Galatasaraylı Icardi, kupada Başakşehir ile oynanan maç sonrasında, Instagram’dan yaptığı paylaşım nedeniyle, PFDK'ya sevk edildi. Sarı-kırmızılı kulüp ya da yönetim, "Sana ne? Sen işine bak... Bizin kulvarımıza karışma" diyeceğine, Arjantinli'nin yaptığını, bir maharetmiş gibi savunma telaşında...
Ne demişti paylaşımında? "Bir utanç, bir skandal. Yılın soygunu."
Ne için söylemişti? Burada belirtmemiş ama Başakşehir ile oynadıkları maçın fotoğrafını koyduğuna göre, karşılaşmadaki bir olaydan(!) bahsediyor. Tabii ki; arif olan anlıyor, hemen, "Bunu hakem için söylemiş" diyebiliyor. Ama hukuksal anlamda, "Kime demiş?", "Ne için söylemiş?" sorularının cevabı bulunmadığı için, muallakta...
Icardi, "sportmenliğe aykırı hareket" nedeniyle sevk edildi ya, bu kez, "Ne ceza verilecek?", "Cezasını ligde mi, kupada mı çekecek?" soruları ortalıkta dolaşmaya başladı.
Bunu, Disiplin Talimatı'na uygun biçimde, maddeleri yorumlayarak çözelim:
TFF, Galatasaray-Başakşehir kupa maçına göndermede bulunarak, "...aynı müsabaka sonrası sosyal medya hesabından yayınladığı paylaşımında yer alan açıklaması suretiyle sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle..." diyor. Sarı-kırmızılılar, sevkin kupa müsabakası nedeniyle yapıldığından dem vurarak, "Eğer ceza alırsa kupada çeker" mantığında...
Talimatın "İnfaz" bölümünde, aynen şu ifade var:
"RESMİ MÜSABAKADAKİ ihlalleri nedeniyle dört müsabakaya kadar müsabakadan men ile cezalandırılan profesyonel futbolcuların ve görevlilerin cezası, ilgili resmi müsabaka kategorisi dikkate alınarak kendi kategorisinde infaz edilir."
Eeee, Icardi'nin paylaşımı, müsabaka içinde mi?
Böyle diyoruz ama; Fenerbahçe'nin seyircisiz maçta, taraftarının paraşütle metrelerce öteden attığı meşaleler nedeniyle UEFA'dan aldığı cezayı unutuyor muyuz? Veya, maç başlamadan stada gelirken olay çıkaran Bursaspor taraftarından dolayı, Beşiktaş karşılaşmasının oynatılmadığını ve yeşil-beyazlıların hükmen mağlup ilan edildiğini...
Ama dikkatinizi çekerim, bu örneklerde cezayı alan kulüp... Her türlü objektif sorumluluk kulübe ait olduğu için, bunlar olabilir.
Yeniden Icardi'ye dönelim; peki o nerede çekecek? Talimat bunu da unutmamış:
"Herhangi bir müsabakaya bağlı olmaksızın disiplin kurullarına sevk edilen profesyonel futbolcular ve görevliler cezalarını kategori ayrımı yapılmaksızın takip eden resmi müsabakalarda infaz eder."
Tonlarca tartışmanın ardından bugün ya da en geç perşembe günü hangi karar çıkar bilemem ama şu ana kadar ki lobi çalışmalarının ardından, şu tahmini yapabilirim; para cezası ya da ceza tayinine gerek olmadığı şeklinde bir karar çıkar.
Sadece hakem konuşuyorsan...
Galatasaray'ın Hukuktan Sorumlu Yöneticisi Can Natan, Fenerbahçe'nin 38, kendilerinin ise 36. maddeden dolayı PFDK'ya sevk edildiğini açıklayarak, bu şekilde sitemde bulundu.
Bilmeyenler için söyleyeyim; "Sportmenliğe Aykırı Hareket" başlığıyla kullanılan 36. maddede, yöneticilere hak mahrumiyeti, teknik adamlar ve futbolculara da maç cezası var. Ancak sadece para cezasıyla da kalabiliyor.
38. maddede ise, "Hakem ve diğer müsabaka görevlileri hakkında açıklamalar" bölümü var ki, bu sadece para cezaları tanımlanıyor.
Belli ki Natan, bundan dolayı, "onlar-biz" ayırımı yapıyor. Ancak bakıldığında, bu sezon Fenerbahçe de, Galatasaray da iki maddeden sevk ve ceza almış. Bunların oran-orantısını tartışabilirsiniz. Ama ikisinde de var sonuçta...
Acaba diyorum, bu ayırım, hakemle birlikte Türkiye Futbol Federasyonu'na yönelik konuşmalarınızdan olmasın? Sadece hakem konuşana 38, diğer konuları da içine sokana 36...
Mesela Adana Demirspor maçından sonra Okan Buruk'un sevki, 38. maddeden olmadı mı? Ya da Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus'a, Türk futboluyla ilgili konuşmalarından, 36. maddeden, yani "sportmenliğe aykırı hareket"ten dolayı ceza gelmedi mi?
Buna ne denir acaba?
Buyrun size yabancı hakem!
Yıllardır zaman zaman gündeme gelen "yabancı hakem" olayının ne boyutlara gelebileceği, Yunanistan gerçekleriyle ortaya çıktı.
Komşu'da, Olympiakos, Panathinaikos, AEK, PAOK ve Aris'in birbirleriyle oynayacağı maçlarda, şaibeleri ortadan kaldırmak için, yabancı hakem uygulamasına karar verilmişti.
UEFA'nın önerisi üzerine, geçen hafta sonu oynanan AEK-Aris maçını yönetmek için Atina'ya giden hakem Pawel Raczkowski ve arkadaşları, doğrudan ülkeleri Polonya'ya dönmek zorunda kaldı. İddiaya göre hakemler, Yunan futboluyla ilgili alaycı bir dil kullanarak konuşuyorlarmış. Medyada yer alan haberlere göre, uçakta bulunan birkaç kişinin, önce hakemlerle söz düellosuna girdiği, ardından da kavga çıktığı yer aldı. Üstelik, hakemlerin "yüksek promilli alkolle" uçuşta olduğu ifade edildi.
Varşova'ya geri gönderilen Raczkowski ve ekibinin bu durumları, ister istemez aklıma "yabancı hakem" tartışmalarını getirdi.
Düşünebiliyor musunuz, böyle bir olay, İstanbul'a geliş sırasında yaşansın! Ve karşılarına bizim holiganlardan biri çıksın...
Neler olur neler?