılar karşılar. Buradaki en erken yapı, M.Ö. 4. yüzyıla ait in-antis planlı, ön cephesinde iki sütun bulunan tapınaktır. Roma İmparatorluk Dönemi’nde de varlığını sürdürmüştür. Tapınağı çevreleyen, kuzey-güney doğrultusunda konumlandırılmış geniş dikdörtgen alan, Helenistik Dönem’e tarihlenir. Kutsal alan, yivli sütunların taşıdığı Dor başlıklara sahip portikolarla çevrilmiştir. Büyük kemerli kapılarla üç odaya bağlanan güney portikosu özellikle önemlidir. Orta ve doğu kapıların arasında, geniş ve uzun blokların üzerinde yer alan yazıta göre bu alanın Commodus Dönemi’nde (MS 180-192) inşa edildiği anlaşılmaktadır. Yazıtta, yapının adı “eksedra” olarak geçmektedir ve adı günümüze gelememiş bir Iasos vatandaşı tarafından, oğlu Stephanephoros (taç taşıyıcısı) Diokles’in ölümünün anısına İmparator’a ve Artemis’e adandığı okunmaktadır.