İnsan olarak doğduğumuzda beslenmak, korunmak, avunmak ve duygularımızı düzenlemek için başkalarına ihtiyacımız vardır. İhtiyaçlarımızı karşılayan kişi/ler ile aramızda oluşan ilk bağlar, dünyayla ve diğer insanlarla kurduğumuz bağların öncülü, kendiliğimizin yapıtaşlarıdır. ''Başkaları'' tarafından sahiplenilmek, korunmak, sevilmek, önemsenmek bir taraftan zihnimizde ''kendi doğru modelimizi'' oluştururken, diğer taraftan da insanların güvenilir, ilgi ve sevgi sunmaya hazır bireyler olduğuna dair olumlu bir ''başkaları modeli'' oluşturur (Bowlby 1988).
Bebekliğimizde ihtiyaç ve beklentilerimiz yeterince karşılanmamışsa, bağlanmaktan kaçınma ve kaygı tepkileri geliştiririz. Stres altında olduğumuzda, hastalandığımızda ya da ihtiyacımız olduğunda bize bakım verenlerin tutarsız, yetersiz veya dengesiz karşılık vermeleri, sinirli ve kaygılı olmaları, orantısız bir şekilde mücadeleci olmaları bağlanma kaygısının artmasına ve strese karşı aşırı duyarlılık oluşturan ''yüksek aktivasyon'' stratejilerini geliştirmemize yol açar. Bu da yakın ilişkilerde eşimizin davranışlarına ve ulaşılabilirliğine aşırı dikkat harcama ve bu yöndeki seçici algımızda keskinleşme, ilişkilere ve eşe ''yapışma'', sürekli yakınlık ve onay aramanıza neden olur.
Çocuklukta temeli atılan bağlanma stilimiz, yakınlık kurma kapasitenizin, güven duygunuzun ve özgüveninizin temeli olduğu için, yetişkinlikteki romantik ilişkilerinizide şekillendirir.Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, karşılıklı doyum sağlama ve duygusal açıdan güvenli bir ilişki oluşturmada, evliliğin gelişimsel görevlerini yerine getirmede başarılı olurken, güvensiz bağlananlar stresli bir evliliğe zemin oluşturmaktadır.
Aile kendisini düzenleyen ve kendi içinde evrim geçiren bir sistemdir. Her bir üyenin bağlanma stili, evlilik iişkisini yakından etkiler. Çiftlerin birbirlerinin durumlarını karşılıklı düzenlemeleri biyolojik ödül mekanizmaları aracılığıyla, kendini güvende hissetmeyi sağlamaktadır. Böylece güvensiz bağlanma stili ile ilişkisine başlayan bir eş, ilişkide yeterli destek bulduğunda daha güvenli, daha az kaygılı hale gelir.
İlişkilerde sorun yaşayan çiftler uyumsuzluk yüzünden uzun süreli tekrarlanan çatışmalar sonrası ya da eşlerden birisinin tükenmişliği nedeniyle aile ve çift danışmanlarına yönelebilirler. Bu süreçte her iki eşin bağlanma stillerinin ele alınması, çiftlere bu konuda farkındalık sağlanması olduça önem taşır.
Şeyma ABAY
Aile Danışmanı