Bir Avrupa Kupası maçından iki farklı galibiyetle dönmek gerçekten büyük bir başarı... Artık tur çantada, sıra gruplarda... Her ne kadar Fenerbahçe ile Wien arasında ciddi kalite farkı olsa da sarı-lacivetlilerin henüz ekipten takıma geçiş evresini tamamlamamış olması maç öncesi küçük de olsa tedirginlik yaratıyordu. Jesus’un şok eden 11 tercihi açıkçası bu tedirginliği en az üç kat daha artırdı. Mister’in üç stoper ki, ikisi sol ayaklı iki kanat beki ile beşli savunmayı tercih etmesi ve bu beşlinin hemen önünde alternatiflerine göre daha ağır olan İsmail ve Crespo ikilisine yer vermesi bize her şeyiyle kontrollü oyun, uzun top hücumunu işaret ediyordu ki, ikinci yarının 60. dakikasına kadar da böyle oldu.
Portekizli teknik adamı anlayabilmek için uzun bir zamana ihtiyacımız olduğu kesin... Başkan Ali Koç bile dünkü başlangıç 11’ini görünce, hele Lemos ismini listede okuyunca tıpkı tüm Fenerbahçe taraftarı gibi şok geçirmiştir. Ama o hemen hemen hepimizin hiç beğenmediği Lemos dün sakatlanıp çıkana kadar Jesus’un istediği her şeyi tam anlamı ile yerine getirdi. Ancak unutmayalım ki, dün iki ciddi hata vardı savunmada, ikisinde de Lemos imzası kayıtlara geçti. Lemos’un zamanla yeniden değişmez bir yedek olacağı kanısı bende hala hakim...
Dünün bir başka şaşırtan ismi de Serdar Dursun’du... Tamam bir santrforun görevi gol atmaktır, Serdar da golü atarak işini yapanlar kervanına katıldı. Ne var ki, attığı gole kadar yine saç baş yoldurdu. Kafasını kaldırıp bir çevre kontrolü yapsa hem daha iyi pozisyonlara girip üretimi artıracak hem de asist de yapabilecek. Oysa onun aklı fikri ceza alanı önündeyse çevresine bakmadan kaleye vurmak, uzaktaysa çalım üstüne çalım yapmak. Ha bir de bulduğu her fırsatta geriye gelip kendi savunma alanını karıştırması var ya o daha da korkutucu bir durum... Avrupa’da ikinci defadır ciddi şans buluyor Serdar... Ama gerçekçi olalım, gol atmış olsa da bu şanslarını iyi değerlendiremedi. Pedro’nun gelişiyle 11 onun için uzak bir ihtimal gibi görünüyor.
Dün 90 dakikanın tamamı Fenerbahçe’nin kontrolünde geçti ama sahada ilk 60 dakika başka, kalan 30 dakikada ise başka bir Fenerbahçe vardı. Lincoln ve Zajc’ın girişi ile keyif veren bir takım haline gelen son 30’daki Fenerbahçe sanırım herkesin tercih edeceği Fenerbahçe’dir.