Şöyle bir söz vardır; Kader gayrete aşıktır diye...
Öylesine bir maçtı ki muhtemel bir puan kaybında Fenerbahçe bir ay içinde Avrupa, Kupa ve ligden uzaklaşacak ve kulüp olarak tam bir kaos içine girecekti. Ancak ikinci yarı öyle bir Fenerbahçe izledik ki bir futbolsever olarak maçın hiç bitmesini istemedik.
Oysa ilk yarıda işler hiç iyi gitmedi. Belli ki Fenerbahçe bu yarıda hala Galatasaray maçının etkisindeydi. Moraller düşük, psikoloji yerlerdeydi. Üstelik bir de Mourinho’nun kadro yanlışlığı vardı.
Tadiç zaten fizik ve psikolojik olarak çok geriye gitmiş. Asıl kesilmesi gereken oyuncu oyken Oğuz’u ya da İrfan Can’ı kesen Mourinho’nun belli ki kafası karışık. Dzeko’yu anlarım. Çünkü En Nesyri ramazan ayının başından itibaren formsuz. Ramazan bitti hala formsuz. Ama Tadiç hiç olmadı.
Buna rağmen ilk yarıda Fenerbahçe öne geçebilecek pozisyonlar buldu. Hatta bir tanesinde Amrabat baskıyla kaptığı topu Dzeko’ya verse bu oyuncu neredeyse boş kaleye golü atabilirdi. Ama o kendi vurmayı tercih etti. Tabii bir de Uğurcan faktörü. Bu kadar ıslak zeminde Maximin’in şutunu öyle bir önledi ki her kalecinin harcı değil.
Belki Fenerbahçe ikinci yarıya daha rahat ve güvenli girebilirdi. Ancak uzatmalarda gelen gol her şeyi alt üst etti.
Mourinho ikinci yarıya sadece Djiku’yu çıkarıp Talisca’yı alarak başladı. Amrabat’ın da yerini değiştirdi. Tadiç’i bıraktı.
Mou’nun felsefesi şu; oturduğun yerden mucize yaratamazsın. O da öyle yaptı. Bu sene sadece birkaç maçta önemli dokunuşlar yaptı. Bu maç onlardan birisi. Zaten bizim tanıdığımız Mourinho da bu.
O yüzden Portekizli için erken yorum yapmak olmuyor. Bizim görmediklerimizi o görüyor. Öyle bir değişim yaptı ki takımda bir anda bütün taşlar oturdu ve hücumda çok daha etkili oldular. 2. golde de Tadiç’in katkısını unutmamak lazım.
Dün gecenin en büyük olayı Talisca idi. Attığı son gol inanılmazdı. Böyle bir vuruş tekniği olamaz. Ama oldu. Zaten bu golü sadece Talisca atabilirdi. Belki geçmişte Alex ve Hagi. O kadar. Ve Talisca bu geceyle belki de aldığı paranın yüzde 80’nini çıkardı.
Ama tabii olayı sadece Talisca ile sınırlamayalım. Özellikle Maximin tek direnen adamdı. Çok mücadele etti. Talisca’ya çok şık bir asist yaptı. Fenerbahçe erken teslim olmadıysa bunu kesinlikle Maximin’in borçlu. Sonuç olarak Fenerbahçe kader maçını 2. yarı futbolu ile kazandı ve ligde yola devam etti.
Ayrıca hem Maximin’in hem de Talisca’yı kazandı.