Hayalimdeki Fenerbahçe bu değildi!
2017/18…
Fenerbahçe sezona şampiyonluk heyecanı ile başlamıştı. Ama bu heyecana başka bir yarış, gerilim de eklenmişti; Fenerbahçe Kongresi!
Daha önce görülmemiş bir şekilde Ali Koç Eylül ayında adaylığını açıklayarak Fenerbahçe’nin o sezonu büyük kırılganlıklarla yaşamasına neden olacak fitilini de ateşlemişti.
Kadıköy’de hiç unutamadığım maçlardan bir tanesi dün akşamki gibi 3-3 sonuçlanan Kayserispor karşılaşmasıydı.
3-1 öne geçmesine rağmen 90+5’te yediği şok golle maç 3-3 sona ermiş ve tribünlerden çok farklı sesler ve tepkiler yükselmişti.
Belki de Ali Koç Başkanlığı o sezon Fenerbahçe’nin 3-3 berabere kaldığı Kayserispor karşılaşmasında kazanmıştı.
Dejavu gibi…
Birçok kararsız Fenerbahçe Kongre üyesi belki o akşam oyunu ne yönde kullanacağına kararını vermişti.
2017-18 sezonunda Kadıköy’de şahit olduğum başka karşılaşmalar da oldu.
Son dakikada atılan gollere rağmen sevinmeyen, Yönetimi ve teknik direktörünü istifaya davet eden tribün gerçeği çok çarpıcıydı gerçekten.
Fenerbahçe’nin yakası o günlerden itibaren bir türlü bir araya gelemedi.
Çünkü gömlek bir kere yanlış iliklenmişti.
Geride kalan 7 sezonda Fenerbahçe daha önce yaşamadığı birçok tecrübe ile tanıştı.
İlk sezon küme düşme potasına kadar geldi.
Aslında hemen her sezon öncesinde, sırasında ve sonrasında yazdık, konuştuk, söyledik.
Ali Koç; “yönetmenin bir okulu olmadığını, yaşayarak öğrenildiğini” bizzat kendisi itiraf etti.
Öğrenebildi mi?
Sanmıyorum.
Geçen sezonun neredeyse karbon kopyası yaşandı bu yıl.
Mart ayına 3 farklı kupada favori bir şekilde girildi.
Önce Avrupa, sonra Türkiye Kupası, dün itibarıyla da Süper Lige havlu atıldı.
Geçtiğimiz yıl bunların sırası farklı olabilir ama aynı yollardan geçildi.
Yüzyıllık koca çınar yönetmesini bilmeyen, beceremeyen ve öğrenemeyen; daha beteri öğrenemeyecek acemi bir kişinin elinde oradan oraya savruldu.
Fenerbahçe’nin bu savrulmalarına eşlik eden ve başarısızlıklarına şahit olmuş yepyeni bir jenerasyon büyüdü.
Yönetim bir taraftan bu yeni jenerasyona yaslanmaya çalışırken, diğer yandan onun gelişimi üzerinde de çok yanlış etkileri oldu.
Bu sezon başında Fenerbahçe yine 6 yıl öncesi gibi bir seçim atmosferi yaşadı.
Ali Koç ilk defa ciddi bir rakiple yarıştı.
6 yıl önce Fenerbahçe’yi Ali Koç’un yönetmekten aciz eline bırakanlar; onun karşısında Aziz Yıldırım’ı görünce yine aynı hatayı tekrar etme pahasına yine gidip Ali Koç’a oy verdiler.
Oysa geçen sezon sonunda bu çok bilir kişiler Ali Koç’u istifaya davet etmişlerdi.
Aynı kişiler yine sanki bu hataya sebebiyet vermemişler, hiçbir sorumlulukları yokmuşcasına, tek bir özeleştiri cümlesi kurmaksızın yine Fenerbahçe’nin geleceği üzerine ahkam kesmeye devam ediyorlar.
Fenerbahçe maalesef 7-8 seneden bu yana Fenerbahçe Yönetimi’nin ve onun çevresindekilerin etkisi altında sürekli bir hatadan diğerine sürükleniyor, yalpalıyor, savruluyor.
Son Başkanlık yarışının olabildiğince barışçı bir ortamda geçmesi sonrasında özellikle Aziz Yıldırım’ın katkılarıyla Fenerbahçe’ye yeni bir birlik havası gelmişti.
Geride kalan 6 yıla oranla bu sezon Fenerbahçe her türlü olumsuzlara karşın içeriden fazla çatlak ses duyulmadan yoluna devam etti.
Buna rağmen yine olmadı, yine beceremediler.
Sadece futbol değil, basketbol erkek takımı hariç diğer branşlarda da hedeflenen başarıların oldukça gerisinde kalındı.
Yönetememe bir maluliyet haline dönüştü!
Meselenin tek başına teknik direktör ya da oyuncu seçimi olmadığını da aslında defalarca kere gördük, yaşadık, tecrübe ettik.
Bugün Yönetime yakın kişilerin Mourinho ve oyunculara yönelik eleştirileri olacağını çok iyi biliyoruz.
Medyadaki yorumcuları hiç saymıyorum; çünkü onlar için ideal bir habitat oluştu.
Maalesef Fenerbahçe’nin önemli kalabalıklarının parçalanmış duygularıyla oynamayı çok iyi bilen bu manipülatif kişilerin eline sezon sonuna kadar kullanacakları bir dolu malzeme geçti.
Mourinho’dan başlayarak, özellikle hedefe koyacakları bazı oyuncularla “ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?” Hamurunu şekillendirecekler.
İşin daha kötüsü onların yaratacağı bu manipülatif ortamdan Fenerbahçe’nin yönetmeyi bilmeyen beceriksiz Yönetimi yine sorumluyu bulmuşcasına sıyrılıp kurtulacak bir delik bulacaklar.
Ben size bir formül vereyim; gündemde Yönetimden başka kim daha çok konuşuluyor, eleştiriliyorsa bilin ki orada hedef saptırılıyor, sorumlular gizleniyordur.
Ali Koç, bir hayali olduğunu ve onu eleştirenlerin bu hayali hiç anlamadığını söyleyerek Fenerbahçelileri yıllarca peşinden oradan oraya sürükledi, savurdu.
Gelinilen yer o hayal midir bilmiyorum ama artık şunu çok iyi biliyorum benim hayalimdeki Fenerbahçe bu değildi.
Artık Fenerbahçe’nin zamanı ve mazeret, teselli veya bir başka hayal dinleyecek sabrı kalmamıştır.
Bir an önce ve hemen…