"AMA’ LI HAYATLAR
Hayatımıza yön vermek için hep bir şeyin olmasına, bir aşamanın atlatılmasına ihtiyaç duyarız. Bunlar bazen küçük bir neden, bazen, gözümüzde büyüttüğümüz bir aşama, bazen de sorumluluğu almak istemediğimiz için sığındığımız bir bağlaçtır, AMA ….
Her insan yaşamında mutluluğu sağlayabilecek donanıma sahiptir. Fakat yetişme tarzları, hayattan beklentileri, enerjileri, kendileri tanımaları gibi unsurlar nedeniyle bu donanımlarını yeterince kullanamazlar. Mutluluğu elde etme konusunda yöntem eksiklikleri olanlar olduğu gibi her türlü yönteme ve yol önerisine karşı bir türlü adım atamazlar.
Bazen mükemmeliyetçilikleri buna engeldir. Olursa en iyisi olsun diye. Bazen kendilerine güvenemezler yapamam diye. Bazen yapıp yapmama konusunda emin değillerdir. Bazen de enerji harcamadan elde etmek isterler.
Herkes bu kişilere yardımcı olmak ister, yol gösterir, eleştirir bazen bazı adımları onlar adına atar. Fakat yaşamanın sorumluluğunu almak istemeyen kişi, mutlak olarak “AMA” lar ile bize gelirler. Çünkü amalar, onların sorumluluğu almamalarının en büyük silahıdır. Çünkü “ama”lar, insanların onlarla ilgilenmesi için güçlü silahlardır.. Çünkü amalar, çoğu zaman ilgi odağı olmayı sağlayabilir.
“Ama” lar, zamanla alışkanlığa dönüşüyor. Zamanla, tembelleştirip, beklenti sahibi aynı zamanda kaderci bir yapıya büründürüyor insanı.
“Ama” demek, hayatı hep bir şarta bağlamak, mutluluğu ise ötelemek demektir. Hep amalarımız olur bir şey yapmak için. Hep bir engel varmış gibi hissderiz.
“Ama”ları olan, sanki çok çabalıyor çok istiyor da, hayat ona hep engel oluyor gibi kendini kader kurbanı gibi hisseder ve yansıtır.
“Ama”ları olan için, “ama” kelimesinden önceki açıklamaları bir değeri yoktur. her türlü çözüm ve önerinin geçerliliğini değil, engelini düşünür.
“Ama”lar, sahibine pasif bir hayat sunar. Ama bu pasif hayat ise kişinin devamlı yakındığı bir hayattır.
“Ama” larımız olmasın mı ? olsun, tabiki olacak. Esas olan ise bunun devamlı olmaması. Yaşamımızın tüm sorumluluğunu elimize almamız ile amalarımız da azalır
Hayatımızın akışı ve yönünün bizim elimizde olduğunu kabul etmeli ve bu gidişata yön vermek için çabalamalıyız.
Yaşamdaki milyonda bir oluşan şans ve bunlara denk gelen insanlar bize örnek olmamalı. Çünkü milyonda bir şans peşinde koşmaktansa , kendi şansımızı kendimiz yaratmalıyız. Çünkü hayat şansa bırakılacak kadar kısa ve ucuz değil.
Yaşamımız ve beklentilerimiz, kendi gücümüzle, kendi isteğimizle orantılanmalı, hedefi belirledikten sonra da bu hedefe hizmet etmeliyiz.
“Psikolojide bir yasa vardır. Zihninizde nasıl olmak istediğinizin bir resmini oluşturursanız ve bu resmi orada yeterince uzun süre tutar ve korursanız, çok geçmeden tam da düşünmüş olduğunuz gibi olursunuz.” William James
“Ama” lar,denendikçe, test edildikçe ortadan kalkar. Deneyelim, test edelim, başarısız olsak bile, yeni bir yöntem geliştirelim. Her deneme, aslında yeni bir tecrübedir.
Unutmayalım ki, “ama”lı bir yaşamınız varsa çok bahaneniz ,az yaşantınız olmuştur.. artık çok yaşamak, az düşünmek zamanı…
“ama”lar yaşamak,yıllarca ertelenen bir hayat demektir. Geriye dönüp baktığımızda, hep bir nedene, bir bahaneye, bir ama ya takılmış, patinaj bir hayatımızın olduğunu görürüz ki, bu bizi daha da üzer. “ama” mız ne kadar gerçekçi olursa olsun, her “ama” nın çözümü için “ bir “ama” vardır.
“şöyle yapmak istiyorum “ama”….. diyorsanız, bende sizin “ama”nız için, evet “ ama” şöyle bir çözümü var derim.
Sizin her “ama”nızın bir antitez “ama”nın olduğunu unutmayın. Harekete geçmek için zemin ve zaman aranmaz, her yer zemin, her zaman uygun zamandır.
Unutmayalım ki, ‘ama’ lar sadece bizim için engel teşkil eder. Onlar başkası için engel değildir ,belki sadece bahanedir. Başkası bunları engel olarak görmüyorsa, bizde görmeyebiliriz.
SERHAT YABANCI
Aile-Evlilik-Yetişkin Terapisti
Diğer paylaşımlarımı görmek isterseniz eğer beni instagramdan da takip edebilirsiniz.