Bebek annesi olup da bakımlı kalabilen kadınlara her zaman bayıldım. Tek kolda asılı Louis Vuitton çantaları, sanki hiç doğum yapmamışçasına ahenkle salınan sıkı ve zayıf bedenleri, rüzgarda dalgalanan fönlü saçları ve sivri topuklu Louboutin’leri ile bu kadınlar anneliği bir masal gibi yaşarlar. Çantalarından boşta kalan kollarına aldıkları bebekleri, sanki elbiselerine iliştirdikleri şirin bir aksesuar gibidir.
Bu kadınların kapılarını en olmadık zamanlarda bile çalsanız, faka bastırmanız mümkün değildir. Sabahları muthemelen, bebekten önce, erkenden kalkarlar. Duşlarını alıp, makyajlarını yaparlar, eteklerinin rengini bluzlerine uydururlar. Üzerine de en uygun takılarını takarlar. Geceleri yatmadan önce makyajlarını siler, kremlerini mutlaka sürerler. Önlerine çıkan hiçbir zorluk, onları bu kişisel bakım rutininden uzaklaştıramaz.
Sakın bakımlı anneleri kıskandığım ya da onlarla dalga geçtiğim sanılmasın. Onları yürekten takdir ediyorum. Ama, ne yalan söyleyeyim, ben hiçbir zaman öyle bir kadın olamadım. Bana olsa olsa berduş anne dersiniz.
Sabah kalktığımda, gece boyu uyanma ve emzirme seanslarından dolayı yorgun olurum. Yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltımı bile yapmak zul gelir, değil mi ki üzerimi değiştirip, makyaj yapacağım. Can henüz çok küçük olduğu için, gün içinde zamanımın çoğu onun beslenmesi, uykusu, temizliği ve oyalanması ile geçer. Bu harala gürele içinde, dışarıya çıkmayacaksam pijamalarımı bile değiştirmem. Gün içinde boş zamanım olduğunda, ya da bebek uyuduğunda diyelim, kaşlarımı almak yerine, uyumayı ya da projelerim üzerinde çalışmayı tercih ederim. Bakımlı anne banyodan sonra saçlarına fön çekerken, ben saçlarımı şöyle bir kurutup hızla bilgisayarımın başına geçerim. Bilgisayarın tuşlarına uzun tırnaklarla basmak zor geldiğinden, tırnaklarımı uzatıp, oje sürmekten zaten yıllar önce vazgeçtim.
Velhasıl, bakımlı anneleri etrafımda görmekten zevk alsam da, asla bakımlı bir anne olmadım.
Ben bakımdan çok kişisel temizliğime dikkat ederim. Duşumu düzenli olarak alır, dişlerimi iki elim kanda da olsa fırçalar, ellerimi sık sık sabunlarım. Ama özellikle Can’ın doğumundan sonraki son 5 ayda, kişisel temizliğin ötesinde bakımlılık mertebesine erişemedim. Biraz zamanım olsa ya yazıyorum, ya okuyorum ya da izliyorum.
Bundan pişman mısın? derseniz, pek de pişman olduğumu söyleyemeyeceğim. Bakımlı olmak tamamen kişisel tercih meselesi. Zamanı değerlendirme söz konusu olduğunda, berduş anne (bendeniz) tercihini başka şeylerden yana yapıyor, bakımlı anne başka şeylerden yana. Allahtan halden anlayan bir kocam var da “hanım nedir bu haller, ben berduş kadın istemem, kendine çeki-düzen ver” demiyor. Bakımlı annenin kişisel bakımını yapmak için bebeğini ihmal ettiğine ihtimal vermiyorum. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Daha önemlisi berduş anne misiniz? Yoksa bakımlı anne mi?
Sevgiler,
Tanla
Diger yazılarım için>> BebekveBen.com
Facebook>> Bebek ve Ben
Twitter>> Bebek_ve_Ben