Galatasaray mı Fenerbahçe mi şampiyon olur? Milliyet'in usta kalemleri zirve yarışını masaya yatırdı
Trendyol Süper Lig'de 30. hafta geride kaldı. Fenerbahçe, Trabzonspor'u 4-1 yenerek haftayı BAY geçen lider Galatasaray'la arasındaki puan farkını 3'e düşürdü. Son 8 haftaya girilirken, Milliyet yazarları 'şampiyon kim olur?' sorusuna yanıt aradı.
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki puan farkı 3'e düştü. Süper Lig'de şampiyonluk yarışında heyecan yeniden tavan yaptı.
Milliyet'in usta kalemleri, Süper Lig'de bitime 8 hafta kala şampiyonluk yarışını masaya yatırdı.
Attila Gökçe: Okan hoca, şampiyonluk düğümünü Mourinho’nun ellerine atmış; “Haydi bakalım, kolaysa çöz!” dercesine...
Bilal Meşe: Fenerbahçe’yi şampiyonluğa daha yakın görüyorum. Niye mi? Rakamsal veriler onu işaret ediyor da ondan...
Cemal Ersen: Kadro derinliği ve Mourinho faktörünü dikkate alırsak, F.Bahçe’nin farkı eritip öne geçeceğini öngörüyorum...
Halil Özer: G.Saray böyle finalleri iyi yapan bir takım. En önemli dezavantajı ise sadece tek bir oyun planı olması...
Osman Şenher: Kalan 8 haftada iki takımın da rakiplerine puan kaybedeceklerini sanmıyorum. Kaybeden hesabını veremez...
Mert Aydın: F.Bahçe rakibinin zor fikstürüne güveniyor. Şu anda şansların 55-45 G.Saray tarafında olduğunu düşünüyorum...
Attila Gökçe: Haydi bakalım kolaysa çöz!
Galatasaray’ın şu dönemde en büyük yıldızı Victor Osimhen oldu. Ona gol makinası demek hiç de yanlış olmaz. İcardi’nin sakatlığı nedeniyle azalan hücum gücünü tek başına temsil ediyor. Gençler bilmeyebilir. Osimhen’i Galatasaray’ın efsane golcüsü “Kral” Metin Oktay’a benzetiyorum. Her zaman hazır ve etkili! Metin Abimiz, 1962-63 sezonunda 26 maça 38 gol sığdırmıştı. Bu bir rekordu. Osimhen ligde 20, UEFA Avrupa Ligi’nde 6,Türkiye Kupası’nda 2 olmak üzere 28 gol attı. Buraya asist sayısını almadım. Metin Abi, asist yapmazdı, ona pas verirlerdi, o da atardı! Ayrıca o yıllarda asist keşfedilmemiş bir kavramdı.
Gelelim Fenerbahçe’ye... Dzeko ve En-Nesyri ikilisine nihayet Brezilyalı golcü Talisca da katıldı. Fenerbahçe’nin oyun planında ve temposunda sıkça değişiklikler görüyoruz. Fenerbahçe son etapta puan kaybetmemek için çaba gösteriyor. Onların da zor maçları var: Sivasspor (D), Kayserispor, Gaziantep FK (D), Beşiktaş gibi. Okan Hoca, son etabı ikiye bölmüş.. Önce Trabzonspor yolculuğuna kadar puan kaybetmemeyi, Trabzonspor’u orada yenmeyi amaçlıyor. Ancak bu hesapta görünmeyen bölüm de Fenerbahçe’nin kaybedeceği puanlarda! Hoca şampiyonluk düğümünü Mourinho’nun ellerine atmış: “Haydi bakalım, kolaysa çöz!” dercesine.
Sahi, bu düğümleri hangisi çözecek? İşimiz bitmedi.. Bekleyeceğiz.
Bilal Meşe: Talisca ve fikstür avantajı
Futbol ilginç olduğu kadar sürprizlere açık bir oyundur. Öyle ki öngörülerin yanılma payı büyüktür. Zirve adeta yangın yeri, Galatasaray ile Fenerbahçe kora kor bir mücadele içinde. Onları zorlayan başka takım yok maalesef! Kim ipi göğüsler? İşte en zor soru! Yarışta Galatasaray bir adım önde... Ne var ki Galatasaray’ın fikstürü rakibine oranla biraz daha zorlu. Tarafsız bir gözle Fenerbahçe’yi şampiyonluğa daha yakın görüyorum. Niye mi?
Rakamsal veriler onu işaret ediyor da ondan.. Ligin en fazla gol atan takımı... Artı gol yollarında alternatifleri rakibine oranla daha fazla. Ayrıca Talisca’nın yükselişi, Fenerbahçe’yi kantarda avantajlı kılıyor. Eee bir de işin psikolojik yanı var. Demem o ki, sezonun ilk yarısındaki 8 puanlık fark şimdi 3’e indi. Bu faktörün stresi de beraberinde getireceği tartışılmaz. Galatasaray’ın üç sıkı maçı var; Samsun, Trabzon ve Göztepe, hepsi de deplasmanda. Fotoğrafa bu pencereden bakacak olursak, yarışta bana göre ipi Fenerbahçe göğüsler! Sarı-lacivertli takımın tek zor maçı var o da Beşiktaş! Çünkü Kartal’ın sağı solu hiç belli olmuyor.
Cemal Ersen: Yorulan kaybeder
Son sekiz haftaya girilirken Galatasaray’ın üç puan farkla lider olması, elbette avantaj. Buna Fenerbahçe ile ikili averajdaki üstünlüğünü de eklersek, rakibine oranla bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz. Kağıt üzerindeki durum bu. Fikstüre bakarsak üç kritik deplasmanı var. Ligin kaderini bence Samsunspor, Trabzonspor ve Göztepe ile rakip sahada oynayacağı maçlar belirleyecek. Bir de unutulmaması gereken konu, sarı-kırmızılıların Ziraat Türkiye kupasında yoluna devam ediyor olması. Takipçisi Fenerbahçe sezon sonuna kadar sekiz, Galatasaray on maç oynayacak. Yani süreç Galatasaray için daha yıpratıcı olacak. Yarışta kovalayan, kaçana göre daha rahattır. Bu faktör Fenerbahçe için de geçerli. Sarı-lacivertli ekip rakibi gibi dört deplasmana gidecek. Bu haftaki Sivasspor maçı bana göre en kritik sınavı. Ve Beşiktaş derbisi. Bu müsabakaya kadar kayıp vermezse, Fenerbahçe için sezonun finali 34. haftada Şükrü Saraçoğlu stadında oynanacaktır. Kadro derinliği ve Mourinho faktörünü de dikkate alırsak, Fenerbahçe’nin puan farkını eritip öne geçeceğini öngörüyorum.
Halil Özer: Oyun yeniden kuruldu
Fenerbahçe, Trabzonspor’u yenmese bugün bu yazıları yazmaya gerek bile olmayacaktı. Öylesine kritik bir maçtı. Bu galibiyetle birlikte Fenerbahçe hem bozuk psikolojisini düzeltti hem de yeniden havaya girdi. O yüzden Galatasaray rakibinin bu maçta mutlaka puan kaybetmesini bekliyor ve istiyordu. Ama olmadı. Şimdi oyun masada yeniden kuruldu. Galatasaray’ın rakibine oranla maçları daha zor. Ve tabii ki Fenerbahçe de bütün maçlarını kazanmak zorunda. Müthiş bir 8 hafta izleyeceğiz. Ancak şu var. Galatasaray böyle finalleri iyi yapan bir takım. En önemli dezavantajı ise sadece tek oyun sistemine bağlı olması. Barış ve Osimhen’e uzun top. Rakip önlem aldığı zaman ise büyük sıkıntı çekiyor. Üstelik karşılaşacağı Samsun, Göztepe ve Başakşehir hocaları ligin üst akıllı hocaları. Ve tabii hakem atamaları çok önemli. Keşke TFF iki takımın kalan tüm maçlarına yabancı hakem atasa. Çünkü öyle bir durum var ki bizim hakemler iki kulübün maçlarında kariyer korkusu yaşayacak. Bu da her türlü hataya açık olmaları demek.
Osman Şenher: İkisi de maç kaybetmez
Sezon başından beri zirveye oynayan iki takım da bir sürü hatalar yaptı. Öyle bir yere geldik ki, kalan sekiz haftada Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye karşı oynadığı, Fenerbahçe’nin Trabzonspor maçının ikinci yarısında oynadığı futbolla bundan sonraki maçlarda puan kaybetmeleri mucize olur. İki takımın da kadrosuna bakın; Süper Lig’in çok üstünde. Bugüne kadar rakiplerini küçük görüyorlardı, onun için de sallantı geçirdiler. Ama bundan sonra kalan maçlarda böyle bir şey kesinlikle olmaz. Fenerbahçe puan kaybederek şampiyonluk yarışından koparsa, Galatasaray sezon başından beri neredeyse lider götürdüğü yarışta, buralara geldikten sonra puan kaybıyla zirveyi kaybederse iki takım için de kıyametler kopar. Bunun hesabını iki hoca da veremez. Futbolcular bunun bilincinde, bundan sonra hata yapmazlar. Bu lig yarışı da böyle devam eder. Herhalde hakemler de şu kalan haftalarda bir hataya düşmezler.
Mert Aydın: 55'e 45 Galatasaray
Fenerbahçe ile Galatasaray, kupada eşleşmemiş olsaydı ya da sarı-lacivertliler, o eşleşmeyi kazanmış olsaydı puan ve ikili averaj farkına rağmen şanslar eşit derdim. Ancak Fenerbahçe’nin o maçı kaybedişi ve Mourinho’nun Okan Buruk’a fiziki müdahalesi Galatasaray tarafında bütünleşme getirdi. Kupa maçından bir gün önce bile yönetimden de okey aldıklarını düşündüğüm yorumcular, Buruk’u idam ediyordu. Ama o maçla birlikte Galatasaray’da bütünleşme gerçekleşti. Belki Okan hocaya sorsak yorgunluğa rağmen bu havayla hemen Samsun maçına çıkmak isterdi. 9 günlük sürenin takıma olan etkisi önemli olacak. Fenerbahçe maçında nihayet Osimhen’in yalnız kalmasını engellediler. Fenerbahçe ise Trabzonspor maçının ikinci yarısıyla birlikte şoku atlatmış görünüyor. Onlar da rakiplerinin zor fikstürüne güveniyor. Şu anda şansların 55-45 Galatasaray tarafında olduğunu düşünüyorum.
KEŞFETYENİ
Diziden ayrılan Sibel Taşçıoğlu'na veda pastası kesildi. Usta oyuncunun imalı sözleri bir anda sosyal medyanın gündemine oturdu.
