Meğer hiç de...

Kasım’ın son haftasıydı. Hiç planlamadığım bir şey yaparken buldum kendimi, Instagram sayfamda bir oyun başlattım: Alfabe Oyunu… Her gün harf sırasıyla bir ifade yazıyorum, gerisini kişiler kendileri getiriyorlar. Kendim için başladığım oyun bir anda ortak paylaşıma dönüştü. Günün harfi, ifadesi ve 6 dakika. Daha önce anlatmıştım aktı dakika yazılarını ama kısaca tekrar edeyim; elinizi hiç kaldırmadan, zihnin devreye girmesine izin vermeden, noktalama işaretlerine ve yazdıklarınızın anlamlı olup olmadığına aldırmadan yazıyorsunuz, altı dakika bittiğinde kalemi bırakıyorsunuz. Harika bir farkındalık çalışması olduğunu düşünüyorum, düşünmekle de kalmayıp deneyimliyorum hem kendimden hem birlikte çalıştığım öğrencilerimden.

Haberin Devamı

Yazı nerede tıkandı, nerede aktı, nerede kendinizi durdurdunuz, yazının neresinde bedeniniz nasıl bir hal aldı, yazının akışını nerede değişti ve hatta şekli değişti mi, nerede değişti? Kalem kâğıtla yazmak bana her zaman daha etkili geliyor bu çalışmada ama seçim sizin.

Ben bu yazıyı yazdığım gün “M” harfindeydi sıra. “Meğer hiç de…” diye başlayan ifadeyi altı dakika tamamlamak oyunun hedefi.

Benim “MEĞER HİÇ DE …” ifadesiyle başlayan altı dakika yazım huzurlarınızda:

Meğer hiç de zor değilmiş yalnız olmak, yalnızlık korkusuymuş zor olan. Hiç de zor değilmiş hayatı kendinle paylaşmak, zor olan paylaşım illüzyonunun içinde kalmakmış, meğer hiç de zor değilmiş kendinle sohbet etmek zor olan dinlemeden dinlenmeden konuşmakmış. Meğer hiç de zor değilmiş sessizlik zor olan için çağlarken susmakmış. Meğer hiç de zor değilmiş ayrılık, zor olan kendinden yok olmakmış. Meğer hiç de zor değilmiş durmak, zor olan boşa kürek çekmekmiş / 6 dakika??

Siz de oyuna katılmak isterseniz, Instagram sayfama beklerim: @ozlemcetinkaya.com