Genel SağlıkYaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu! Kanlı organ nakli kâbusu: 'Bilmiyordum'

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu! Kanlı organ nakli kâbusu: 'Bilmiyordum'

18.05.2025 - 06:56 | Son Güncellenme:

İlk böbrek naklini 20 yaşında olan genç kadın yeniden hastalanmış ve yine kendisi için uygun bir böbrek beklemesi gerektiğini öğrenmişti. Bu bekleyişin hayatına mâl olabileceğini düşündü. İnternette yaptığı bir araştırma sonucunda kendi deyimiyle farkında olmadan uluslararası organ nakli çetesine dahil oldu. İşte şimdi hiçbir klinik tarafından tedaviye alınmayan kadının yaşadıkları.

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu Kanlı organ nakli kâbusu: Bilmiyordum

Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Almanya'da yaşayan Sabine Fischer-Kugler, yaşamı boyunca çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele etmişti. Hayatına devam edebilmesi için bir böbreğe ihtiyacı vardı, doktorlar uygun bir donör bulduktan sonra genç kadını ameliyata aldı ve Sabine Fischer-Kugler sağlığına kavuştu. Ancak bu onun son ameliyatı olmayacaktı. İlk naklinin ardından uzunca bir süre sağlıklı bir şekilde hayatına devam etti fakat rutin kontrollerinden birinde sağlık sorunlarının geri geldiğini öğrendi. Bu kez nakil bekleyen sayısız insanın arasına ismi yazıldı, bu bekleyiş aylarını ya da yıllarını alabilirdi. İçindeki yaşama arzusu onu Almanya sınırlarının ötesine sürükledi. Günlerce araştırdı, forumlarda yazılanları okudu, bağlantılar kurdu. Umutla, çaresizlik arasında gidip gelirken yolu Kenya’daki tartışmalı bir klinikle kesişti: Medlead Kliniği. Kendine uygun bir böbrek bulma ümidiyle aradığı çare tünelinin sonu bir insanlık suçuna, ahlakın en uç sınırlarına dayanıyordu. Peki, bu nasıl mümkün olmuştu?

Haberin Devamı

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu Kanlı organ nakli kâbusu: Bilmiyordum

TEK BİR TUŞLA BÖBREK ALIP SATIYORLAR

16 yaşında böbrekleri iflas eden Sabine Fischer-Kugler 5 yıl süren bir bekleyişin ardından kendisine uygun bulunan bir donör sayesinde yeni bir böbreğe kavuştu. 20'li yaşlarında evlendi ve bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Çocuğu ve eşiyle huzurlu bir hayatı olan Fischer-Kugler orta yaşlara geldiğinde böbreği yeniden sıkıntı yarattı. Başta eşi ve oğlu böbreğini vermek istese de ikisinin de böbreği Fischer-Kugler ile uyumlu olmadı. Fischer-Kugler yaşamak istiyordu ancak bu kez beklemek için vakti yoktu. İnternette Medlead adındaki bir şirketle karşılaştı, bu şirketle hemen yazışmaya başladı. Şirketin internet sitesinde 4 ila 6 hafta içinde yeni bir böbreğe sahip olmanın mümkün olduğunu anlatan bir slogan vardı. Site oldukça profesyonel bir şekilde dizayn edilmişti. Ancak her bakımdan karanlık bir hizmet veriyordu. Üstelik sistemin ardında, geçmişinde organ kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamaları bulunan Robert Shpolansky gibi isimler yer alıyordu.

Haberin Devamı

Medlead şirketinden hizmet almak isteyen birinin yalnızca WhatsApp görüşmesi yapması gerekiyor, bu görüşmelerin sonunda kendisine uygun bir böbrek bulunuyordu. Sabine Fischer-Kugler de bu yolları izledi. Sitede yer alan iletişim formunu doldurdu ve gönderdi. Kısa bir süre sonra Alexander adlı kişi onunla iletişime geçti. İsimden başka hiçbir bilgisi bulunmayan Alexander, uçuş, otel konaklaması, hastane ve nakil içeren bilgilerin olduğu Medlead'in paket tekliflerini sundu. Alexander aracılığıyla sunulan pakette eğer ilk böbrek işe yaramazsa ikinci bir böbrek de gönderileceğinin bilgisi verildi. Sabine Fischer-Kugler kim olduğunu bilmediği kişilerle iletişime geçip bilgilerini verip sanki bir eşya satın alır gibi kendisine uygun bir böbrek satın almaya karar verdi ancak endişeleri vardı. Dolandırılıyor ya da bir suç işliyor olabilirdi. İşinde iyi olan Alexander, Fischer-Kugler'e Kenya'da nakillerini tamamlamış Almanya'dan gelen hastaların telefon numaralarını verdi. Onları aradı, başarılı operasyon hikayelerini dinledi ve sonunda tamamen ikna oldu. Ödemenin bağışçıya değil, yalnızca aracı şirkete yapılıyor olması ve ek masrafların çıkarılmıyor olması genç kadın için ayrı bir cazibe konusuydu.

Haberin Devamı

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu Kanlı organ nakli kâbusu: Bilmiyordum

Alman Transplantasyon Yasası'nın 18. maddesi sadece organ ticaretini yasaklamakla kalmıyor, aynı zamanda hastaların organ satın almasını da yasaklıyordu. Bireysel vakalarda alıcıların ve bağışçıların cezalandırılmayabileceğini öğrenen Fischer-Kugler Medlead'in Polonya adresini araştırdı ancak bir ofis binasına benzeyen hiçbir şey bulamadı. Fakat derin bir araştırma yapmak o an için aklına gelmedi. Eğer biraz daha araştırma yapsaydı şirketin kurucularından birinin uzunca bir süre organ kaçakçılığından yargılanan Robert Shpolansky olduğunu görebilirdi.

BİR BÖBREK KAÇ PARA EDİYOR?

Sabine Fischer-Kugler gerekli anlaşmaları imzaladıktan sonra Kafkasya'dan Kenya'ya gidip böbreğini vermiş ve cebine doldurduğu parayla ülkesine geri dönmüş genç bir kişiden aldığı böbrek sonucu eski sağlığına kavuştu. Böbreğini veren kişinin ne ismi ne de yaşını içeren hiçbir bilgi yoktu, kişinin kim olduğu bile bilinmiyordu. Bu, sistemin en katı kurallarından biriydi çünkü sağlıklı bir böbreğe sahip olmak isteyen kişi ne kadar çok az şey bilirse vicdanı o kadar rahat edebilirdi(!)

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu Kanlı organ nakli kâbusu: Bilmiyordum

Sabine Fischer-Kugler bulduğu böbreğin kendisine nakledilmesinden sonra eski sağlığına kavuştu. Ancak bu organ nakli basının dikkatini çekti. Alman kamu yayın kuruluşu ZDF ve Deutsche Well organın izini sürmek için İsrail'den bir araştırma ekibiyle aylar boyunca bir araya geldi. Polonya'da kayıtlı bir adres üzerinden sürülen iz Kenya'nın Eldoret kentindeki kliniğe, şu anda uluslararası ve görünüşte suç teşkil eden bir böbrek ticaretinin merkezine kadar uzandı. Araştırmalar Almanya'daki hastaların Azerbaycan gibi Kafkas ülkelerindeki bağışçılarla bir şekilde iletişim kurduklarını ortaya çıkardı. Batılı müşteriler birkaç bin euro karşılığında hiç tanımadıkları, aralarında hiçbir bağ olmayan insanların organlarını satın alabiliyordu. Üstelik organlar gözlerden uzakta değil, aksine aleni bir şekilde Kenya'da internet sitelerinde satışa çıkarılıyordu.

Haberin Devamı

Başlarda yalnızca Kenya'da yaşayan yoksul kişilerin organlarını bağışladığı bu kuruluş zamanla uluslararası bir pazara açıldı. Dünyanın yoksul ülkelerinden insanlar bu kuruluşlara gelerek organlarını satıyor ve istedikleri paranın bir kısmı ya alabiliyor ya da alamıyordu. Üstelik organ bağışı yapan bu kişilerin çoğu hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edemeyecek kadar kötü şartlarda ameliyat ediliyordu. Medlead başkanını ve onun şüpheli suç ortağı Boris Wolfman'ı araştıran ekip bu kuruluşun uluslararası düzeyde çok güçlü destekleyicilerinin olduğunu gördü.

'KANIT YETERSİZ' DEDİLER

Gerekli işlemlerin ardından Aralık 2023'te kliniği incelemek için birkaç gün harcayan bir uzman ekip kuruldu. Ekibin bir üyesi resmi adresi Polonya'da olan ancak Kenya'da hizmet veren kliniğe gitti. Ekipten kişiler kliniğe ayak bastıkları anda orada çalışanların adeta kollarını açmış bir şekilde onları beklediklerini, dosyaları incelemelerine açık yüreklilikle rıza gösterdiklerini söyledi. Yönetim ve doktorlar hiçbir şeyi saklamaya bile çalışmamış, orada olup bitenlerden adeta gurur duyar gibi davrandıklarını iletti. Müfettişler kısa sürede bir dizi tutarsızlıkla karşılaştı. Derlenen rapor hiçbir zaman yayınlanmadı. Ancak DER SPIEGEL, ZDF ve Deutsche Welle bu raporun bir kopyasına ulaştı. Raporda organ kaçakçılığına işaret eden şüpheli faaliyetlerden, kanser hastaları ve yaşlılar için çok riskli nakillerden söz ediliyordu. Yine de müfettişler raporda 'kanıt yetersizliği' olduğu sonucuna varmış ve Nairobi'deki Sağlık Bakanlığı'nın bir polis soruşturması başlatmasını ve hastanede takip denetimi yapılmasını önermişti.

Haberin Devamı

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu Kanlı organ nakli kâbusu: Bilmiyordum

'BAZI POLİTİKACILAR DOLAYLI DESTEK VERİYOR' İDDİASI

O zamandan bu yana bir yıldan fazla zaman geçti. Kenya, 135'ten fazla tıp topluluğu ve hükümet kurumu tarafından tanınan 2008 İstanbul Bildirgesi'nin imzacıları arasında olmasına rağmen hiçbir sonuca varılamadı. Uluslararası Nefroloji Derneği ve Transplant Derneği tarafından başlatılan bildirgenin amacı, herkesin nerede yaşadığına bakılmaksızın, etik olmayan ve sömürücü uygulamalara güvenmeden nakilden faydalanmasını sağlamak için tıbbi uzmanlara ve politika yapıcılara etik rehberlik ve destek sağlamaktı. Ancak Kenya hükümetinin bu konudan haberdar olmasına rağmen gerekli önlemleri almakta çekimser kaldığı söylendi. Yapılan araştırmalara göre Kenya’daki bazı politikacıların bile bu sisteme dolaylı yoldan destek verdiği düşünülüyor.

Uluslararası organ örgütünün ipliği pazara çıkınca basından kişiler Sabine Fischer-Kugler'in de kapısını çaldı ve süreci anlatmasını istediler. Sabine Fischer-Kugler sağlığına kavuşmuş olmanın mutluluk verici olduğunu ancak bundan dolayı içinin çok da rahat olmadığını gösteren açıklamalarda bulundu. Hayatını geri kazanmak için başka bir çıkış yolu görmediği ve bunun için her şeyi yapabileceğini söyleyen genç kadın bir bakıma, bunun bencilce olduğunu kabul ediyordu ancak bir yandan da sağlığına kavuşmuş olmanın verdiği mutluluğu da gizleyemiyordu. Kenya'dan böbrek aldığı herkes tarafından bilinen genç kadını yaşadığı bölgedeki klinikler reddetti. Hiçbir klinik onun kontrollerini yapmak istemezken naklini yapan doktorun takibini yapmaya devam ettiği bilgisini verdi.

Kenya'da zorlu yaşam koşullarına sahip, fakirlikle mücadele eden genç ve sağlıklı insanların düşürüldüğü bu tuzak dünyanın dört bir yanından insanı içine çekti. Para kazanmak için organlarını satmaktan daha iyi bir seçeneği olmadığına inandırılan bu sistemin bir bulaşıcı hastalık gibi hızla yayıldığı biliniyor.

Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
KEŞFETYENİ
Survivor Yusuf'tan olay sözler! 'Sırtımdan hançerledi'
Survivor Yusuf'tan olay sözler! 'Sırtımdan hançerledi'

Cadde | 17.05.2025 - 20:59

Survivor'da Volkan'la çıktığı düello finalini kaybetmiş, adaya veda etmişti. Yusuf Yıldız yarışma sonrası söyledikleriyle gündem oldu.

Yazarlar