Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Takvimler 1981 yılını gösteriyordu, Hindistan’ın Ganesh Talai Köyü'nde Saroo Brierley adlı bir çocuk dünyaya geldi. Saroo Brierley yoksul ailesine ekonomik katkıda bulunabilmek için çok küçük yaşta abisiyle birlikte tren istasyonuna gidiyordu. Yine tren istasyonunda çalıştıkları bir günde Saroo, abisini beklerken uyuyakaldı. Uyandığında ise abisi etrafta yoktu, yaşadığı korkuyla evine bir an önce gidebilmek için gördüğü ilk trene bindi. Ancak bu yolculuğun onu evinden tamamen koparacağını bilmiyordu. Trenle yaşadığı yerden tam 1600 kilometre uzaklıktaki Kalküta’ya gitti. İndiğinde evinde olmadığını anladı ancak hem soyadını hem de köyünün adını doğru şekilde söyleyemediği için yardım istediği hiç kimse onu evine ulaştıramadı. Günlerce, aylarca sokaklarda yaşayan küçük çocuk yetkililer tarafından fark edildi ve yetimhaneye yerleştirildi. Bir gün tüm dünyanın konuşacağı, filmlere konu olan hikâyesi ise bu şekilde başlamış oldu.
EVLAT EDİNİLSE DE MERAKI HİÇ BİTMEDİ
Yetimhaneye yerleştirilen Saroo Brierley ilk günlerde her gün evine ve ailesine kavuşmanın hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Ancak bir süre sonra o da pes etti ve yetimhaneye alışmaya çalıştı. Fakat bir gün Avustralyalı bir çift onu evlat edinmek istedi ve böylece Tazmanya’da yeni hayatına başlamış oldu. Onu evlat edinen ailesiyle çok mutlu bir yaşam sürse de yıllar boyunca gerçek ailesine dair merakı sürüp gitti. Yetişkinlik yıllarında bu isteği daha da şiddetlenince kararını verdi. Biyolojik ailesini bulmaktan son derece emindi, üstelik onu evlat edinen ailesi de kendisini bu kararında destekliyordu.
Gerçek ailesini arama yolculuğunda uzun uğraşlar veren Saroo Brierley ne ailesinin adını ne soyadını ne de yaşadıkları yeri biliyordu. Aklında yalnızca birkaç silik görüntü vardı. Çocukluğunda teknoloji o kadar gelişmiş değildi ancak şimdi oturduğu yerden tek bir tuşla dünyanın öbür ucuna ulaşabilirdi. Bu sebeple Google Earth üzerinden aramalar yaparak Hindistan’daki tren istasyonlarını, köyleri aramaya başladı. Saatlerce hatta günlerce süren araştırmaları sonucunda Google Earth sayesinde bir ipucu yakaladı.
Hindistan'daki tüm demir yolu haritalarını inceleyen Saroo Brierley bir gün aklına kazınmış birkaç görsele rastladı. Bir kasaba ismi, tren istasyonu ve su kalesi ona ailesiymiş gibi hissettirmeye yetmişti. Hemen o bölgede yaşayan insanların dahil olduğu bir Facebook grubu buldu. Hızlıca o gruba dahil olup bilgi toplamaya başladı. Ancak bu şekilde olmayacağını o da biliyordu. Bir ipucu yakalamışken kaybetmek istemeyen Saroo Brierley, uçağa atladığı gibi Avustralya'dan Hindistan'a uçtu.
ACI GERÇEK! 25 YIL SONRA GERÇEK AİLESİNİ BULDU
Kasaba kasaba gezen ve adeta çalmadık kapı bırakmayan Saroo Brierley sonunda gerçek ailesini buldu. 5 yaşında kaybolduğu evine aradan 25 yıl geçtikten sonra 30 yaşında dönen Saroo Brierley oraya hem çok yabancı gibiydi hem de sanki hiç kaybolmamış gibiydi. Biyolojik ailesiyle arasında hem dil hem de kültür farklılığı oluşmuştu ancak hiçbirinin bir önemi yoktu.
Gerçek ailesiyle hasret gideren Saroo Brierley, kısa bir süre sonra o kaybolduktan sonra yaşananları dinledi. Annesi Fatima Munshi İngilizce bilmiyordu, Saroo Brierley ise Hintçe bilmiyordu. Ancak etraftaki aile dostları yardımcı oldular. Saroo'nun kaybolduğu gün aslında abisi de onun gibi eve dönememişti. İki oğlunu günlerce sokaklarda arayan ailesi birkaç gün sonra büyük oğulları Guddu'nun bir trenin altında kaldığını öğrendi. Polis oğullarının cansız bedenini getirdiğinde Saroo'dan hiçbir iz olmadığını da söyledi. Munshi ailesi bir oğullarını kaybetmenin, diğerinden de hiçbir haber alamamanın üzüntüsünü yıllarca yaşadı. Ancak Fatima Munshi, günün birinde Saroo'nun çıkıp geleceğinden çok ümitliydi. Saroo demişken bu isim ona Avustralya'lı ailesinin verdiği isimdi ancak tıpkı ailesi gibi gerçek ismi de başkaydı. Saroo Brierley'in gerçek ismi Sheru Musnhi'ydi.
Brierley, bir heybe dolusu acı gerçekle Avustralya'daki evine geri döndü ve yaşadıklarını ailesine anlattı. Saroo Brierley'i evlat edinen ailesi oğulları adına çok mutluydu, daha sonra onu yetiştiren annesi de Hindistan'a gitmeyi ve gerçek annesiyle tanışmayı istedi. Saroo Brierley annesinin bu talebine çok sevindi ve iki annesini de bir araya getirdi. Şimdilerde Brierley, Avustralya'da yaşıyor ancak dönem dönem Hindistan'daki ailesini de ziyaret ediyor. Hatta ekonomik koşulları iyi olmayan gerçek ailesi için ev satın aldığı ve maddi olarak onlara destek olduğu biliniyor.
YAŞADIKLARI BEYAZ PERDEYE TAŞINDI
Saroo Brierley'in hikâyesi, bu olaylar sırasında zaten yerel medya kanallarında duyulmuş ve büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Ancak ailesine kavuşmasından sonra yaşadıklarını anlatması için birçok kişi kapısını çaldı. Hikâyesini önce 'A Long Way Home' adlı otobiyografik kitabında anlattı. Fakat hikâyesinin daha geniş kitlelere yayılması, dev bir oyuncu kadrosuyla beyaz perdeye yansıtıldıktan sonra oldu. Başrollerinde Nicole Kidman, Dev Patel gibi oyuncuların rol aldığı 'Lion' 2016'da gösterime girdi ve 6 dalda Oscar'a aday gösterildi. Aralarında BAFTA'nın da olduğu 59 film ödülü kazandı.
Filme 'Lion' isminin verilmesinin nedeni, Saroo'nun gerçek adı Sheru'nun Hintçede 'Aslan' anlamına geliyor olmasıydı. Yapımcılar bu nedenle filme 'Lion' adını verdiler.
Şimdilerle kendi halinde bir yaşam süren Saroo Brierley iki ailesine de ekonomik olarak destek olurken, bir zamanlar kaldığı yetimhaneden de iyiliklerini esirgemiyor ve fırsat buldukça çeşitli konferanslara katılarak hikâyesini insanlarla paylaşıyor. Google Earth'ün yardımıyla 25 yıl sonra ailesini bulma serüveni ise teknolojinin geldiği noktanın en güzel örneklerinden biri olarak anlatılmaya devam ediyor.