04.10.2021 - 10:57 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 8. haftasında Fenerbahçe evinde Kasımpaşa'yı 2-1 mağlup etti. Bu skorla sarı-lacivertliler milli ara öncesi haftayı lider kapatarak moral buldu. Mücadelenin ardından spor yazarları Kadıköy'deki müsabakayı değerlendirdi.
Fenerbahçe’de sezon başından beri senaryo aynı... Daha önceki dönemlerde görmediğimiz bir tempolu başlangıç, 20-25 dakika süren bu başlangıçta kaçan fırsatlar, bazen araya sıkıştırılan bir gol, sonra eğer gol varsa önce biraz daha yalandan bir baskı, ardından devre bitene kadar süre gelen garip bir skoru koruma telaşı.Bence bu senaryoyu Vitor Pereira yazmış olamaz. Elbette bir baskılı oyun planı var. Elbette bu baskıyla gelen, kapılan topları hızlı kullanma çabası var. Ama golü attıktan hemen sonra savunmaya çekilmek (hem de Kadıköy’de), sanki maçın bitmesine 3-5 dakika kalmış gibi telaşlı bir şekilde skoru koruma çabası asla Portekizli’nin senaryosu değil. Bu ikinci bölümü oyuncular doğaçlama oynuyorlar...
Doğaçlama oyun için her zaman yetenek, ama asıl önemlisi cesarete ihtiyaç vardır. Bunların yanına takım oyununu da ekleyelim. Yetenek bolca var Fenerbahçe’de, cesur oyun o da var diyebiliriz. Ama iş takım oyununa gelince yetenekli olan ve kendilerini yetenekli sananlar biraz sahte performans ortaya koyuyorlar. Çözüm istikrarda yatıyor. Ne yazık ki Fenerbahçe’deki istikrar sezon başından beri hiçbir maça aynı 11 ile çıkamama istikrarı; bu da kolay olacak, farklı kazanılacak maçları zora sokuyor, hatta puan kayıplarına neden oluyor.
Genel bir durum tespiti sonrası dünkü maçla ilgili ilk aklıma gelen şu, eğer karşılaşma öncesi gerçek bir Fenerbahçe taraftarına ‘Kimin gol atmasını istersiniz’ diye sorulsaydı, sanırım ezici bir çoğunluk ‘Gustavo’ derdi. 34 yaşındaki istikrar abidesi Brezilyalı son günlerde hak etmediği eleştirilere maruz kalıyor. Oysa rakamlar bütün takımı bir tarafa, Gustavo’yu bir tarafa bırakıyor. Sağlam bir destekçisi olsa (Formda bir Mesut, daha diri Crespo gibi) daha tempolu hücum eden, daha çok üreten bir Fenerbahçe’yi izlemek işten bile değil. Yorulmuş ve yalnız bırakılmış bir Gustavo’dan savunma ve göbekteki tüm açıkları kapatmasını bekleyemezsiniz. Sosa ne zaman iyileşip döner ve Gustavo’nun alternatifi olur bilmiyorum, ama Brezilyalının daha fazla yük kaldırma ihtimalini de zayıf görüyorum açıkçası. Dün dikkate değer bir kaç konu vardı. Öncelikle Kasımpaşa’nın düştüğü ofsayt sayısı. Aslında ofsayta yakalandığı pozisyonlar demek daha doğru. Bir hayli yüksek. Bu Pereira’nın üçlü sisteminde, gerçek üç tane stoperin yan yana oynamasının karşılığıdır. Az hatayla oynadılar, ama özellikle değindiğim ofsayt konusunda çok etkileyiciydiler.
Sahanın en iyi oyuncusu olan Ferdi’nin arkadaki üçlüye verdiği destek diğer kanattan da gelseydi ne Kasımpaşa özellikle ikinci yarı Fenerbahçelilerin yüreklerini ağzına getirecek ölçüde hücum oynayabilirdi, ne de Fenerbahçe’nin gol ayakları bu kadar çaresiz kalabilirlerdi. Kanattaki arıza genç Muhammed Gümüşkaya. Yetenekli, kesinlikle 3-5 yıla kalmaz ligimizin en etkileyici oyuncularından biri olur. Ama henüz hazır değil. Bu seviyedeki futbolculardan öncelikle görerek pas atması ve özellikle kaptırdığı toplardan sonra yardıma gitmesi beklenir. Fenerbahçe’nin yediği golde topu kaptıran Muhammed. Benim hesaplarıma göre oyunda kaldığı süre içinde en fazla top kaybeden yine Muhammed. Etkili oynadı mı? Oynadı. Ama yeterli değil. Muhammed’in hisleriyle pas atmak yerine ki onun için zamana ihtiyacı var; görerek daha da önemlisi bilerek pas atması gerekiyor.Son olarak, milli takım arasına lider girmek, kazanarak girmek Fenerbahçe adına büyük kazanç ve büyük moral...
Sezon başından beri takımın en çok koşan oyuncusu Mesut Özil'i ısınmaya gönderip 45 dakika boyunca ısınıp sonra da oyuna sokmazsan oyuncunun inancını kaybedersin. Şunu unutma ki bu takım şampiyon olacaksa Crespo ve Meyer ile değil, Mesut'la İrfan Can'la Gustavo ile şampiyon olur
Dün gece Fenerbahçe çok müthiş bir maç oynadı. Tek eksik biraz oyunu yavaşlatıp tempoyu düşürmemeleriydi. Sürekli iki kalede gidip gelen bir oyun izledik. 70'e doğru bu tempodan dolayı takım biraz düşen gibi oldu ama Pereira'nın yaptığı değişikliklerle oyuna tutundu... Hatta kaçan penaltıyla galibiyeti kaçırdı. Maçın teknik analizine girecek olursak fırtına gibi maça başlayan bir Fenerbahçe vardı.
Zaman zaman rakip sahada 6 kişi ile baskı yaptılar. Zaman zaman orta sahaya kadar çekilip o bölgede top kazanıp çok çabuk atağa çıktılar. Özellikle Osayi Samuel müthiş bir maç çıkarttı. Gustavo sahanın en iyi ve en çok koşan oyuncularından biriydi. Mesut en diri gözüktüğü ve oyuna ağırlığını koyduğu bir maçı geride bıraktı. Bu oyunla hem ligde hem de Avrupa'da iyi işler yapacağının sinyallerini verdi.
Fenerbahçe, Olympiyakos’un teşhis koyup zalimce deklare ettiği “sistem ve oyun eksikliği sendromunu” Kasımpaşa ile tedavi edemedi; sadece pansuman yaptı. Sorun olduğu gibi duruyor.Bardağın dolu tarafına bakarsak, uzak ara üstün olmasa da istekli, tempolu oynayan ve mücadele eden bir Fenerbahçe vardı ilk yarı… İkinci yarı mücadele dışında bir şey kalmadı! Fenerbahçe 2-1’i mi koruyacak, farkı mı arttıracak karar veremezken, Kasımpaşa domine etti maçın yarısını. Misafir takım ilk yarıda savunma ile geçen zamana acımış olmalı!
Çünkü, Pereira “tersinden” Avrupa Tarihi yazan takımı değiştirmiş, beş farklı oyuncu serpiştirmişti forvete ve orta sahaya. Serdar Dursun ile Berisha’dan oluşan çift forvetle “sistem inadını” biraz da olsa kırmıştı. Santraforların arkasında on numara pozisyonunda Rossi vardı. Hem de Mesut kulübede otururken!Kasımpaşa ise hiç de kale önüne otobüs çeken bir takım olmadığı halde Kadıköy’e 4-5-1 gibi çift kat zırhla gelmişti.
Pereira’nın bu Gustavo’ya kastı var galiba. Bu sefer yanına (ilk on birde ilk kez) Crespo’yu koymuştu ki, Brezilyalı iyice koşsun sahada yığılıp kalsın!Maç Olympiakos karşılaşmasının ikinci devresinde ilk on dakika gibi başladı. Hızlı baskılı ve sürdürülemez tempolu bir Fenerbahçe. Kanatlar çalışıyor, Berisha hız ve mesafe rekoruna gidiyor, Serdar Dursun gol kokluyordu. 16. dakikada Berisha’nın ilk golü rakip defanstan sekip kaleciyi gafil avlayıp girdi ama Berisha o dakikaya kadar harcadığı eforla hak etmişti. Berisha yazılı sınavı geçti de Crespo hala sınav salonunu bulamadı!
Golden sonra bir süre daha oyunu rakip sahaya yığdı Fenerbahçe. Berisha ikinci topları topluyor, Ferdi ile Muhammed kanatları işletiyordu. Ancak maç direk rakip kaleye oynanıyor, takımın boyu uzuyor ve büyük efor gerektiriyordu. Yarım saat bittiğinde kondisyon yetmemeye başladı. Yetmezmiş gibi, rakip orta saha bloğundan iki kişiyi daha forvete ekleyince, Yusuf, Eren ve Umut ile hızlı çıkışlara geçince maça ortak olma sinyalleri vermeye başladı.Neyse ki, ilk yarının son saniyesinde Gustavo’nun santrası olmayan golüyle 2-0 öne geçti Fenerbahçe. Yoksa işi zordu. İkinci yarı Fenerbahçe’nin farkı arttırması beklenirken Kasımpaşa Dirar ve Sakıp’ı alarak çok iyi iki hamle yaptı. Rakip kaleye akışın düzenli ve sağlam olmasını sağladı. Zaten Kasımpaşa’nın ilk kaleyi bulan ve Altay’ın muhteşem refleksi olmasa kesin gol olması beklenen Eysseric’e pozisyonu yaratan da Dirar’dı.
Fenerbahçe sebebi belli olmayan şekilde topu Kasımpaşa’ya bıraktıkça rakip baskı dozunu arttırdı. İkinci yarının tamamı istekli, agresif olan Kasımpaşa’ydı. 52. dakikadaki golünden sonra daha de ümitlendi. Fenerbahçe’yi kendi sahasında ablukaya aldığı süreçler bile oldu. Çünkü Fenerbahçe’nin sistemi ancak rakip izin verdiğinde çalışıyor, rakip baskılı oynayınca sistem gelip Fenerbahçe’yi vuruyordu yine!Devre başlarken Zajc’ı koyup Crespo’yu çıkaran Pereira, Kasımpaşa’nın ofansif futbolundan faydalanmak için arkadaki boşlukları değerlendirmesini beklediği Valencia’yı aldı Serdar Dursun’u çıkardı. Dönüp dolaşıp Valencia’dan medet umuyor Fenerbahçe. Çünkü tartışılmaz bir santrforu yok.
Rossi’den bile gol umuyor dev gibi takım. Yahu, 61. dakikada Berisha’nın soldan alçak bir pası var; Rossi kıpırdamadan kale önünde dursa çarpar girer… Vurdu dışarı attı adam. Daha sonra yerini Mert Hakan’a bıraktı da önde top tutan biri daha oldu Fenerbahçe’nin 2-1’i koruyabilmesi için.Evet… Fenerbahçe kazandı. Kadıköy’ün üstüne çökmüş Avrupa bulutlarını dağıttı ama sezonun dörtte biri bitmek üzere hala olması gereken -daha doğrusu vaad edilen- yerde değil takım. Futbol olarak tabi!Liderlik iyi de… Sistemin oturması, Sarı-Lacivert futbol tarzının ortaya çıkması yeni bir Milli Maç arasına kaldı. Korkarım ara transfere de kalabilir!
Hafta içi Olympiakos'dan yenen futbol tokadı Vitor Pereira ve yardımcılarına bir uyarı olmalıydı. Teknik ekip, yeni bir takım fikirler üretmeli ve bize göstermeliydi. Böylesine bir ortamda sıkı savunma yapmayan, oynamaya çalışan bir takım olan Kasımpaşa ile oynamak da bir avantajdı. Nitekim Vitor Hoca ve yardımcıları, 3-4-1-2 dizdi takımını bu kez. Rossi 2 santrafor (Berisha ve Serdar Dursun) arkasında serbest roldeydi. Solda Muhammed ve sağda Ferdi vardı. Demek ki 3-4-2-1 ya da 3-4-3 kutsal bir emir değilmiş. Diziliş değişebilirmiş. Bu serbest santrafor arkasındaki oyuncu rolünde Rossi pek ortada gözükmese de sol içten getirdiği topta Berisha, rakibe çarpan bir şut sonrasında siftah yaptı. 45+4'te tam anlamıyla bir Vitor Pereira golü attı takım.
3-5-2'ye geçildikten sonra 2 sorun oldu. Birincisi 2-1 öndeyken Jorgensen'in savunma arkasına kaçırılmasıydı. İkincisi ve daha önemlisi hiç pozisyon bulunamadı. Berisha ve Enner'e doğru dürüst pas aktarılamadı. Sonuçta hem başlangıçtaki 3-4-1-2 dizilişi hem de 67'den itibaren 3-5-2'ye dönülmesi önemlidir. Sezon başından beri, hatta Olympiakos maçından sonra bile Vole yayınımda da söylediğim gibi Vitor Pereira'ya hoca olarak inanıyorum. Onun fikirleri olan, bilgili bir hoca olduğunu düşünüyorum. Bu maçta gördük ki kendi fikrine aşık değil, skor ve duruma göre diziliş değiştirmiş. Doğru yaptı.
Vitor Hoca'nın bu milli arada ve kasım ayındaki milli arada ciddi çalışmalar yaptıracağına da inanıyorum. Özellikle kapalı savunma açma çalışmalarına önem vereceğini tahmin ediyorum. Duran top çalışmalarını artırması halinde Kim'in de Attila'nın da hatta Tisserand'ın da çok duran top gol atabileceğini düşünüyorum. 6 yıl önce bize duran top organizasyonları gösteren Pereira'nın bu tip örnekler göstereceğini düşünüyorum.
YENİ ÜYE OLANLARA 10 TL HEDİYE Hemen oynamak için buraya tıklayın!