Kötü, zevksiz, bazen de çok kalitesiz futbolu tanımlamak için, “kör-topal bir oyundu” der geçeriz... Küçük bir tarif 90 dakikayı bize anlatır... Hatta “Hepsi bu kardeşim, başka bir şey anlatmaya gerek yok ki... Bir o attı, bir de o attı. Maçta bitti” özeti bile uzun gelebilir... Bu iki değerlendirmeden hangisini alırsanız alın dünkü Osmanlıspor-Fenerbahçe karşılaşmasının tam anlamıyla karşılığıdır...
İki hafta üst üste özellikle hızlı hücum anlamında mükemmel bir gösteri sunan Fenerbahçe dün neredeyse hiçbir anda bu hızlı oyundan parça ya da pasaj bile sunamadı...
Osmanlıspor da farklı değildi. Onlar da takım oyununu, konpakt futbolu uzun toplarla gole gitmedeki yüksek beceriyi hiç gösteremediler... Sonuçta ortaya 1-1’lik tatmin etmeyen kısır bir futbol çıktı.
Elbette her iki takımın da Avrupa’dan yorgun geliyor olması, zorunluluktan kaynaklanan rotasyonlar bu sonuçta etkili oldu. Ama ana mazaret asla bu olmamalı... Çünkü bu iki takım da daha çok hem Avrupa’da hem ligde arka arkaya maç oynayacaklar...
Tapusu alınmalı
Jeremain Lens’in eksikliği eğer Fenerbahçe’yi bu kadar etkiliyorsa sarı-lacivertli yönetim ne yapıp edip bu oyuncunun tapusunu alması gerekiyor. Dün çok net bir şekilde gördük ki, Lens bu takımın hız ayarı... Tempoyu yükselten o, dönen topları toplamadaki organizasyon lideri o, savunmaya destek konusunda öncü isim o ve elbette duran top kullanmada patron da o... Yani Lens olmayınca olmuyor...
“Ligin daha başı” diyoruz ama Fenerbahçe’nin yukarı ile bir hayli puan farkı var... Bir kaç sezondur şampiyonu averajın ya da 1-2 puanın belirlediği hatırlanırsa Fenerbahçe’nin ligin sonunda hedefine ulaşmasının bir hayli zor olduğunu şimdiden söyleyebiliriz. Özellikle henüz takım haline gelememiş olmaları onların en büyük handikapı...
Dün için şunu söyleyebiliriz; Van Persie hayata döndü. Gelecek haftalarda daha da çok süre alacaktır ve daha da çok katkı sağlayacaktır... Ama aynı şeyi kenarda oturan ve paslanmış görünen Şener ve İsmail için söyleyemeyiz... Onların işi biraz zor...
Son sözümüz ise Mete Kalkavan’a yönelik olmalı...Penaltı tam hakem yorumuna açık bir penaltıydı. Bazı hakem otoriteleri Osmanlı oyuncusu ayağını taktı diyebilir, bazıları da net penaltıydı diyebilir... Kalkavan pozisyona çok yakındı. O nedenledir ki, yorumunun doğru olduğunu kabul etmemiz gerekiyor... Benim açımdan ise pozisyon penaltı değil. Ama maçın genelinde oyunu çok kaçırdığını da söylemeliyiz..