05.01.2021 - 08:04 | Son Güncellenme:
Erol Bulut, hastalıklar ve sakatlıklar yüzünden riskli bir onbirle başladı maça... Bulut, Novak’ın son dakika sakatlığı yüzünden Sadık’ı sol beke monte etmiş, Lemos kenarda dururken, stoper oynamayı sevmediğini sıklıkla söyleyen ve hastalıktan çıkmış Gustavo’yu tandeme yerleştirmiş, orta alanın göbeğinde de Covid 19’dan yeni negatife dönmüş halsiz Ozan’ı tercih etmişti. En şaşırtıcı isim ise sol bek Sadık’ın önünde oynayan Sinan Gümüş’tü…
Futbol sonuç oyunu ve kazananın her zaman haklı olduğu bir felsefesi var. O nedenle Erol hocanın tercihlerini alkışlamak gerek… Ama her koşulda Sadık’dan daha güvenli bir bek olan Gökhan Gönül ile temposu hep yüksek olan Ferdi Kadıoğlu’nun kenarda oturmasını ben mantıklı bulmadım…
Fenerbahçe’nin, kritik Alanyaspor maçı öncesi çok ciddi moral yüklemesi yaptığını söylesek abartmış olmayız. Kasımpaşa engeli, hem beklenenden kolay atlatıldı, hem de hastalık ve sakatlıktan dönenler için iyi bir antrenman oldu. Özellikle Valencia “geliyorum” mesajı verdi. Sarı-lacivertliler adına bir başka olumlu görüntü ise bir araya gelmesi zor görünen o acayip savunma bloğunun, Kasımpaşa’ya neredeyse hiç pozisyon vermemesiydi.
Pelkas ve Thiam tartışmasız dünkü maçın başrol oyuncularıydı. Pelkas belki kendini çok fazla riske sokmadı ama müthiş akıllı oynadı. Mert Hakan’a nazire yaparcasına, gereksiz koşular düşünmeden, tek top oynadı, derin dripling yaptı ve iki asiste imza attı. İki tecrübeli golcü kenarda otururken, rakip kaleye en yakın oyuncu görevi üstlenen Thiam açısından duygusal bir maçtı aslında. Olası her türlü hatasının farklı yorumlanacağı genç oyuncu, kırk yıllık tecrübeye sahipmiş gibi son derece soğukkanlı ve profesyonelce oynadı. İki güzel gol attı. Bundan sonra formayı ondan almak bir hayli zor olacak…
Gustavo ve Mert Hakan’a da değinmek gerek… Son haftaların formsuz ismiydi Brezilyalı. Dün sevmediği bir yerde oynamasına karşın yine takım lideriydi. Sanırım Fenerbahçe teknik ekibi en çok buna sevinmiştir. Mert Hakan’a gelince. Ne yazık ki bal yapmayan arı gibiydi. Evet belki çok koştu ama bu koşular karşılığı olmayan koşulardı. Sivas’da yarım sezon fırtına gibi esen Mert Hakan için aslında bu maç tam bir geri dönüş maçıydı… Ne yazık ki ciddi fırsat tepti..
Gelelim maçın hakemlerine… Halis Özkahya tecrübesiyle iyi bir 90 dakika çıkardı diyebilirim. Bir-iki faulü es geçti tabi sarı kartları da. Ama tartışmamız gereken isim VAR’daki Zorbay Küçük’tü. Sinan Gümüş’e yapılan son derece net bir penaltı için Özkahya’yı ekran başına çağırmadı. 90. dakikada Kasımpaşa’nın pozisyonu da VAR’lıktı. Hodziç’in düşürülmesi de penaltıydı. Ne var ki bu pozisyonda da çağırmadı Zorbay Küçük… Oysa çağırsa kimse hakem konuşmazdı.
Çağır Zorbay hoca, pozisyonlar tartışmalı, çağır… Çağır ki, sen de kurtul, Halis hoca da… Çağır ki kafalarda seninle ya da yakınlarınla ilgili sorular oluşmasın. Çağır ki, “Maçları VAR hakemleri yönetiyor” demesinler… Çağır ki “Hakemler talimatla maç yönetiyor” açıklamalarına maruz kalmayın… Çağır ki savunulacak, elle tutulur bir yeriniz olsun… Ne yazık ki MHK’nın işi bu VAR’larla çok zor çok…
Erol hoca, 3-0 kazanırken, kalede yenmeyen golün önemine bakacaktır. Duran toplardan değil, akan oyunlardan gol geldi. Kasımpaşa'da Koita ve Aytaç gibi iki lokomotifin eksikliği hissedildi ama Fenerbahçe hak ettiği bir galibiyet aldı. Kenardaki Pelkas'tansa, içeride, forvet arkasındaki Pelkas'ın neler yapabildiğini gördük. Daha etkili oldu. Erol hoca da orada değerlendirecektir. Bazen birilerinin yokluğu, birilerine fırsat olur. Sadık bunu iyi değerlendirdi. Bırak öndekiler işini yapsın, sen geride gerekeni yapmalısın. Sadık bugün takım savunmasında önemli bir performans gösterdi.
Sadık, Erol hoca isterse kaleye de geçerim demiş, o pozisyon dolu, merak etmesin, gerek yok. Fenerbahçe'nin ceza alanı içinde çoğalması çok önemli, perzelizasyon önemli, Pelkas'ın ilk golde oraya sızması önemli. Thiam'ın yaptığı gol vuruşu da güzel. Sinan Gümüş'ün pozisyonu bence net penaltı. Halis Özkahya, pozisyonu net bir açıdan da görüyor. Halis Özkahya penaltıyı vermeyince, VAR çağırır diye düşündüm. Oğuzhan Özyakup için de söyledim, sadece pası atmak değil, destekleyici oyuncu olarak gitmek de önemli. Pelkas'ın koşuyu sürdürüp şut ile sonuçlandırdığı pozisyonlar da onun doğru yaptığı şeyler. Ozan Tufan'ın 3. golde yaptığı koşu, boşluğu değerlendirmesi, topu Ferdi'nin önüne bırakması... Bu alanları bulduğunda ligin en değerli oyuncularından biri Ozan Tufan.
Fenerbahçe bol bol yan pas yaparak, kazandığı topu kendi savunmasıyla oyun merkezindeki Ozan Tufan-Mert Hakan trafiğinde çevirerek, böylece top kullanma yüzdesini elinde tutarak oynadı. Bu oyun eksik, yarım, etkisiz ve zevksiz bir oyundu. Üstelik altı oyuncusu eksik, özellikle de ideal iki stoperi olmayan Kasımpaşa önünde...
Topla buluştuğunda çabucak oynayarak arkadaşına pas verme telaşı gösteren Fenerbahçeli oyuncular, rakip ceza alanına meşin yuvarlağı taşıma konusunda o kadar da becerikli değillerdi... Ama ilk yarıyı Thiam-Pelkas ikilisinin arkadaşlarının çok çok önünde olan kusursuz performanslarıyla 2-0 önde kapadılar... Üstelik tek bir pozisyon vermeden... Sezon başından beri ısrarla altını çiziyoruz; “Pelkas asla bir kanat oyuncusu değil. Forvet arkası onun için en verimli yer olacaktır” diye... Dün gece Yunanlı deyim yerindeyse her yerdeydi. Enerjisi, çalışkanlığı, sürekli arayış halinde olması alkışa değerdi. İki gole katkı verdi. Yetmedi Kasımpaşa hücumlarını kesti...
Yine tipik bir santrfor olan, kanat forvet rolüne asla alışamayan Thiam da “benim gerçek yerim ileri uç” der gibiydi... Yakaladığı iki pozisyonu da gole çevirdi... “Sanırız bu iki oyuncunun dünkü görüntüsü Erol hocaya ışık tutmuştur” diye düşünürken, ikinci yarı Samatta oyuna girince Thiam yine kendini kanatta buldu... Sonra da ne hikmetse kulübede... Novak ve Caner’in yokluğunda sol bekte görev alan Sadık çok fazla sırıtmadı. Belki ofansif katkısı olmadı ama asli görevinde başarılıydı. Hastalıktan yeni çıkmasına rağmen Gustavo da stoperde hatasız temiz oynadı. Ozan Tufan ve Mert Hakan ise bir türlü vites artıramadı, durağan oyunları takımın da temposunu etkiledi. Sinan sol açıkta istekliydi ancak uzun süre oynayamamanın sıkıntılarını yaşadı. Düşüncelerini ayaklarına yansıtamadı.
Bu arada bir parantez de Valencia için açmalıyız... Fenerbahçe’yi ileri götürmesi gereken Valencia tam tersi yüzünü sürekli kendi kalesine dönüyor. Ne çizgiye iniyor, ne dripling yapıyor, ne adam eksiltebiliyor. Bu haliyle forma ona biraz lüks kaçıyor. Fenerbahçe ilk yarıda elde ettiği skorun rehaveti ile ikinci yarı Kasımpaşa’nın üzerine gelmesine izin verdi. Orta alan top tutamayınca Erol hoca çareyi Sosa-Mert Hakan tercihinde aradı. Nitekim yürüyürek oynasa bile Sosa bir çok şeyi Mert Hakan’dan daha iyi yaptı. Ardından Erol Bulut, Cisse ve Ferdi’yi de sokarak geriye yaslanmaya başlayan takımını biraz daha ileriye itmeye çalıştı. Ferdi’nin üçüncü golü ile de istediğini aldı...
Fenerbahçe onca formsuzluğa, hastalıklara, sakat oyuncularına rağmen hak ettiği bir galibiyet elde etti. Ocak ayı yoğun maç trafiği nedeniyle zirve yarışındaki takımlar için kırılma dönemi olabilir. O yüzden sonuca gitmek her şeyden daha önemli. Maçın hakemine gelince; Halis Özkahya bütün takdir haklarını ev sahibinden yana kullandı. Sinan’a Yusuf tarafından yapılan net penaltının, geride kalan maçlarda çalınan penaltılar göz önüne alındığında çalınmaması, VAR’ın bu pozisyonu es geçmesi çifte standardın, adaletsizliğin daniskasıydı...
Her geçen hafta, hakemlerimiz performans olarak geriye gidiyorlar. En rahat maçlarda dahi hatalı hakem kararı oluyor. Sonuca tesiri olan hatalar gündem oluşturuyor ancak sonuca tesiri olmayan hataların üzerinde durulmuyor. Hakemlerin tek şansı bu! Fenerbahçe’nin 3-0 kazandığı maç buna güzel bir örnek.
Fenerbahçe’nin kazanması en çok maçın hakemlerini ve Merkez Hakem Kurulu'nu rahatlatmıştır sanıyorum... Maçın 17. dakikasında Yusuf’un, Fenerbahçeli Sinan’a müdahalesi net penaltı. İzahı olmayan; “devam” kararı. Hakemin görmediği bu pozisyona VAR’ın müdahale etmemesi de akıl almaz bir hata. Bu maç bu sonuçla bitmemiş olsa, bu pozisyon uzun süre konuşulurdu.
90+1'de Ozan’ın Hodzic’i arkadan iterek düşürdüğü pozisyonda da Kasımpaşa’nın bir penaltısı verilmedi. Maç sırasında hakemin ardı ardına kart hataları da vardı. Kartlarında standardı yoktu. 54’te Sinan’ın, Tırpan’a faulüne sarı kart çıkarttı. Çok gereksiz bir karttı. Kasımpaşalı Yasin; 77’de Pelkas’a, 80’de Ferdi’ye sarı kartlık fauller yaptı ama hakem bu kartları çıkartmadı.
Kolay maç oldu. Fenerbahçe daha önce ilk yarıları heba eden bir oyun oynuyordu, 2. yarı mücadele ediyordu. Bu sefer ilk yarıda isteyen, rakibe yakın oynayan bir Fenerbahçe vardı. Thiam'ın performansı, Sadık'ın defansif performansı iyiydi. Pelkas içeri girdiğinde daha etkili oldu. Genel anlamda Fenerbahçe rahat bir maç kazandı. Arada bay geçtiği için de dinlenmesiyle performans üst seviyeye çıktı.
Pelkas içeri girdiğinde daha yaratıcı oluyor. Thiam'a attığı pasta da gördük, kalitesini ortaya çıktı. Genel anlamda takım moral ve istek anlamında iyi göründü. Pozisyon vermemek önemli. Tisserand'ın da performansı iyiydi. Pelkas'ın yakaladığı çok net bir pozisyon da vardı 2. yarıda, 2. yarıda daha kontrollü bir oyun vardı. Ferdi'nin golü de güzeldi. 16 farklı oyuncu gol attı Fenerbahçe'de. Gol dağılımı bir takım için önemlidir. Şampiyonlukta sadece forvetin değil, orta saha kenar oyuncularının, Ozan, Hakan, Ferdi'nin katkısının da değerlidir.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!