Bundan yaklaşık yüzyıl önce, Raşel isminde bir Yahudi’nin beyaz peynir telemesini kaynar su içerisine düşürüp o sudan arındırırken yumuşaması ve renginin değişmesi sonucunda yanlışlıkla kaşar peynirini bulmuştur. Bunun dinen caiz olup olmadığını, bizde helal, Yahudilerde koşer deniliyor sormak için hahama götürdüğündeyse elverişlidir, kaşer kaşer diyerek ismi günümüzdeki haline evrilmiştir.
Pastörize edilmiş sütün, peynir mayası kullanılıp işlenmesiyle kaşar peynir elde edilmektedir. 10 kg süt, 1 kg kaşar peynir üretmeye yardımcı olup, üretimden hemen sonra paketlenip market raflarında fiyatıyla sinir bozmak için yerini alırsa taze kaşar, en az 3 ay olgunlaştırmak için bekletilirse eski kaşar olarak adlandırılıyor.
Herhangi bir hikayesi olmayan tost peyniri veya eritme peyniri ise tüketime sunulamayan beyaz, lor, kaşar, tereyağı, süt tozu, aklınıza gelebilecek süt ürünlerinin yeniden değerlendirilmesi için emülsifiye edici tuz dediğimiz yani bunların peynire eşit şekilde karışmasını sağlayan tuzlarla yüksek sıcaklıklarda yeniden işlenmesiyle elde edilmektedir. Bozulmadan veya eski üründen eser kalmamaktadır. Bu peynirlerin kullanılma oranlarına bağlı olarak 5-6 kg süt dolaylı yoldan kullanılmaktadır.
Bu arada, sakın kaşar sağlıklı, tost peyniri sağlığa zararlı algısı oluşmasın. Her şey dozundan fazla tüketildiğinde zararlı. Burada mesele kalite ve bunların birbirine benzerliği. Kaşar peynir daha üst düzey peynirken, tost peyniri ikinci sınıf. O kadar birbirlerine benziyorlar ki bu enflasyonda dikkat etmezsem tost peynirini alırım.
Yediğiniz tost kaşarlı olsun :)
Aklınıza mukayyet olun, sevgiyle kalın.