20.04.2025 - 00:01 | Son Güncellenme:
Recep Bozkurt
RECEP BOZKURT- İznik’in bilinen ilk adı Helikore’dir. Bu sözcük, “mert ve zengin insanların yaşadığı, bağı bahçesi bol yer” anlamına gelir. Homeros da İlyada Destanı’nda bu yöre halkından “Troyalılara yardıma gelen kahraman insanlar...” olarak bahseder ve İznik Gölü’ne de Askania ismini verir.
İlk Çağ’da Askania adı ile anılan bu gölün doğu yakasında Frigyalılar, batı yakasında da Mysialılar oturmaktadır. Bu iki ülke yöreye egemen olabilmek için zaman zaman savaşmakta, yerleşim yerleri yakılıp yıkılmaktadır. Yine böyle bir savaşta Mysialılar, Helikore’yi hile ile zapt ederler. Erkeklerin bir kısmı ölür, kimileri de çevre kentlere yerleşirler. Yurtları yakılıp yıkılır.
M.Ö. 1200 yıllarından itibaren bölgede, Trakya’dan gelen kavimlerin işgali başlar. Bu kavimler içinde Bitinler de vardır. Bitinlerin yerleştikleri Marmara ve Batı Karadeniz’i de içine alan bu bölgeye Bithynia denmeye başlanır.
İskender’den sonra
Makedonya’dan kalkıp Mısır’a Hindistan’a kadar uzanan toprakları ele geçirip imparatorluk kuran Büyük İskender, M.Ö. 323 yılında ölür. Topraklarını paylaşmaya kalkan generalleri arasında yapılan savaşlarda önemli rol oynayan Antigonos Monophtalmos, kenti ele geçirir. M.Ö. 306’da kendini kral ilan eder ve kentin ismini Antigoneia olarak değiştirir.
M.Ö. 301 yılında Antigones, İpsos Savaşı’nda yaşamını yitirince bu yöre İskender’in generallerinden Lysimakhos’un yönetimine geçer. İznik’in bir kez daha bayındır hale gelmesi Lysimakhos zamanında gerçekleşir. Bu savaşçı general, mücadeleler sırasında harabe haline gelen Antigoneia’yı ayağa kaldırabilmek için büyük bir imar hareketine girişir. Yeniden güzel ve zengin bir kent durumuna getirdiği bu yerleşim merkezine eşinin adını verir. “Nicea” adı, Roma ve Bizans dönemlerinde değiştirilmeksizin korunur. Kentin bugün kullanılan antik ismi işte bu Nicaea’dır.
Lysimakhos da M.Ö. 281 yılında İskender’in başka generali ile giriştiği bir savaşta yaşamını yitirir. Nicaea ve civarı Bithynia Krallığı’na bağlanır. Nicaea, Bithynia Krallığı’nın en önemli merkezlerinden biri durumuna gelir ve uzun süre metropolisliğini (başkent) yapar. Adına altın sikkeler basılır ve tarihte “Altın Şehir” (Khyrsea Polis) unvanı ile anılmaya başlar.
M.Ö. 74 yılında Bithynia’nın son kralı IV. Nikomedes krallığını vasiyet yoluyla Roma’ya bırakarak ölür. Bithynia bir Roma eyaleti olur. Geniş ve verimli topraklara sahip olan Nicaea da bu eyaletin çok değerli kentlerinden biridir. O tarihlerde Bursa ve Bergama kentleri bile İznik’e bağlı yerleşimlerdir. Roma İmparatoru Trajan, M.S. 100–111 yıllarında 10 bin seyirci kapasitesine sahip olan, Kuzey Anadolu’nun en büyük tiyatrosunu Nicaea’ya yaptırır; önemli şenlikler, bayramlar burada kutlanır.
Süleyman’ın başkenti İznik
1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’ya kalabalık gruplar halinde Türkler yerleşmeye başlar. Melikşah’ın emirleri doğrultusunda Kutalmış›ın oğulları Süleyman Şah, Mansur, Alp İlig ve Devlet (Dolat), Anadolu içlerinde yeni yurtlar elde edebilmek için Batı’ya doğru harekete geçerler. Marmara kıyılarına yaklaştıkları sırada ünü bütün Anadolu’ya yayılmış olan Nicaea’ya yönelirler. O zamanlar tam bir “kalekent” olan bu görkemli şehrin kapılarına dayanırlar.
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 yılında ele geçirdiği kenti, yeni kurduğu Anadolu Selçuklu Devleti’nin yönetim merkezi yapar. 22 yıl Selçuklu hâkimiyetinde kalan kent, I. Haçlı Seferi’nin ardından 1097’de varılan anlaşmayla boşaltılır; Haçlı ordularına dolayısıyla Bizans İmparatorluğu’na teslim edilir. Batılı kaynaklarda Selçuklu Dönemi’nde Nicaea “Süleyman’ın Başkenti” anlamına gelen, “Soultanikon” adıyla anılsa da Türkler, buraya yerleştikten sonra Nicaea’yı yeni bir isimle tanımlamaya başlarlar: İznik...
İznik sözcüğündeki “-nik” hecesi antik Nicaea’nın ilk hecesinden, “-iz” hecesi ise Yunancada yön belirten “eis” ya da “is” öntakısından alınmış. Nicaea civarına yerleşen Türkler, Rum köylülere, “Bu yol nereye çıkar?” gibi bir soru yönelttiklerinde aldıkları cevap hep “Nicaea’ya” yani “İs-Nikean” olmuş. Türkler bu cevabı bir kalıp olarak almış ve kentin ismini de önceleri İsnikean, daha sonra da kısaltarak İznik olarak benimsemiş.
Osman Bey, kenti 1301-1319 yılları arasında 19 yıl, Orhan Bey’de 12 yıl kuşattıktan sonra 2 Mart 1331’de ele geçirir. Adı daim olan İznik, o gün bu gündür Türk yurdudur.
En parlak dönemi
117-138 yılları arasında imparatorluk yapan Hadrianus, 123 yılındaki şiddetli depremde yerle bir olan Nicaea’nın ikinci kurucusu sayılır. Elmalıdağ eteklerinden kente su taşıyan kemer İmparator Hadrian tarafından inşa ettirilir. Kent en parlak günlerini bu dönemde yaşar. Kendine özgü yerleşim planı ve doğu-batı yollarının uğrak noktası oluşu, kenti ticaret ve sanat merkezi durumuna getirir. Bu zenginliği koruyabilmek için -258-269 yılları arasında hüküm süren beş imparatorun desteği ile- kentin dört bir yanı yüksek surlarla çevrilir. Görkemli kapılarından biri olan Yenişehir Kapı’nın görünen alnına “En eşsiz, en büyük ve en iyi kent Nicaea” yazılıdır.
Dini sorunların ‘çözüm merkezi’
Roma İmparatorluğu’nda 280 yıl boyunca yasak olan Hristiyanlık, 313 yılında serbest bırakılır. İmparatorluk içinde dini konularda yaşanan anlaşmazlıklar Nicaea’da çözülür. İmparator I. Konstantin 325 yılında Nicaea’da I. Ekümenik Konsil’i toplar. Hristiyanlık tarihinin VII. ve son Ekümenik Konsil’i de 787 yılında Nicaea’da gerçekleşir.