Kadrosuz oyun!
Montella’nın inat haline getirdiği yerleştirmeye ısrar ettiği bir anlayışı var: Santforsuz oyun... Elbette hocanın bu tercihine saygı duymalıyız. Avrupa Futbol Şampiyonası’nda denemeye çalıştığı, Uluslar Ligi’nde ise daha kesin uygulamalarla yerleştirmek istediği bu yeni oyun biçimi bizi oldukça uğraştıracak. Dünkü oyuna baktığımızda Barış Alper Yılmaz gibi bir kıymetin sahte 9 rolüyle adeta ezberini kaybettiğini gördük. Vurucu, şutör oyuncularda da hayat belirtileri yoktu. Montella, maçın 62. dakikasında Hakan Çalhanoğlu’nu oyuna sokarken hesapta olmayan bir darbe de yedik. Barış Alper Yılmaz ikinci sarı ile kırmızıyı gördü ve oyun dışında kaldı.
Dostça söyleyeyim, Barış Alper’i dün hiç beğenmedim. Hakemle diyalogları, anlamsız itiraz ve isyan halleri, salla pati oyun anlayışı kendisine hiç yakışmıyordu. Katkıda bulunayım derken takımın 10 kişi kalmasına, oyun bakımından da kalite kaybına neden oldu.
Montella’nın geç uyanışını hayretle izledik. Milli Takımın maça başlayan “zorunlu” kadrosu “sorunlu” bir oyun yaratmıştı. Oyunu Galler oynuyor, biz ilkel paniklerle dengeyi tutmaya çalışıyorduk. Montella, oyunun başında kadroda yer alması gereken Kerem, Okay, Emirhan ve İrfan Can’ı oyuna geç aldı. 62’de Çalhanoğlu’nun girdiğini de düşünecek olursak aslar kenarda beklerken o kötü ve yetersiz oyunu ısrarla sürdüren takım 7’den 70’e tüm futbolseverlere korkulu anlar yaşattı.
Milli Takımda emek terleri döken tüm oyunculara saygımız var ancak zaman zaman temaslı oyunu unutarak rakibe daha rahat pas yapmasını, pozisyon oluşturmasını sağlıyor. Artık bize yakışmayan bu gevşek oyundan vazgeçmeliyiz. Montella’nın sonradan oyuna soktuğu adamlar maçın başında sahada olsaydı en azından gol heyecanını yaşayabilirdik. İlle de beraberlik olacaksa gollüsünü tercih ederdik.
Her neyse... Şimdi İzmir’de İzlanda maçı var. Dileyelim ki, Göztepe’nin unutulmaz kaptanı Gürsel Aksel’in ruhu bize enerji, dinamizm ve gol şansı versin...