04.04.2021 - 08:57 | Son Güncellenme:
"Levent Şahin Hoca‘yı maç öncesi dinliyordum... Levent Şahin, “Hukuksuz biçimde hocamız aramızda yok” demez mi? Sevgili Hocam, bizim aklımızla dalga mı geçiyorsun. Son Rizespor maçında rakip kulübün yöneticisine çok ağır küfürleri eden Fatih Hoca değil mi, bu küfürleri temsilci yazmadı mı? Rakibe ağır küfür cezayı gerektirmiyor mu? Fatih Hoca‘nın yıllardır bu kaçıncı cezası... TFF’ler, MHK‘ler, hukuk kurulları, disiplin kurulları gelip gidiyor, bunların hepsi mi size düşman? Hepsi mi maksatlı? Sizlerin hiç mi kusuru yok, hiç mi yanlışı yok? Hukuk, tuzak, pusu diye diye takımın futbolcularına da sonunda buna inandırdınız. Oynamıyorlar, oynatamıyorsunuz.
Oysa sahada Galatasaray takımı yok. Önce bunu görsenize... Son 2 maçta Galatasaray kalesine golleri kim attı? Hakem mi attı, TFF mi attı? Koca Galatasaray takımı Muslera‘nın mucize kurtarışlarına rağmen bu kadar gol yer mi? Kendinizi kandırmaktan, camiayı ve futbol dünyasını kandırmaya çalışmaktan vazgeçin... Hem kendinize, hem takımınıza onarılmaz yaralar açmayın.G.Saray elbette çok eksikti... Savunmasının üç önemli adamı yoktu ama, geçen hafta da o olmayanlar feci hatalarla Galatasaray‘ın yıkımını hazırlamışlardı. Geri dörtlünün o üçlüsüne Hatay maçında Sarachhi de katıldı ve “geri dörtlünün“ feci hatalar zincirini tamamladı. Soldan arka direğe doğru gelen yüksek topa, Sarachhi zamanlama hatası ile ıska geçince o topla Akintola buluştu ve Diouf‘a müthiş bir asist yaptı.
Biz her maçı büyükler üstünden izlediğimiz için diğer takım oyuncularının çok farkında değiliz. Bugün Süper Lig‘in oyunu iki yönlü oynayan en iyi merkez orta saha oyuncularından ikisi Hatayspor’da... Birisi mükemmel bir gol atan Riberio, diğeri Rayana Aaabid... Galatasaray orta sahası bu ikiliyi asla cevap veremedi.Hep söylüyoruz, Taylan bu takımın vazgeçilmezi... Bir Muslera ise iki Taylan... O kadar önemli... İşin ilginç yanı, Hatay oyuna o deli dolu, coşkulu futboluyla başlamadı. Sanki ürkekti, çekingendi. Ama iki kenarın çok hızlı iki adamı Akintola ve Camara kenarlardan uçurtma gibi gidince maçın ve Galatasaray’ın dengesi değişti. Son haftalardaki bir yalan-dolan da Hatay maçı ile bitti. Neymiş “Falcao ile Mustafa ikisi birden oynayamazmış.” Mustafa tek oynadı da ne oldu? Yarım yamalak bir şut dışında ortada görünmedi. Tek santrfor oynayacaksa ve sakat değilse Falcao oynar, Mostafa oturur.
Fatih Hoca cezalı olduğu için devre arasında sanırım “tele konferansla” futbolculara iyi bir fırça atmış olmalı... Galatasaray ikinci yarıya dört değişiklikle ve etkili başladı. Maça çekingen ve durgun başlayan Hatay ise ikinci yarı çok kötü oynamaya başladı. Ribeiro, Akintola, Camara skora güvenip işi kişisel şova çevirince çok top kaybettiler. Galatasaray tek kale oyunda direkten dönen Falcao kafası dışında akılda kalan bir pozisyon yaratamadı. Galatasaray’da “ehh” işte diyeceğiniz tek futbolcu bile yok. Bir takımı, isteseniz bu kadar bozamaz, bu kadar kötü oynatamazsınız... Öyle bir savunma var ki, Hatay ikinci yarıdaki ilk atağında üçüncü golü buldu. Bu golde Diouf, Şener‘le çıktığı hava topunda faul yaptı mı, açıkçası aklım karıştı.
Galatasaray’da “ehh” işte diyeceğiniz tek futbolcu bile yok. Bir takımı, isteseniz bu kadar bozamaz, bu kadar kötü oynatamazsınız... Öyle bir savunma var ki, Hatay ikinci yarıdaki ilk atağında üçüncü golü buldu. Bu golde Diouf, Şener‘le çıktığı hava topunda faul yaptı mı, açıkçası aklım karıştı. Galatasaray kendi ektiğini biçiyor. Başkanıyla, kıyameti kopartan Abdurrahim Albayrak‘ı ve başta Fatih Terim hocayla... Hep suçu başkasında aradılar, kötü olduklarını asla kabul etmediler ve en kötüsü, buna futbolcularını da inandırdılar. O zaman tabi oynamazlar. Tuzak varsa, o tuzağı kendinize kurdunuz... Allah aşkına söyler misiniz, son 2 maçta 7 golü kim yedi? Kendinizi kandırmayın, yanlışı yapan sizsiniz...
Bizler Fatih Terim’in sahaya sürdüğü kadroya itiraz edecek konumda değiliz. Çünkü futbolcularla beraber Florya’da yaşayan kendisi. Ama bir gerçek var, dün Hatayspor karşısındaki, bilhassa da ilk yarıdaki kadronun yedikleri gole bile tepki verecek ne gücü ne de kapasitesi vardı. Düşünebiliyor musunuz, zirveye oynayan bir takım ilk 45 dakika 2-0 yenik durumda ve rakip kaleye gidemiyor bile.
Hani Galatasaraylıların ‘8 puan da, 18 puan da kapanır’ diye bir lafı vardı. Valla hiç kusura bakmasınlar, bırakın puan farkını kapamayı, sarı-kırmızılılar bu performansıyla şu anki konumunu bile koruyamıyor. Herkes elini vicdanına koysun. Şampiyonluğa oynayan bir takım böyle mi mücadele eder? Futbolcuların o topu ısırması lazım ama yok, maalesef. Benim tek üzüldüğüm taraftar. Gerçekten kendilerini paralıyorlar ama yapacakları hiçbir şey yok. Evet eksikler olabilir, sakatlar olabilir; ne olursa olsun sahaya çıkan bir sarı-kırmızı formalı futbolcu daha farklı oynamalı.
Birinci golde top Saracchi’nin kafasından sekiyor, stoper Gedson Fernandes’in önünden Diouf fileleri havalandırıyor. İkinci gol Hatayspor açısından harika bir gol. Galatasaray gibi bir takım ise böyle gol yer mi? Herkes topu seyretti. Mustafa Muhammed ilk yarı oynadı, bir kere topla buluşabildi. Onda da vurduğu top direğin yanından auta çıktı. Hakikaten günah bu çocuğa. İkinci yarıda stoper Fernandes’in orta sahaya geçişi, Babel, Linnes, Halil ve Falcao’nun oyuna girişleriyle biraz olsun oyunda üstünlük Cim Bom’a geçti, daha çok hücuma çıktılar. Falcao’nun bir vuruşu direkten döndü, diğer gollük vuruşunu kaleci kurtardı. Ama bakıyorsunuz yine gol atan takım Hatayspor oluyor. Maalesef diyorum Galatasaray bu sezon da, geçen sezonun ikinci yarısı da bir türlü futbolunda standardı yakalayamadı
Peki bundan sonra ne olur? Artık şampiyonluk kelimesini konuşmak için Beşiktaş’ın puanlar kaybetmesi lazım. Bundan böyle top Galatasaray’da değil; rakibe geçmiş durumda. Şampiyonluk da çok zor!Hatayspor’a gelince... Ömer Erdoğan’ı kutlamak gerek. Takımına çok iyi futbol oynatıyor. Defansta açık vermiyor. Orta sahada rakibine boş alan bırakmıyor. Akintola, Kamara ve Diouf gibi süratli adamlarıyla karşı takımın savunmasını rahatlıkla geçip gol atabiliyorlar. Dünkü maçta da sık sık bunu yaptılar. Bordo-beyazlılar oturmuş bir takım, aksayan tek oyuncusu yok. Teknik direktörü futbolcuların kalitesine göre gayet iyi futbol oynattırıyor. Ve bir çok takımın da canını yakıyorlar. Galatasaray karşısında da oynadıkları oyunla galibiyeti hak ettiler.
Galatasaray kulübünün kontrat verdiği bir stoper Ozornwafor. Sağ bek stoper oynuyor, orta saha stoper oynuyor ve bir dünya eksik var. Bu şartlar altında forma verilmiyorsa, son derece güvenilmez bulunuyor. Bu kadar güvenilmezse antrenmana da almamak gerekiyor. Genç takımda mutlaka vardır, biraz daha güvenilir biri. Onu Hatay'a götürmek daha mantıklı olabilirdi.
Galatasaray'ın son maçlarda çok gol yemesini sadece savunma oyuncularına, onların yetersizliğine veya sadece eksikliğine bağlayamam. Takım savunması diye bir durum var. Galatasaray'ın verdiği pozisyon adedi çok fazla. Bu takım savunmasının yeteri kadarı iyi olmadığını gösteriyor. Bir pozisyon kale önünde biter ama başlangıç yeri kaleden çok daha uzaktadır. Galatasaray'ın takım savunması konusunda sıkıntıları var.
Galatasaray bugün hiçbir şeyi iyi yapamadı. Takım savunmanız arızalı olur, bu çok fazla pozisyona girmek adına verilen bir risktir. İnanılmaz oyuna hakim olursanız, yüzde 75 sizde kalır da rakibiniz ara ara çıkar gelir. Galatasaray oyunda belirgin bir üstünlük kuramadığı gibi, kale önünde yeteri kadar fırsat oluşturamadı. Galatasaray ikili mücadelelere hiç girmedi. Rakibine yakın oynamaz mı orta saha! Şampiyonluğa oynuyorsanız birazcık belli etmeniz gerekiyor.
0-0'da çok durgun olabilirsiniz. Büyük takım maça durgun başlayabilir. Ancak, 1-0'a çok sert bir reaksiyon verir. 2-0'a daha sert bir reaksiyon verir. Rakip 10 kişi kalmış, sert bir reaksiyon verir. 4 tane de oyuncu değişmiş. Sahada en azından bir direnç ortaya koyan bir ya da birkaç oyuncu görürsünüz. Büyük takımlar böyledir. Büyük takımı büyük takım yapan budur.
Ribeiro ilk golün ardından Ömer Erdoğan’a önündeki büyük bir alanı boş bıraktıklarından yakınıyordu. Gole kadar O ve Aabid sayısal olarak rakipten o alanda eksik kaldı ve oyun kuramadılar. ‘Peki bunun Galatasaray lehine bir sonucu oldu mu?’ diye sorarsanız, cevap kesin bir ‘hayır’ olur. Bu imkanı değerlendirecek bir organizasyon yoktu. Çünkü hem öndeki ekip burayı dolduramadı hem de orta saha ekibini Gedson’un stoperde olmasından kaynaklanan tedirginlik zorladı. Gedson’un orada oynayışı savunmaya katkı sağlamak bir yana orta sahayı da etkiledi yani. Bu dengesiz alan paylaşımı hücuma katılmaya çalışan iki kanat savunmacısını çaresiz ve yardımsız bıraktı. Hatay az ama çok rahat çıktı. Donk mu Gedson mu stoperde daha kötüydü, söylemek zor. Aslında bu tip alan paylaşım sorunlarında performans kötülüğü zincirleme etki yaratıyor.
Terim devre arasında 4 değişiklik yaptı ve Şener/Donk ikilisini en geride bırakıp Ribeiro’nun şikayet ettiği boşluğu doldurdu. Oyunu rakip alana yıktılar ama hücum planlarının ne olduğunu anlamak mümkün olmadı. Ne çizgiye inebildiler ne ortadan delebildiler. Bunlar yok peki orta mı yaptılar diye sorarsanız, o da pek olmadı. Galatasaray çok oyuncu eksiğiyle Hatay’da sahaya çıktı ama eksik/noksan sadece bu değildi. 4 hafta önce yakalanan havadan eser yoktu. Uzun süredir şampiyonluk yarışındaki bir Galatasaray’dan bu kadar soğuk bir performans izlememiştik. Bunu değerlendirirken şunu unutmamak lazım: Hatayspor hem Boupenza’s ız hem de 3 haftalık sıkıntılı performanslarından çok da kurtulabildiğini söylemek mümkün değildi.
Hatayspor ikinci golü bulduğunda Galatasaray rakip ceza sahasında iki kez topla buluşmuş, şampiyonluk yolunda mutlak kazanması gereken maçın ilk yarısında sahadaki her oyuncu ne yaptığını bilmez haldeydi. Bu sezon geriye düştüğü hiçbir maçı çeviremeyen Fatih Terim'in takımı karşısında ilk golü attığı 12 karşılaşmanın 11'ini kazanan Hatayspor, farkı ikiye çıkardığında Galatasaray için maç bitmemişti; ama sahadaki görüntü sezon finali dedirtiyordu. İki stoperin yokluğunda da Ozornwafor şans bulamazken, Gedson Fernandes ile defans göbeğinde başlayan Galatasaray'da oyun nasıl kurulacak, hücum nasıl yapılacak hepsi soru işareti idi.
Üç değişikliğin olduğu sezonlarda takımları kötü oynayan teknik adamlar "Elimde olsa 11'ini de değiştirirdim" derlerdi. Terim dün ikinci yarıya 4 değişiklikle başladı, imkanı olsa 10 adam değiştirirdi.Milli ara sonrası Kovid- 19'un G.Saray'ı da etkilediği doğrudur. Bu takım Taylan'sız orta sahada hep zorlandı. Ancak geride kalan haftalar şampiyonluk yarışında 'Ben de varım' dedirtecek inandırıcı futboldan çok uzaktı.
G.Saray'ın kimyası sıfır... Fiziği sıfır... Psikolojisi sıfır... Felsefesi de sıfır. Ligin ilk yarısında Fernando Muslera'sız kalesinde 18 maçta 16 gol gören takım, son iki maçta 7 topu filelerinden çıkardı. Elde bu kadar sıfır varken tarihinizin 10 olması kalan haftalarda şampiyonluk matematiğinden geçer not alacağınız manasına gelmiyor. Sarı-kırmızılı takımın bundan sonraki yarışı sanıyorum Fenerbahçe ile ikincilik için olacak.
Galatasaray dün gece kadro açısından ciddi sıkıntılıydı. Bu olumsuzluğa rağmen devre ortasına kadar ofansif açıdan etkili olamasa da oyunun kontrolünü elinde tuttu Galatasaray. Rakibi de kalesine yaklaştırmadı. Ama 21'inci dakika her şeyi tersine çevirdi. İlk tehlikeli Hatay atağında gol geldi. Bu Galatasaray'ı moral açısından olumsuz etkiledi. Sonrasında da Ribeiro'nun mükemmel golü Galatasaray'ın direncini tamamen kırdı.İkinci yarıya Fatih Terim bir devre arası için rekor değişiklikle başladı: 4... Hepsinde de haklıydı. Aslında 6 oyuncu değiştirme hakkı olsa ilk yarının en kötülerinden biri olan Onyekuru'yu da alırdı.Bu yarıya Galatasaray biraz tempolu ve atak başladı. Hatay takımı ise çok yanlış bir taktik uyguluyordu. Geriyi iyi kapatıyorlar ama birinci bölgelerinde kazandıkları topları ya ısrarla ayaklarında tutuyorlar ya da riskli hazırlık paslarına rağbet ediyorlardı. Bu başlarına çok büyük bir iş açabilirdi. Ama Galatasaray değerlendiremedi. Diouf'un ikinci golüyle de maç bitti.
Bu farklı yenilgi Galatasaray için ligdeki durumu açısından önemli bir sıkıntı olacaktır. Yeri geldikçe vurguluyorum; İstanbul'a gelen yabancı futbolcuların büyük çoğunluğu ciddi fizik düşüş yaşıyorlar. Aynı sorun Mostafa'da da var. Ülkesinden geldikten sonraki performanslarından son maçlarda eser yok. Hatayspor çok önemli bir galibiyet aldı. Tabi bu büyük bir başarı ama bu tip skorlardan da Ömer Erdoğan'ın ders çıkarması gerekir. Oyuncuların genelinde zaman zaman fazla rahatlık gözlemledim. Ve bir de prese karşı gereksiz pas hataları yaptılar. Maç 0-0 iken az kaldı gol yiyorlardı bu yüzden. O gol de olsa maçın geneli ters yüz olabilirdi. Abdulkadir Bitigen, Galatasaray'ın istemediği bir hakemdi. Dün gece barışmak için takdir hakları ve kartlarda elinden geleni yaptı!
10 Bin TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!