17.03.2021 - 11:10 | Son Güncellenme:
Bu oyun sürprizler oyunudur, buna birçok maçta tanıklık ettik, yaşadık arkadaş! Sıcak bir örnek olarak Süper Lig’deki Başakşehir - Beşiktaş maçını anımsayın... Kupada finale kalma maçı da adeta onun bir fotokopisiydi... Gerek oyun, gerekse atılan toplam beş gol... Demem o ki, keyif ve de heyecan veren bir mücadele izledik, iki takım da övgüyü hak ediyor. İlk yarıda rakibine nefes aldırmayan Kartal, ikinci yarıda el freni çekti, kalesinde iki gol gördü! Kuşkusuz bunda en büyük faktör, Başakşehir’in baskıyı, presi ve oyunu üçüncü alana yıkmasıydı.
Diğer bir faktör ise Aboubakar’ın sakatlanıp, yerini Larin’e bırakmasıydı. Kuşkusuz siyahi oyuncunun çıkması, rakip savunmacılara da nefes aldırdı, nefes! Dememiz o ki, şartlar ne olursa olsun, istersen iki farkı yakala, ama bu oyunda hiç bir skorun garantisi yoktur. İlk yarıda klasik oyun sisteminden bir milim taviz vermeyen Beşiktaş, bu sürece iki gol sığdırdı. Biri Aboubakar, diğeri ise Vida’dan geldi... Kaldı ki, Başakşehir’in bu yarıyı boş geçtiğini de anımsatalım! Dişe dokunur, hafızalarda kalan bir kafa şutu var, hepsi o kadar! Yani, reaksiyon falan, sıfırın altında sıfır!
Konuk takım oyunu kendi yarı alanından kurmak ve pozisyon üretme isteğine Kartal vize vermezken, ikinci yarıda roller terse döndü adeta! Aykut Kocaman’ın oyuncu hamleleri konuk takımı ayağa kaldırırken, Deniz Türüç’le farkı bire indirdi. Kartal’ın savunmasına yaslanması biraz skor avantajı ve devamında psikolojik olsa gerek! Eee böyledir bu oyun, savunma yapmak zordur, tehlikelere davetiye çıkarmaktır! Nitekim, 77’de oyuna giren Giuliano, girer girmez, skoru eşitledi, maçı uzatmaya götürdü. Doksan dakikalık mücadelenin özeti, iki farklı devre, hepsi o kadar! Ve dakika 102...Ljajic soldan indi, ceza alanına kesti, Larin sahne aldı, zor pozisyonda kaleci Mert’i avladı, Kartal’ı kupada finale taşıyan gole imzasını attı. Beşiktaş kupada ilk finalist... İşi uzattığı için kızabilirsiniz, gönül de koyabilirsiniz. Ancak, Kartal bu, kazanma arzusu üst seviyede, yorulsa da, fırsatları kaçırsa da, savunmasında gedikler verse de, kazanıyor arkadaş, kazanıyor. Yetmez mi?
İki teknik direktör de kısıtlı rotasyonlarını orta sahaya kullanmışlar. Beşiktaş'ta Josef'in yanında üst düzey maç eksiği olan Oğuzhan ve Dorukhan, Başakşehir'de de aynı şekilde Tolga ile birlikte Berkay ve Youssouf'lu, birbirlerini hiç tanımayan, birlikte oynamamış üç orta saha... Beşiktaş 10'uncu dakikadan sonra kontrolü ele aldı. Önce Welinton'un ağlara giden güzel kafa vuruşu ofsayta takıldı. Sonra Oğuzhan'ın hazırladığı pozisyonda Aboubakar alışılmış kaliteli vuruşlarından biriyle takımına skor avantajını getirdi. Kısa süre içinde de Vida farkı ikiye çıkardı.
35'inci dakikadan sonra Beşiktaş 2-0'ın da avantajıyla derbiyi düşünerek oyunu rölantiye aldı. Devrenin son anında Başakşehir girdiği ilk net pozisyonu Youssouf ile değerlendiremedi. Bu Sergen Yalçın'a ilk mesajdı. İkinci yarının hemen başında da Demba Ba'nın gollük vuruşunu Utku çok iyi çıkardı. Bu da ikinci mesajdı... Ama Sergen Yalçın orta sahada yine değişikliğe gitmeyince fark bire indi. Sonra da daha önce yapması gereken Oğuzhan-Atiba değişikliğine gitti.
Bu defa da aksayan Rıdvan'ı çıkarmalıydı. Onu da yapmayınca skora denge geldi ve maç uzatmaya gitti. Uzatma bölümünde Beşiktaş'ın Aboubakar'sız kadrosu ideale yakındı. Sonuçta Adem Ljajic'in hazırladığı pozisyonu Cyle Larin gole çevirince Beşiktaş tekrar öne geçti ve final biletini aldı. Ancak Fenerbahçe derbisi öncesinde yoğun trafikte işi uzatınca fiziki tahribata uğramış oldu. Aklıma bir soru takıldı. Bunun cevabını da doğrusu merak ediyorum. Aykut Kocaman takımı yenik durumdayken 77'nci dakikaya kadar tek değişiklik yapmadı. Sonra da maçı 6 değişiklikle bitirdi. Bunu pek mantığım almadı...
Beşiktaş, 2-0’ı alıp Başakşehir moral olarak çöktükten sonra döndüğü kontrol oyunuyla zorla rakibi diriltti demek mümkün. Sergen Yalçın, orta saha değişikliklerini geç yaptığı için muhtemelen pişman olmuştur. Ancak maç uzayıp gol attıktan sonra yaptıkları savunmaya sevinmiştir. Her ne kadar Aykut Kocaman hafta sonu oynanan maçtaki oyun senaryosunun istediği şekilde gelişmediğini, maçın başında bu kadar mahkum olacak bir kadro farkı olmadığını söylese de dünkü maç da benzer şekilde başladı. Çünkü Sergen Yalçın ve ekibi böyle istiyor. Ligin çok üzerinde bir ön alan baskısı, yerleşimi ve hamleleriyle sağlanmış durumda. Bunun üzerine işi yapacak oyuncuların güveni de çok yüksekte. Beşiktaş’ın hücum şablonları herkesi işin içine alacak bir pas opsiyonu çeşitliliği sağlıyor. Üzerine beceri var.
Vincent Aboubakar’ın bırakın geçen sene sahaya ligde toplam 66 dakika çıkan oyuncu olmasını, Beşiktaş’ta geçirdiği iyi sezondaki oyuncu olduğuna inanmak dahi zor. Vivaldi çalan bir dev gibi. Hem inceci hem çok güçlü. Bu güç, Sergen Yalçın için zayıflıkları örten bir tercihi zorunlu kılıyor. Tabii bu yorucu oyunu 90 dakika oynamak mümkün değil. Dolayısıyla 2. bölgeye çekilip sorunlu Başakşehir savunmasını kontrayla zorlamak mantıklı duruyor. Ama savunmaya oyun kurdurduğu bir kontrol oyununda da Beşiktaş sorun yaşayabiliyor. Çünkü bu oyundaki çıkışlarda takımın boyu uzuyor. Baskıdaki güç dağılıyor.
Beşiktaş 2-0’ı alıp Başakşehir moral olarak çöktükten sonra döndükleri kontrol oyunu zorla rakibi diriltti demek mümkün. Sergen Yalçın, orta saha değişikliklerini geç yaptığı için muhtemelen pişman olmuştur. Ancak maç uzayıp onların zorlanmasına yol açsa da uzatmada gol attıktan sonra yaptıkları savunmaya sevinmiştir. Yine hafta sonunda olduğu gibi iki tarafa da teşekkür etmek lazım. Şampiyonlar Ligi’nden dakika çalsalar da kalite ve heyecan açısından pişman etmediler.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!