Beşiktaş’ın resmi internet platformuna baktım. Şenol Güneş döneminde 6 kişiyle çalışan teknik ekip, acaba yeni dönemde nasıl oluşacaktı? Ole Gunnar Solskjaer’in fotoğrafsız “teknik direktör” unvanıyla futbol A takımının başında olduğu açıklanmış, sonra da Serdar Topraktepe, Hakan Çalışkan, Dolu Arslan, Barış Gürol, Caner Batuhan Koç’tan oluşan teknik kadro fotoğraflı olarak sunulmuştu.
Peki, anladık da… Norveçli hocanın yardımcısı olarak açıklanan Norveçli Erling Moe ile kaleci antrenörü İngiliz John Hartis’in durumları neydi? Bence biraz tartışmalıydı. İmza törenine katılmamışlar, doğrudan Nevzat Demir tesislerine giderek “işbaşı” yapmışlardı. İnternet platformunda adları geçmiyordu.
Ciddiyeti ve hazırlık anlayışını iyi bildiğim Başkan Serdal Adalı’nın bu konuya açıklık getirmesini beklerim. Hangi teknik ekip iş başında olacak? Ole’ninki mi, yoksa Serdar Topraktepe’ninki mi? Beşiktaş’ın planlanmış bir süre (2,5 yıl) ile sorumluluk verdiği Solskjaer’in, beklenen başarı için “sorunlu” futbol takımını kimlerle çalıştıracağı da bilinmelidir. Bunları not ederken saat 16.30’da Athletic Bilbao maçı öncesindeki basın toplantısını bekliyordum.
Beşiktaş uzunca bir süredir sıkıntı tünellerinin içinden geçiyor. Olağanüstü kongrelerle zaman ve enerji kaybı, futbol takımındaki transfer tutarsızlıkları, taraftarın tüm desteğine rağmen gündelik, haftalık başarıların sürdürülememesi, maaş ödemelerinde her kulüpteki gecikmelerin Beşiktaş’ta da görülmesi… Futbol takımındaki ücret dengelerinin rahatsız edici durum yaratması. Yerli ve yabancı oyuncularda beklenen “aidiyet” anlayışının yetersizliği.
Hakça düşünelim: Sergen Yalçın’ın, kardeşinin sağlık durumu nedeniyle görev alamayacağını dürüstçe açıklaması, zaman kaybının artmasını engelledi. Camianın sevgili hocası, şu anda çalışmıyor. Ama sezon sonuna kadar Ole Gunnar Solskjaer’in beklenen başarıyı gösterememesi durumunda tribünlerin Sergen Hoca’yı yeniden göreve çağırması da beklenmelidir. Norveçli Hoca, hayal kırıklığı oluştuğu takdirde sözleşme süresini tamamlamadan İstanbul’dan ayrılması akılda tutulması gereken olasılıktır.
Beşiktaş’ın başarıya ulaşması için en azından Türkiye Kupası finalini oynaması, ya da lig üçüncülüğünü elde etmesi beklenir. Olabilir mi? Evet, konumuz Beşiktaş’tır.
Süper Lig’in zirvesine bakarsak… Son yıllarda Galatasaray’ın şampiyonlukları adeta “bloke” ettiği, bu duruma sadece Fenerbahçe’nin karşı koyduğu, öteki takımların koptuğu bir süreç yaşıyoruz. Galatasaray’la ulusça övünebiliriz. Fenerbahçe’nin iddiasına saygı duymalıyız. Ama Beşiktaş, Trabzonspor gibi şampiyonluklar kazanmış takımlarla Başakşehir, Samsunspor, Göztepe gibi iyi futbol oynayanların da zirve rekabetinde aday sayısını artırması, hem futbolumuzun marka değerini yükseltecek, hem de Süper Lig’i cazip (çekici) bir organizasyona dönüştürecektir. Bu ligde çok iyi, tecrübeli, genç, uluslararası başarılara ulaşmış hocalar var. Onlara güveniyorum, hepsini destekliyorum.
SAĞLIK SERVETTİR
2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda TRT stüdyosunu paylaşıp günün yorumlarını yaptığımız sevgili dostum Erdoğan Arıkan’ın yaşadığı büyük sağlık sorununu neyse ki atlatmakta olduğunu öğrendim. Dua ederken, iyi dileklerimi sıralarken, usta spor spikeri ve gazeteci dostum Erdoğan’ın hepimize hatırlattığı gerçeği sizlerle de paylaşayım: Sağlık servettir. Tanrı’nın bize emanet ettiği canımızı, her şeyden önce karşılığı hiçbir şeyle ölçülemeyecek servetimiz olan sağlığımızı korumalıyız. Bu servet zayıflar, ya da gücünü kaybederse sadece ailelerimiz değil, toplum da en değerli üyelerinden birini kaybetmiş olur. Geçmiş olsun Erdoğan, seni seviyoruz.
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek de önemli bir bağırsak ameliyatı geçirdi. Geçmiş olsun, Başkan’ın çook işi var. Tanrı onu korusun!
BOLU’DA KAYBOLAN CANLAR
Bolu’daki yangında uyurken dumana ve alevlere kurban giden insanlarımız için yüreğim yanıyor. Tüm kurbanlarımıza Tanrı’dan rahmet, Fenerbahçeli yüzücü evladımız Vedia Nil Apak’la annesi Ferda Apak için Mehmet Apak’a ve camiaya baş sağlığı dilerim.