Yargıları kırmadan,
Eleştiriye son vermeden,
Dedikoduyu bitirmeden,
Başkasında olanı hasetlenmeye son vermeden,
Benim doğrum en doğru ısrarından vazgeçmeden,
Olanı olduğu gibi kabul etme olgunluğunu erişmeden,
O bilinç açılmaz.
O huzur hali dolmaz içine.
Bırak herkes kendi doğrusu ile yaşasın kendi hayatını, bırak özgür olsun ruhlar.
Ve sende öyle.
***
İnsanlar hemen her şeyi eleştirmeye müsaittir.
Çek çizgini.
İzin verme tamamlanmamış kimliklerinin, mutluluğa erişmemiş ruhlarıyla seni düşürmesine. Müsaade etme kendi doğrularını sana doğru olarak kabul ettirmelerine.
Dön ruhuna.
Sor içine, sadece kendi içine.
Ne istiyorsun?
Hiçbir şeyden korkmuyor olsaydın ne yapardın?
Hayatın bize ördüğü en keskin duvar korkularımızdır.
Yanlış yapma korkusu.
İnsanlar ne der korkusu.
Başarısızlık korkusu.
Becerememe korkusu.
Alay korkusu.
Küçük düşme korkusu.
Yeni yeni adetler çıkarma korkusu.
Sen çok değiştin korkusu.
***
Doğru cevap her zaman korkuyu ortadan kaldırdığını varsayarak ortaya çıkar.
Bugün dur ve sor kendine;
‘’Hiçbir şeyden, hiç kimseden, hiçbir durumdan korkmuyor,
hiç olmadığım kadar özgür olsaydım şu an ne yapıyor olurdum?’’
Şimdi burası kilit nokta.
Ya hiçbir cevap bulamadığını farkedeceksin
ya da ‘’Evet ya!’ diyeceksin.
Her ikisinde de aslında kendinle yeniden yüzleşeceksin.
Sahi Nasılsın?
Ruhunla yüzleştiğinde ne kadar sensin ve ne kadar gerçeksin?
Tuğçe
02.04.2022
13:30