Galatasaray 25 yıl önce UEFA Kupası’nı kazandı. Aynı yılın devamında da Süper Kupa’yı... Ve ardından geçen 25 yılda bırakın kupayı, final bile yok Türk futbolu adına... Bir başarıyı kutlarken, onun tek kalmasından rahatsızlık duymak da gerekir.
Sarı-kırmızılıların o başarısının ardından birkaç yıllık süre içinde Gençlerbirliği, Denizlispor ve Gaziantepspor gibi (birinin tamamen yok olduğunu, bir diğerinin de amatör yolunda olduğunu unutmayın) Anadolu kulüpleri de Avrupa’da ses getiren sonuçlar aldılar. 2010’lardan itibaren gelen birkaç çeyrek final ve 2013’te Fenerbahçe’nin UEFA’da oynadığı yarı final var. Şampiyonlar Ligi’nde 2001 ve 2013'te Galatasaray'ın ve 2008'de Fenerbahçe'nin çeyrek finalleri var. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi grubundan namağlup çıkışı var.
Ancak harcanan büyük paraların karşılığı bu mudur? Konferans Ligi’nde, UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finallere çıkan takımlara baktınız mı? Djurgardens’e ya da Bodo Glimt’e? Kendi ligimizde şampiyonluk olmak tabii ki çok önemli. Ancak Avrupa’da belli bir yol katettikten sonra, “Yeterli buraya kadar gelmek. Lige dönmek lazım” demek için mi bu harcamalar? Kasasında bizim kulüplerimizin toplamı kadar parası olan Avrupa kulüpleri salak mı mesela? O zaman yapay paraların döndüğü, kıymeti kendinden menkul bir lige dönüşüyorsunuz.
Arap ligleri muadili, sadece Avrupa çıkışı olan bir lig mi istiyoruz? Menajerlerin, ün peşindeki yöneticilerin at koşturduğu bir lig yani. Bunu istiyorsak sorun yok. Gidişat o yönde zaten.