Profesörüm, Derste Emziririm, Kime Ne?

Merak ettiniz değil mi? Profesör Adrienne Pine, “Sex, Cinsiyet ve Kültür” isimli derste bebeğini emzirdiği için Amerika’da tartışma konusu oldu.

28 Ağustos’taki olay şöyle gelişiyor: Washington’daki Amerikan Üniversitesinde antropoloji profesörü olan Pine, ders günü sabahında bebeğinin ateşli olduğunu fark ediyor. Dönemin ilk dersi olduğu için, öğrencilere haksızlık yapmamak için dersini iptal etmiyor. Ateşli olan bebeğini yuvaya bırakamadığı ve bırakacak başka kimse de bulamadığından onu sınıfa getiriyor. Bebek bir süre yerlerde emekliyor. Bir süre profesörün asistanı tarafından, görev tanımında olmadığı ve profesör tarafından da istenmediği halde, asistanın ısrarıyla, oyalanıyor. Bu arada bebek, yerde bulduğu bir kağıt kıskacını yemek istediği için profesör öğrenciler tarafından uyarılıyor. Yine bebek elektrik prizine elini sürmek üzereyken annesi tarafından oradan uzaklaştırılıyor. 75 dakika süren dersin sonuna doğru, bebek huzursuzlanmaya başlayınca annesi aç olduğunu anlıyor. Dersi anlatmaya devam ederken, bebeğini yaklaşık 1 dakika boyunca emziriyor. Sonunda bebek rahatlayarak uyuyakalıyor. Hikaye bundan ibaret.

Haberin Devamı

İlk planda akla gelen sorular:

- Bebeği ders esnasında, tüm öğrencilerin içinde emzirmek doğru mu?

- Hasta bir bebeği okula getirmek doğru mu?

- İşyerinde önemli bir günde çocuğunuz hasta olsaydı, siz ne yapardınız?

Bu sorulara acele bir yanıt vermeden, gelin hikayenin taraflarını dinleyelim:

Profesörün Açıklaması

Prof. Pine, bebeğini sınıfta emzirmeyi hassas bir konu olarak görmediğini ve öyle olduğunu düşünseydi bu hareketi yapmayacağını söylüyor. Pine, bebeğini daha önce otobüs, tren, yol kenarı, restoran, televizyon stüdyosu ve konferanslar gibi halka açık yerlerde emzirdiğini belirtiyor. Bu koşulların her zaman kolay olmadığını, çünkü bebeklerin rahat durmayabildiğini, ancak, bebeğini yardımsız olarak yalnız başına büyüten ve fazla geliri olmayan bir anne olarak iş yaşantısından fedakarlık etmek ve çok sıkı çalışmak arasında tercih yapmak durumunda kaldığını ekliyor.

Haberin Devamı

Prof. Pine, olaydan 1 hafta sonra, 5 Eylül tarihinde konu ile ilgili yazdığı ve “Kampüste Emzirmenin Mantığı: Göğüslerimi İnternette Sergilemek” başlıklı blogunda şöyle diyor: “Bugüne kadar kendimi laktivizmden (kadınların emzirme hakkının savunuculuğunu yapmak) uzak tutmaya çalıştım. Beyaz kadınların toplu olarak halka açık yerlerde emzirme çabasını umutsuz, burjuva bir yaklaşım olarak gördüm. Emzirmenin mama ile beslemeye oranla daha iyi olduğu konusuda kesin bir görüşüm yok. Emzirmenin sağlık açısından faydaları olduğu açık, ancak, bir annenin emzirmek istememek ya da emzirememek için de geçerli sebepleri olabilir.

Neden emziriyorum? Çünkü seyahat ederken garantili olarak bulabileceğim bir besin kaynağı. Emzirmek ücretsiz ve biberon temizlemekten nefret ediyorum. Benim için emzirme kutsal ya da hassas bir konu değil. Sadece bebeğimi beslemek için en kolay yol.

Benim çocuğumu halka açık yerde emzirebilme hakkımı, bu konuda mücadele eden kadınlar yüzünden kazandığım ve o kadınlara karşı nankörlük yaptığım tartışılabilir. Dürüst olmak gerekirse, biyolojik olarak anne olma durumuma dikkat çekmeden çocuğumu beslemek için daha kolay bir yöntem olsaydı, bunu yapardım. Ancak böyle bir yöntem yok. Görünüşe göre annelik halk gözünde benim antropolog, yazar, profesör ve çalışan olmamdan daha üstün bir durum. Her ne kadar geçen haftaya kadar başıma böyle bir olay hiç gelmediyse de, çocuğumu besleme konusunda bana meydan okuyan herkese karşı, doğallık, anne/çocuk bağının kutsallığı gibi cinsiyetçi konulara sapmadan, kendimi savunabilirim.

Haberin Devamı

Olay Büyüyor

Haberin geniş kitlelere ulaşması, okul gazetesinden bir öğrenci-gazetecinin profesörle ayaküstü yaptığı röportajdan sonra oluyor. Gazetecinin röportajda sorduğu sorulardan bir tanesi “Sınıfı halka açık bir alan mı, yoksa özel bir alan mı olarak görüyorsunuz?". Pine "İkisi de" şeklinde yanıtlıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Amerikan Üniversitesi pahalı ve özel bir okul. Sınıfın da özel bir alan olduğu söylenebilir. Ancak, üniversite, idealde, fikirlerin karşılıklı olarak söylenebileceği ve halka açık olarak tartışılabileceği bir forumdur. Umarım benim sınıfım da bu tür tartışmalara açık bir yerdir. Ancak sınıf özel bir alan da olsa, halka açık bir alan da olsa, bu durum aç çocuğumu beslemek konusundaki fikrimi değiştirmez.”

Gazeteci yeni bir soru soruyor, “Olay gerçekleştiğinde öğrencilerinizin ne düşüneceği konusunda endişe ettiniz mi? Bu durumdan rahatsız gibi göründüler mi? Herhangi birşey söylediler mi?” Pine şöyle yanıtlıyor: “Ben profesörüm ve sınıftaki otoritenin sahibiyim. Feminist antropoloji konusundaki bir dersin ilk gününde, öğrencilerin kısmen açılmış bir göğüsten korktuklarını söyleme ihtimalleri sizce nedir?”

Gazeteci ardından kültürlere duyarlılık konusunu açarak, Amerikan Üniversitesi’nin değişik milletlerden oldukça fazla öğrenciye sahip olduğu ve onların ne düşüneceği konusunda profesörün endişe edip etmediğini soruyor. Pine başka kültürlerin çoğunda çalışan kadınların emzirmesini haber konusu yapacak bir bağnaz yaklaşım olmadığını belirtiyor.

Prof. Pine, bu röportajı verdikten sonra okul gazetesiyle bağlantıya geçerek yayınlanmamasını istiyor. Ancak gazetenin kararıyla yayınlanıyor. Öğrenciler de olayla ilgili sosyal ağlarda yorumlar yazınca, konu büyüyüp, ülke çapında bir haber haline geliyor.

Öğrencilerin Açıklaması

Olayın ardından medyanın görüştüğü öğrenciler farklı farklı yorumlar yapıyor. Öğrencilerin bir kısmı profesörü desteklerken, bir kısmı da yaptığı harekete karşı çıkıyor. Öğrencilerle yapılan röportajlardan seçmeler şöyle:

- Bu durum çocuğun sağlığıyla ilgili. Benim için profesörün emzirmesi çok da önemli değil.

- Bence yaptığı hareket meslek ahlakına aykırıydı. En azından sınıftan dışarı çıkabilirdi.

- Yapması gerekeni yaptı. Dersi bitirmek zorunda olduğu için emzirirken konuşmasına devam etti. Emzireceğini önceden söylediği için fazla şaşırmadım. Bence durumu olabilecek en profesyonel şekilde idare etti.

- Bu durumun dikkatimizi dağıttığını düşünüyorum. Hasta çocuğunu zaten sınıfa getirmemeliydi.

- Bence çocuğunu sınıfa getirmesinde bir sorun yok. Sadece sınıfta emzirmeseydi daha iyi olurdu.

Üniversite Yönetiminin Açıklaması

Üniversite yetkililerinin FOX televizyonuna konuyla ilgili yaptığı ilk açıklama “Bebeklerin sınıfta emzirilmesiyle ilgili bir politikalarının olmadığı, bu konuda yapılacak değişik tercihler olabileceği, bu konuda sorulması gereken sorulardan birinin de hasta bir çocuğun okula getirilip, getirilmeyeceği” yönünde. Üniversite, bu konudaki politikalarını inceleyeceğini belirtiyor. Profesörün disiplin cezası alıp-almayacağı hususunda da, “bunun kişisel bir olay olduğunu” söyleyerek, görüş belirtmekten kaçınıyorlar.

Profesörün 5 Eylül tarihinde yazdığı blog üzerine, üniversitenin yaptığı açıklama ise şöyle: “İş ve aile yaşantısında denge kurmaya çalışırken güçlükler yaşayan fakülte üyeleri ve diğer çalışanlarımızı destekliyoruz. Üniversitemiz emzirme konusunda federal kanunları ve Washington eyaletinin kanunlarını takip ediyor. Çalışanların mesai saatleri içinde kabul edilebilir bir mola süresi ve 1 yaşına kadar olan bebeklerin ihtiyaçlarını sağlamak için süt sağma odası hakkı var. Bunun dışında, emzirmekle ilgili okulun özel bir kuralı yok. Yine çocuğu hasta olan ebeveynler için de ücretli izin hakkı var. Ancak Pine’ın bloguna yazdığı öğrencilerle ilgili yorumlarla aynı fikirde değiliz” şeklinde bir beyanat veriyor.

Okulun bir diğer açıklamasıysa, “Çocuk hasta olduğunda ve bakımı konusunda yardımcı olan kimse olmadığında, fakülte üyelerinin izin alması ve sınıfa girecek başka bir öğretmeni ayarlaması, hasta çocuğu sınıfa getirmemesi.”üzerine.

Seçimler, Seçenekler

Tarafların görüşlerini okudunuz. Bilmem siz ne düşünüyorsunuz? Sizce profesör mü, yoksa bu durumdan rahatsız olan öğrenciler mi haklı? Sizce profesör bebeğinin beslenmesi konusunu profesyonelce idare etti mi? Sesinizi duymak isterim.

Sevgiler,
Tanla
Diger yazılarım için>> BebekveBen.com
Facebook>> Bebek ve Ben
Twitter>> Bebek_ve_Ben