Fenerbahçe basketbolda üç kupayı almanın onurunu yaşıyor...
Yıllardır bunu başarabilen bir Avrupa kulübü yok...
Beşiktaş maçı sonrası kutlamalar var...
Buraya kadar tamam... Ama sonrasında yaşananlar felaket.
Tamam asla cinsiyetçi değilim ve olmam ama bir de gerçekler var...
Ya kardeşim bir kişi kutlama törenlerinin içeriğine bakmaz mı?
Demek ki bakmıyor...
Maç öncesi cumhurbaşkanlığı ofisi Fenerbahçe’yi muhtemel şampiyonluğunu kutlamak için yoğun bir çalışma içinde.
Hatta şampiyonluktan görüntü bile istiyorlar.
Sonra kutlamalar başlıyor o görüntüler ekrana geliyor. Ve ses seda kesiliyor. Hiçbir kutlama yok.
Peki haklılar mı?
Bence yüzde yüz haklılar. Ben olsam ben de kutlamam. Olimpiyat açılış törenlerini hatırlayın. TRT programı incelemeden yani bilmeden yayınladı ortalık karıştı. Yer yerinden oynadı. Bir daha bu hata yapılır mı?
Şimdi o görüntüleri koysalar kendilerinin de dahil olacağı derin bir tartışmanın içine girecekler. Üstelik o da değil. Rakiplerine de tepe tepe kullanacakları bir malzeme veriyorsun.
Peki bunu Fenerbahçe Kulübü niye düşünmez?
Bir tane orada aklı selim insan yok mu? Hiç kimse programı incelemez mi? Bunlar kim diye sormaz mı?
“Durun ne yapıyoruz?” diyecek bir tek adam yok mu?
Belli ki yok...
Ondan sonra “Ama bizi sevmiyorlar”...
Eh tabii sevmezler.
Sen de biraz sevilmeye gayret etsen mi acaba?
Ilıcalı ne düşündü?
Bir süre önce Acun Ilıcalı ve Mou’nun arasının neden bozulduğunu ve sürecin istifaya kadar gittiğini yazdım.
Ilıcalı Mou’ya karşı çıkacak kadar futboldan uzak bir adam değil. Orada biraz kafam karışmıştı.
Galiba sonra buldum. Hatta yüzde yüz eminim.
Ortada yine bir Türkiye gerçeği var.
Üç büyüklere ne hocalar geldi. Kariyerleri zirve yapmış dünya çapında hocalar.
Ancak son yıllara bakın şampiyon olan hocaların hepsi Türk hoca.
Sergen Yalçın, Şenol Güneş, Fatih Terim, Okan Buruk, Ersun Yanal, Abdullah Avcı ve Hamza hoca.
Şimdi bu hocalar Mourinho, Jessus ya da Mancini, Tudor’dan iyi hocalar mı?
Tabii ki hayır.
Türkiye Ligi’nde bir dil gerçeği var.
Hakemlerin, futbolcuların, takımların, seyircinin, federasyonun, medyanın dilinden anlamak.
İşte o ünlü hocalar bu dili bilmiyor. Her şeyi kendi ülkesinde gibi sanıyor. Sonra da patlıyorlar.
İster Mou ol ister Mancini.
İşte bence Ilıcalı bunu düşündü.
Ben bir Mou hayranıyım. Ama bu düşünceyi de doğru buluyorum.
Bunları Ilıcalı’ya sormadan yazdım.
Ama sorarsanız bence buna benzer şeyler söyleyecektir. O kadar eminim.
Sızıntı
Yine Fenerbahçe’den devam edelim...
Haber sızıntısı elek olmuş artık.
Tamam gazetecilerin görevi haberi almak, bu konu onları ilgilendirmez.
Ancak en kritik transfer haberlerinin bile telefon açılıp söylenmesi başka bir şey.
Ve Mou da bunu biliyor.
Bu konuda çok sıkıntılı. Detay çok var. Ama şimdilik yazmayalım. Yaz ayları uzun.
Yani olayı fazla açmaya gerek yok.
Zaten anlayan anlıyor.
Ama şunu söyleyeyim.
Mou bu ülkeden ayrıldığı zaman sadece Türk futbolu hakkında değil Fenerbahçe hakkında da çok şey konuşacak.