21.04.2021 - 07:30 | Son Güncellenme:
Süper Lig'de 36. haftada şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş, Sivasspor deplasmanına konuk oldu. Ligde son 13 maçını kaybetmeyen Sivasspor karşısında maç boyunca istediği oyunu sergileyemeyen Beşiktaş, golsüz beraberliğin ardından sahadan 0-0'lık beraberlikle ayrıldı.
Fenerbahçe'nin 'bay' geçtiği haftada rakibi ile olan puan farkını açma fırsatını değerlendiremeyen Kara Kartal'da maç sonu spor yazarları değerlendirmelerde bulundu. İşte spor yazarlarının görüşleri...
Süper Lig’in lideri Beşiktaş’ın, ilk yarısını, isteksiz, coşkudan ve mücadeleden yoksun, şut atamadan bitirdiği bir maçı anımsayan var mı? Bence yok!
İstatistikler topla oynama oranı Kartal’ı işaret ediyor. Etse ne olur, etmezse ne olur arkadaş! Dişe dokunur bir pozisyon, bir şuta yansımıyorsa -ki öyle- topu al istersen evine götür!Elbette, son haftalarda ligde müthiş saha sonuçları elde eden bir Sivasspor var. Tamam, topa en fazla sahip olan Kartal, ancak üçüncü bölgeye üretim getirmemesinin temelinde, ev sahibi takımın alan daraltması en büyük faktördür.
Yani, sürekli sahasında pas yapan, topu kanatlara oynayan Beşiktaş, ofansa dönük reaksiyonu gösterme olanağı bulamadı, atılan her top rakipten döndü. Atiba’nın forvet arkası oynatılmasına da doğrusu bir anlam veremedim.
Valla eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz; Sivasspor hem alan daralttı, hem de pozisyon üretti Kartal’a oranla... Erdoğan yakaladığı fırsatı kullanamadı. Peki, Gradel’e ne demeli? Müsait pozisyonda topu file yerine auta gönderdi!Kartal’ın ilk yarıdaki etkisiz-silik oyununa kalkıp, kimse mazeret üretmesin! Buna ister ‘panik’, ister ‘stres’ deyin, fark etmez! Sen lidersin... İlk yarıda lidere yakışan futbola hasret kaldık.
Tamam dedik, Aboubakar döndü, Kartal bu virajı da döner! Nerdeeee? Ağır abinin sakatlanıp, çıkmasına da bir anlam veremedim, acaba kılı mı döndü arkadaşın! Hani; ciddi bir pozisyona girer, sakatlanır, olabilir. Ne pozisyon şansı buldu, ne de mücadeleye girdi? Acaba yürürken mi sakatlandı! Yerini N’Koudou’ya bıraktı. Şampiyonluk Aboubakar’a bağlıysa, vay Kartal’ın haline!
İlk yarının özeti; Kartal topun sahibiydi, ama mücadele eden, pozisyon üreten Sivasspor’du, hakkını da teslim edelim.
İkinci yarıda Sergen hocanın hamleleri Kartal’ı biraz olsun ayağa kaldırdı, rakip sahada fazla görünmeye başladı.Nitekim, 53’te Rosier, mutlak bir fırsatı golle taçlandıramadı! 86’da Larin cezaalanı içinde topla buluştu, şut atamadı, dürttü resmen!
Eeee böyledir bu işler! Kredi yani puan farkı iyidir futbolda. Ne var ki, bu krediyi kullanamıyorsan, bol keseden harcıyorsan -ki Kartal böyle- ne kredin kalır, artı yarıştaki şampiyonluk şansını da zora sokarsın...
Ne oldu, Sivas’ta iki ALTIN puan bıraktın, Fenerbahçe ensene yapıştı ensene! Gerçi bu oyunda kötü oynuyorsan, yenmeyi becerimiyorsan, bonkör oluyorsan, kaybetmeyeceksin. Kartal, sadece bunu başardı, hepsi o kadar. NOKTA!
Sivas’ta zemin iyi... Rüzgar da hafifleyince hareketli, bol koşulu, taktik zenginlik ve teknik becerilere dolu bir maç umuduyla başlıyor oyun… Ama çok ağır, çok yavaş… Eski pehlivanların peşrev ve el enseyle vakit geçirmesi gibi sıkıcı bir gösteri başlıyor.
İlk yarı boyunca Sivasspor da Beşiktaş da “isabetli şut” atamıyorlar. Herkes göz altında. Acayip bir oyun bu. Son yenilgisini 22. hafta Alanyaspor deplasmanında alan Sivasspor, beklenen, bol gollü atak oyununu adeta rafa kaldırmış gibi. Onun yerine her rakibe birer adam vererek eski usul markaj yapıyor Rıza Hoca.
Beşiktaş’ın bu oyuna katılmaması, kendi oyununu kurup, koşması gerek ama hayır… Ev sahibinin kurguladığı oyuna itiraz etmeden ayak uyduruyor Beşiktaş… Koca ilk yarı boyunca isabetsiz tek şut atıyor Larin’le.. Şut denirse, sadece o. Sivasspor’un üç şutu da isabetsiz. Ama hiç değilse iki kez tehlikeli biçimde geliyorlar kale önüne.
Beşiktaş baskı altında oynuyor.. Sivasspor’un maç boyunca yaptığı faul sayısı 22.. Beşiktaş’ın (11) iki misli. O nedenle Aboubakar da çekingen. Çok az buluştuğu topu ayağında tutamıyor, bir şut bile atmadan devre sonunda sakatlanıp sekerek soyunma odasına gidiyor.
Beşiktaş’ın topa sahip olduğuna (67/33) bakıp yanılmamak gerek… O topu ilk yarıda hücum için değil, kendi yarı alanında Vida-Velinton-Atiba aralarında gezdirerek çeviriyorlar. Zevksiz, tatsız, heyecansız bir durağanlık… Doğrusu, iki takıma da yakışmıyor!Beşiktaş’ın topa sahip olduğuna (67/33) bakıp yanılmamak gerek… O topu ilk yarıda hücum için değil, kendi yarı alanında Vida-Velinton-Atiba aralarında gezdirerek çeviriyorlar. Zevksiz, tatsız, heyecansız bir durağanlık…
Doğrusu, iki takıma da yakışmıyor!İkinci yarıda hareketleniyor oyun. Takımlar yoğun biçimde karşılıklı kale ziyaretlerine başlıyor.Beşiktaş daha etkin görünüyor. Aboubakar’ın çıkışıyla oyuna giren N’Koudou Beşiktaş adına hücuma derinlik ve canlılık katıyor. Rıza Çalımbay’ın da yeni bir jokeri var. Yatabare’yi çıkarıp Kayode’yi sürüyor sahaya. Karşılıklı gol arayışı başlamışken bazı gerçekler de göze batıyor.
Beşiktaş’ta Aboubakar ve Cenk’ten sonra santrfor rolüne soyunacak adam yok. Boyd’u Sivas’a verdiler, Güven Yalçın’ı da Lecce’ye gönderdiler. Sergen Hoca, hiç değilse alt yapıdan adını bilmediğimiz birini sürseydi sahaya… Her neyse 71’de Adem Ljajic’le Gökhan Töre’yi oyuna sokması bence yerinde bir hamle. Çünkü ikisi de yetenekli. Form düzeyleri yeterli değil ama, rastgele! …
Çıkanlar mı? Dorukhan ve Ghezzal.. Özellikle Rachid, Sivasspor kaptanı Uğur Çiftçi’nin takibinden zaten kurtulamıyordu. Maç boyunca sert ve yapışık bir markaj uyguladı adamına. Ghezzal baktı olmuyor, sağ kanattan sola gitti… Uğur da peşinde. Arkadaşı Ahmet Oğuz’u solbeke gönderip kendisi sağbekliğe soyundu. Yeni 4 Eylül Stadı’nın ışıklarında bir azalma oldu... Fırat Aydınus kalecileri ve kaptanları çağırıp sordu ve o ışıkta oynamaya devam edeceklerini öğrendi. Oyun bu nedenle 9 dakika uzadı.
Oyunun son yarım saatinde galibiyeti daha çok isteyen, gol için bastıran taraf Beşiktaş’tı. Pozisyonlara da girdiler, duran toplar kazandılar ama golü bulamadılar. Hele Larin’in 87’de kaçırdığı gol Beşiktaş adına gerçekten büyük talihsizlikti.
Şu gerçeği de unutmamalı: Beşiktaş çok yorgun. Oyunun beyni sayılan Atiba ve takım arkadaşlarının çoğu sıkışık maç haftalarında tükenmiş durumdalar.Böyle bakınca Beşiktaş için 1 puan yine de iyi görünüyor… Kredileri devam ediyor. Şampiyonluk sırrı da çözülmüyor. Fena mı?
Zorluk derecesi yüksek maç, Sivasspor ritmini bulmuş, Beşiktaş bu deplasmana gelirken kafasında soru işaretleri vardı. Zorluğu yüksek maç olacağını sokakta herkes biliyor, Sergen hocayı ben maça hazır buldum, maçı kazanmak için hamle yaptı.
Aboubakar'ın oynayacak olması ilk aşamada doğruydu, sakatlandı ve çıktı, üst adale dediler, sakatlığı bildiğimiz kadarıyla dizinde. Sanıyorum oraya yük bindi. Zor maçı nasıl çözersin? Genelde bizim ligimizde hocalarımız koşuya koşuyla cevap verme, rakip kadar koşma diye nitelendiriliyor. Zorlu maçı çözmek için kaliten ön plana çıkacak. İşin çıkıştığı, oyunun tat vermediği Erzurum deplasmanında Ghezzal'ın solosuyla 3 puanla dönmeniz gibi.
Bugün kalite eksik kaldığında Sergen hoca ne yaptı? 4 değişiklik yaptı, Aboubakar'ınki mecburiyetten. Adem Ljajic kaliteyle konuştuğumuz oyuncu, Mensah ve Gökhan kaliteyle konuştuğumuz oyuncu. Bu kadar kaliteli ayağınla değişiklik yapıp hayal ettiğin oyunda, sadece Ghezzal'ın Rosier'e bıraktığı 1 pozisyonla tamamladın.
Sivasspor koşar, mücadele eder, arkadaki boşluklara gider, maç öncesi bunu biliyorduk. Sivasspor'un 2 pozisyonu var, onun dışında Sivasspor'un da çok pozisyon bulduğu bir oyun olmadı. Max Gradel'i ilk yarıda sayabiliriz, Yatabare'nin takıldığı pozisyonu sayabiliriz. Sivasspor rahat pozisyonlar bulmadı.
1-1 eriyor manşet. Ligin 5-6 haftalık periyodunda, Beşiktaş'a bu deplasmanda falan puan kaybedeceği krediler geldi. Geçen hafta Ankaragücü maçı kazanılsa, bu beraberlik bu kadar moral bozacak bir beraberlik olmaz, kredinin devam ettiği bir maç olurdu. Dışarıda Sivas'a gideceğinizi biliyorsanız, içeride Ankaragücü'ne puan kaybetmeyeceksiniz.
Sergen Yalçın ve Beşiktaş yönetimi herhalde "Ah keşke o milli ara olmasaydı" diyorlardır. Çünkü sonrasında Kasımpaşa'ya yenildiler; Ankaragücü'ne 2-0'dan 2 puan verdiler; Sivas'ta da 2 puan bıraktılar. Daha da önemlisi Cenk, Oğuzhan ve Aboubakar bir daha sakatlandı. Larin de hatta..
Beşiktaş'ın altı maçı kaldı. G.Saray maçı final ve o maça kadar kaybedecek kredisi de kalmadı. Fenerbahçe de Trabzon-Antalya serisinden 6 puan çıkarması halinde Galatasaray da arkadan geliyor. Beşiktaş 3. olur bir daha kaybederse.. O zaman ne yapmak lazım? Herkesin dilinde aynı terane: Hocalık şimdi belli olur..
Sergen Yalçın, gayet iyi bir teknik adam olduğunu kanıtladı. Pandemi sonrası en çok puan toplayan hoca o, bu kadronun toplam bireysel kalitesinin çok üzerinde bir futbol oynattı. Ankaragücü'ne 2 puan kaybetmeseler "Sivas'ta 1 puan iyidir" derdim ama elinde elemanı kalmayan bir komutan bundan sonra ne yapabilir?
Benim kendisine tek bir önerim var: Larin santrafora, N'Koudou sol öne deneyinden vazgeçsin. Olmuyor, olmayacak. Bundan sonra Beşiktaş'ta Sergen Yalçın'ın yapabileceği şeyler çok kısıtlı..
Siz olsanız ne yapardınız? Santrforunuz yok. Sol ön oyuncusu da sakatlanmış olabilir. Mensah resmen bırakmış, Adem ve Gökhan Töre'den gelecek hayır Allah'tan gelsin demek lazım. N'Koudou'dan ne köy olur ne kasaba. O zaman ne olacak? Göz göre göre şampiyonluk mu gidecek?
İşte şimdi bir kahraman lazım. 'Biri'nin çıkıp takımı en az 3 maç taşıması lazım. Komutanın ordusu zayıfladı. Komutan da stresi yönetemiyor belli. O zaman bir kahramana ihtiyaç var. Kim olabilir? Belki maç başı galibiyet primini 100 bin TL'ye çıkaracak başkandır. Belki santrfor oynayacak Atiba'dır. Belki Wellinton'dur, bilemiyorum.
Bildiğim şu; Beşiktaş Kayseri - Rize (D) - Hatay maçlarında da puan bırakırsa Galatasaray maçından sonra üçünclüğe düşer. Buradan döndürecek birinin ayağına bakacaklar artık.
10 Bin TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!