Suçluluk Duygusundan kurtulmanın kısa yolu
İnsanız ve hata yapacağız. Yaşımız kaç olursa olsun, ne kadar çok şey yaşarsak yaşayalım hatalarımız olacaktır. Çünkü yaşam bize her zaman aynı şeyleri sunmayacaktır. Sık yaşadığımız konularda tecrübeli olurken, ilk defa yaşadığımız şeylerde hatalar yapacak, bazen bir kaç defa yaşamamıza rağmen bile aynı hataya düşeceğiz.
“Hatasız kul olmaz,”
Herkesin geçmişinde hataları vardır. Hem yaptıkları, hem de yapamadıkları bunlara dahildir. İnsanoğlunun her attığı adımın bir sonraki aşamasını görmesi, mümkün değildir. Mutlaka bazı adımlarımızın sonunu % 100 kestiremeyiz. Bazı adımlarımızın da sonunu kestirmemize rağmen bizim dışımızdaki nedenlerden dolayı olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu konuda kendimizi tanımalı, hata yaptığımızda da bunun insani bir durum olduğunu kabullenmeliyiz.
Suçluluk duygusu, insana daha dikkatli olma, hassas olma yetisi kazandırır. Ama bu sürekli olursa özgüven kaybı yaratır. Depresyona sürükler.
Yoğun toplumsal kurallar, bir olayda herkesin farklı bakış açısı, bencilliklerin artışı gibi nedenlerden dolayı çoğu zaman yaptığımız doğrudan bile şüphe eder hale geliriz.
Bir danışanım “ hocam eşim beni 12 kez aldattı, 4 kez evi terk etti.. Defalarca şans verdim. Ben boşanma davası açtım, boşandım. Sonra bana “eğer bir şans daha verseydin, kendimi düzeltecektim. Bu evliliğin bitmesinin nedeni sensin”dedi. Hep beni suçladı. İlk zamanlar emindim doğru bir şey yaptığıma. Ama şan kendimi bencil ve suçlu hissediyorum. . Hocam boşanmama rağmen acaba bir şans daha vermeli miydim? Boşanmamıza rağmen eski eşim hep beni suçladı. Ve şu an ben de kendimi suçluyorum. Gerçekten bir şans daha verseydim belki düzelirdi diye.”
İnsanın en büyük hatası sevmek değil, Sevmeye layık olmayan birinden sevilmeyi beklemektir.
P.Auster
Bu örnekte de görüldüğü üzere, kendimizi çoğu zaman, yanlış bilgilerden dolayı suçlarız. Neyin doğru ne yine yanlış olduğunu bilemediğimiz için yıllarca bu belirsizliğin getirdiği üzüntüden kurtulamayız.
Biz şayet sadece sonuca ya da karar sonrasına odaklanırsak, sağlıklı yorum yapamayız. Mesela boşanma kararımız % 100 doğru ama boşandıktan sonra daha kötü durumlara düşmemiz bizim suçlu veya yanlış bir karar aldığımız anlamına gelmez. Daha kötü duruma düşmek ile doğru bir karar almak farklı şeylerdir. Ya tam tersi olursa? Boşandıktan sonra güzel bir sistem kurup, çok mutlu ve güzel bir hayatımız olursa?? O halde kararlarımızın doğruluğunu öncelikle nedenlere göre test etmeliyiz. Sonraki süreç farklı bir aşamadır.
Aldığımıza kararların sonucunun kötü olması bizi haksız kılmaz.
Hatalarımızı, suçlarımızı bilmeli, onların bize kazandırdığı tecrübeleri de unutmamalıyız. Neden? Şayet yaşadıklarımızı unutursak, onun bize kazandırdığı tecrübeleri de unuturuz. Ve aynı hataya düşebiliriz. Bu durumda geçmişimizi unutmayacağız ama affedeceğiz.
Kararları aldıran, nedenlerdir.
Yaşadığımız bir olaydan dolayı kendimizi suçluyorsak, burada sorun yaşanan olay değil, o olayı algılama şeklimizdir. Ne yaşarsak yaşayalım, geçmiş yaşantıyı değiştiremeyiz ama geçmişteki her şeyin bizim üzerimizdeki etkisini değiştirebiliriz. peki nasıl?
İlk olarak yaşanılanı sadece sonuç olarak değil, bir süreç olarak değerlendirmeliyiz. Çoğu insan, kendini suçladığı olayların sadece sonucunu hatırlar.( keşke işten ayrılmasaydım.) oysa yaşanan olayın bir öncesinin olduğunu, çeşitli nedenlerinin olduğunu, o sonuca getiren nedenlerin olduğunu hatırlamalıyız. Hiç bir şey ansınızın ve nedensiz olmaz. Geçmişte kendimizi suçladığımız bir olayı düşünürken nedenlerini ve süreci de beraber hatırlamalıyız.
Daha sonra yaşanan olayı kabul etmeliyiz.. keşke hiç yaşamasaydım keşke hiç olmasaydı, keşke yapsaydım/yapmasaydım” vb. Gibi cümleler olayın bizim üzerimizdeki suçluluk duygularının hiç bitmemesine neden olur. Yapmamız gereken yaşanan olayı ve yaptığımız/yapmadığımız eylemi olduğu gibi Kabul etmektir. “ evet o gün böyle yaptım. Bunu değiştiremeyeceğim için Kabul etmeliyim.
Yaşanan olayı kabullendikten sonra, yorumlamayı ele almalıyız. Olayları bugünkü aklımızla değil, o günkü yeterliliğimizle yorumlamalıyız. O gün öyle yapmayı doğru buluyorduk. O günkü bakış açımıza göre öyle yapmak/yapmamak bize doğru geliyordu. Böyle düşünerek kendimizi affetmeliyiz.
Bugünkü aklım olsaydı dün yaptıklarımı yapmazdım. Ama dün yaptıklarımı yapmasaydım, Bugünkü aklım olmazdı….
Geçmiş olayı yorumlarken, o günün şartlarından bağımsız olarak değil, o günün şartlarını da düşünerek analiz etmeliyiz. Mesela “ ben neden o zamanlar neden rest çekmedim.” Cümlesinde “ o gün başka seçeneğim yoktu. Ya da mecburdum… çünkü…gibi. Kendimize cevaplar vermeliyiz.
O gün neden öyle yapmam/yapmamam gerektiğinin sorusunu kendimize sormalıyız. ( o gün neden öyle yaptım-yapmamdım?)
Bir gömleğin düğmelerini yanlış iliklediğimizi ancak son düğmeyi iliklediğimizde fark ederiz.
Geçmişteki yasanlardan dolayı kendimizi affetmeliyiz. “hata yaptım ama bu konuda kendimi affediyorum”. Bir daha yapmamak konusunda dikkat etmek için kendime söz veriyorum”.
Hata yapmanın insani bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Mükemmeliyetçi olmamız halinde her hata büyük bir ızdıraba dönüşebilir. (Elbette herkes gibi bende hata yapabilirim. Ama bu dünyanın sonu değil)
Hata yapmak, her şeyi hatalı yaptığın anlamına gelmez. Başarıları görmezden gelmemeliyiz.
İnsansın, hata yapacaksın, bunlardan ders çıkaracaksın ve bir daha yapmamaya çalışacaksın.
Mükemmel olmak zorunda değilsin.
Yaptığımız hataları düşündükçe duygusal baskıdan kurtulamayız. Önemli olan bunlar devam ediyorsa düzeltmeye çalışmak, devam etmiyorsa da gereken dersi almak ve gündemde tutmamaktır.
Kendini suçlasan da suçlamasan da, derin pişmanlık yaşasan da yaşamasan da olmuş hiçbir şeyi değiştiremezsin.
Eğer kendini affedemiyorsan, bunun olayla alakalı değil başka alt nedenlere bağlı olduğunu bilmelisin. ( olumsuz sonuçları, ego, yalnızlık, mükemmeliyetçilik, vs.)
Eğer geçmişteki olumsuz yaşantılarının etkisinden kurtulamıyorsan, bunu sık yaşıyorsan depresyonda olabilirsin.
Her olaya yeri ve zamanında gereken davranışsal veya sözel tepkiyi verirsen, sonrasında pişmanlık ve suçluluk süreci yaşamazsın.
Aldığım kararın yanlış sonuçlara yol açması, yanlış karar aldığımdan değil, sonrasını doğru planlayamamamdan kaynaklanıyor olabilir.
Her zaman her şeyin en doğrusu yapmak, herkese faydalı olmak, herkesi memnun etmek zorunda değilim.
“Kendimi suçlamıyorum. Kendimi affediyorum. Yaşadıklarımın duygusal yüklerinden arınmak için olayları da kişileri de affediyorum.
Kendini sevmek istiyorsan suçluluk duygusundan kurtulmalısın.
SERHAT YABANCI
TERAPİST YAZAR
0532 164 25 84
diğer paylaşımlarım için beni instagramdan takip edebilirsiniz.
instagram.com / serhatyabanci