Mourinho özür dilemeli!
Türkiye Kupası çeyrek final karşılaşmasından önce Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile selamlaşmak ve şans dilemek üzere Fenerbahçe yedek kulübesine ilerliyor.
Evet, Mourinho orada… Okan Buruk’un geldiğini görünce boş bakışlarla izliyor… Okan Hoca geliyor, elini uzatıyor, şans diliyor.
Hayır, ayağa kalkmıyor Portekizli hocamız… Bile bile yapılan bu kibir gösterisinin hiç kimseye faydası yok. Espri de değil, sportmenlik örneği de değil. Geçmişte çok benzer örnekler var. Böyle davranışları kimse onaylamıyor.. Sportif anlamda kabul edilemez buluyor.
Her neyse… Maçın sonunda Galatasaray rakibini yenerek yarı finale yükseliyor.Mourinho, meslektaşı Okan Hoca’ya yaklaşıyor. Eller, kollar derken görüntü karışıyor. Aaa…
Ev sahibi takımın hocası, kutlama ve toka yerine Okan Hoca’nın burnunu sıkıyor. Buruk’un burnu zaten kırık. Bir arıza. Mourinho eliyle bastırarak öfkesini çıkarırken Okan Hoca yere yığılıyor. Hayır, darbeden değil… Acıdan. Futbolculuğundan kalma Futbol Müsabaka talimatı ve diğer kitaplarda kurallar ve cezalar belirlenmiş Hukuk Kurulu ve PFDK dosyaları inceliyor ve olabildiğince yumuşatarak, cezanın Kupa maçlarında uygulanmasına karar vererek Portekizli hocayı üç müsabakadan menediyor.
Ceza meza değil… Bir de plaket verselerdi bari!
Her neyse… Ben orada değilim. Olaydan sonra toplum içinde Mourinho’ya bakarak ders çıkarıyorum: Böylesine kabalık ve çirkinlik kabul edilemez.
Futbol dünyasında başarılarıyla kupalar kazanan, para kazanan, en önemlisi genç antrenörlerin kahramanı olarak saygı kazanan Mourinho, kendisini bu kadar küçültmemeliydi.
Şimdi hangi yolla nasıl iletişim kuracaksa kursun, Okan Buruk’tan özür dilesin. İşte o zaman gerçek kişiliğine döner ve… A Special One (Özel Biri) olarak yoluna devam eder.
Alper’e sevgilerle
Geçen hafta perşembe günü yürüme zorluğu, yorgunluk gibi şikayetlerle Çeşme Alper Çizgekanat Devlet Hastanesi’ne gittik. Acil servisteki doktorlar aynı anda 10’dan fazla hastaya hizmet ederken, bana da çok etkili yöntemlerle rahatlama sevinci yaşattılar.
Başhekim Cihan Aslan ve seçkin doktorlarına teşekkür ederim. Onların önerdiği tedavi yöntemlerini, onların yazdığı ilaçlarla sürdürüyorum.
Çeşme’nin köklü ailelerinden Çizgekanatlar, yıllar önce bir kaza sonucu kaybettikleri oğulları Alper adına Çeşme’de arı kovanı gibi çalışan devlet hastanesini inşa ettirip anahtarlarını da Sağlık Bakanlığı’na vermişler.
Alper oğlumuzu sevgiyle andım. Dualarla ona teşekkür ettim. O da bizimle birlikteydi, yaşıyordu. İnsanlara yaşama sevinci taşıyordu.