18.12.2023 - 05:09 | Son Güncellenme:
Kültepe’nin heybetli höyüğünün altındaki Aşağı Şehir kalıntıları arasında durduğunuzda, dar sokakların iki yanına sıralanmış evlerin kalıntıları etrafınızı sarar. Ara sokaklar, bazılarının altında atık su kanallarının bulunduğu büyük taş bloklarla döşelidir. Birbirine bakan evlerin sokaktan yalnızca kapı aralıkları görülmektedir. Evlerde ayrıca odaların büyük çoğunluğunun oturma ve yatak odası olarak kullanıldığı birer üst kat da bulunmaktadır. Giriş katında genellikle fırın ve ocağın yer aldığı mutfak olarak kullanılan geniş bir oda ve çoğunda aile arşivlerinin muhafaza edildiği daha küçük bir ya da iki oda daha vardır. Bu arşivler çok sayıda çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden oluşmaktadır. Hatta bazılarında evde yaşayanların günlük hayatlarını şaşırtıcı derecede detaylı olarak anlatan belgelere ulaşılmıştır. Bu belgeler bize ev halkının bu son derece kozmopolit şehirde sürdürdükleri hayatlarla ilgili eşi bulunmaz bilgiler vermektedir. Ele geçen tabletlerden elde edilen bilgilerden yola çıkarak, bunlardan biri olan Elamma ve ailesini yakından tanıyalım, yaklaşık 4 bin yıl önce yaşayan ailenin bize hiç de yabancı gelmeyecek sorunlarını paylaşalım.
Elamma ve ailesi
Asurlu tüccar Elamma Ailesi’ne ait evde 372 metinden oluşan bir arşiv bulunmuştur. Arşivden edinilen bilgilere göre, Elamma, M.Ö. 19. yüzyılın ilk çeyreğine tekabül eden 25 yıl boyunca, kendisinden sonra yaklaşık M.Ö. 1858 yılına kadar hayatta kalan karısı Lamassutum ile birlikte Kaniş’te yaşamış. Ancak ne zaman evlendiği, Kaniş’e ne zaman geldiği bilinmiyor. Lamassutum tarafından Asur’dan Kaniş’teki kocasına gönderilen hiçbir mektup bulunmadığına göre, erken bir tarihte evlenmiş olmalıdır. En büyük oğulları Assur-tab, M.Ö. yaklaşık 1875’te babasının yanında alacaklı olarak görünmektedir, bu da doğumunun M.Ö. 1900’den kısa bir süre sonra olduğunu gösterir. Çiftin altı oğlu ve üç kızı olmuş. Elamma muhtemelen Kaniş’te ölmüş ve evinin altına gömülmüştür ancak mezarı ya da içeriği hakkında bilgi yoktur. Elamma, Asur’dan kalay ve tekstil ithal eden ve Anadolu’da bakır ticaretiyle uğraşan dikkatli bir tüccarmış. Kendisi ve Kaniş’te sokağın diğer tarafında yaşayan kardeşi Ali-ahum, babalarından 80 kg gümüş, 5 bin küp arpa, 60 kumaş, büyük bir ev arsası, Asur’da bir ev, kazanlar, bronz eşyalar ve kölelerden oluşan önemli bir sermaye miras kaldığı için iyi bir başlangıç yapmışlar. Elamma, ağabeyinin kendi payını yönetmesini ve büyük kâr elde etmesini engellediği için şikâyetçiymiş fakat görünüşe göre sorun çözülmüş, kardeşler arasında iş birliği olmuş; “aile şirketini” devam ettirmemişler ama bağımsız iş adamları olarak faaliyetlerini sürdürmüşler. M.Ö. 1890’larda Elamma’nın, kardeşi de dâhil olmak üzere birçok Asurlunun hissedar olarak yatırım yaptığı yaklaşık 14 kg altından oluşan kendi “anonim fonu” varmış. İşlerinde büyük krizler yaşandığına dair bir kanıt olmamakla birlikte aile içinde zaman zaman sorunlar yaşanmış. Üç metin en büyük oğul Assurtab’ın erken ölümü ve ödenmemiş büyük bakır alacağıyla ilgilidir; yaklaşık 1860’ta oğlu Assur-imitti’nin ailenin mali düzenlemesinde onu temsil ettiği görülmektedir. En büyük kızı İştar-lamassi önce Asurlu bir tüccar olan Kun-ilum’la evlenmiş, ondan bir kızı ve iki oğlu olmuş. Onun ölümünden sonra Anadolulu Lulu ile evlenmiş. Olasılıkla bir salgın hastalık nedeniyle 10 yıl sonra ölmüş. İki oğlu da aynı kaderi paylaşmış, annelerinin cenaze törenini yerine getirmek ve ödeme yapmak gibi evlatlık görevlerini yerine getirememişler. Tüm masrafları Lulu karşılamış, İştar-lamassi’nin vasiyetinde (bir kadının hayatta kalan tek vasiyeti!) belirlenen, oğullarına düşen paydan, kendisine geri ödeme yapılmış. Geriye kalan gümüş Asur’daki kızı Şimat-İştar’a gönderilmiş. Üçüncü kızı Şalimma da bir sorun kaynağı olmuş. Kendi evi olan tüccar Ir’am-Assur ile evliymiş, Asur’a döndüğünde ona eşlik etmeyi reddedip geçimi için ondan para istemeye devam edince sorunlar ortaya çıkmış. Asur’da Ummi-Ishhara, -uzun ve kişisel bir mektuptan okunduğuna göre- ikisi arasında arabuluculuk yapmaya çalışmış ancak sonunda Şalimma kocasıyla ilişkisini bozduğu için vazgeçmiş.
Yetenekli bir kadın
Lamassutum kocasının ölümünden sonra Kaniş’te kalmış ve ailenin ticari ve hukuki işlemlerini genellikle oğlu EnnamAssur (muhtemelen aynı evde yaşıyordu) ve bazen de diğer oğlu Pilah-İştar ile birlikte yürütmüş. Çoğunlukla evini ve parasını kendisine bırakan kocasının ölümünden sonra işlerini yürütmeye devam etmiş. Küçük krediler vermiş (Anadolululara da), kendisi adına alışveriş yapmaları için tüccarlara gümüş emanet etmiş, bir nakliyeciyle anlaşmış, birkaç köle kız satın almış. Ayrıca bir adamı, yünlü kumaşların yerli üretimi için gerekli olan 15 kg “atkıya uygun yumuşak yün” satın almakla görevlendirmiş. Geriye aralarında Anadolu yünlü dokumaları da bulunan yüklü bir miras bırakan Lamassutum, eşinin ölümünden sonra kendi parasını, bağlantılarını ve personelini kullanarak daha bağımsız hareket edebilen sadık, aktif ve aynı zamanda ticari açıdan yetenekli bir kadındır.
Miras paylaşımı
Elimizde Lamassutum’un geride bıraktıklarını ve bunların iki oğlu ve kızı arasında nasıl paylaştırılacağını gösteren bir kayıt bulunmaktadır. “Üç kap ve giysi iğnesi, ağırlıkları: 1 pound gümüş, mührüm altında; ayrıca pound 6 şekel gümüş, mührüm altında, Elamma’nın adakları; (çeşitli kişilere ödünç verilen gümüş miktarlarını kaydeden tabletler), beş köle ve beş kadın köle, bunlardan Iantalka adlı bir kadın köle Assur-tab’ın kızı Ilina’ya aittir. Bütün bunları Elamma’nın karısı Lamassutum bıraktı (ölümünde). Lamassutum’un temsilcileri İştar-palil, Enna-Suen ve Masi-ili bunu tanınmış bir tüccara ve oğullarına emanet edecekler, onlar da (Asur) şehrine getirecekler ve kutsanmış kızım ve oğullarım kendileri için geçerli olan vasiyetnameye uygun olarak hareket edecekler.” Daha sonraki bir metin, annelerinin ölümünden yaklaşık on beş yıl sonra, Ummi-İşhara ve üç erkek kardeşi arasında paylaşım için yapılan yeni bir düzenlemeye aittir. Görünüşe göre babalarının mal varlığının bir kısmı o zamana kadar ortak mülkiyet olarak kaldığı için bu gerekli olmuş. Bunlar arasında Ummi-Işhara ile kardeşi EnnamAssur’un gümüş alacağındaki payları karşılığında aldıkları Asur’daki büyük bir ev arsası da bulunuyor. Ummi-İşhara ve Ennam-Assur ile Pilahİştar ve Şu-Belum aşağıdaki anlaşmaya vardılar: “12 pound gümüşle ilgili olarak Pilahİştar ve Şu-Belum, Ummi-İşhara ve Ennam-Assur lehine iddialarından vazgeçtiler. Beş kişilik komitenin kendilerine verdiği 108 metrekarelik bir ev arsasını, Ummi-İşhara ve Ennam-Assur, babaları Elamma’nın yatırımcılarından alacaklarını tahsil ettiklerinde, kendi arsaları olarak alacaklar.” Sonraki yıllara dair kanıtlar sınırlıdır, yaklaşık M.Ö. 1850’den sonrasına tarihlenen hiçbir metin yoktur.