Geçen hafta 34’üncüsü düzenlenen Best Model Of Turkey yarı final elemeleri Sofitel Taksim İstanbul’da yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Pandemi kuralları gözetilerek sadece yarışmacılar ve jüri üyelerinin katılım sağladığı yarı final gününde her bir yarışmacının heyecanını ve hevesini birebir gözlemleyen jüri üyelerinden biriydim. Türkiye’nin dört bir yanından hatta yurt dışından bile best model olma hayaliyle gelen yarışmacıların heyecanı ve hevesini görmek Best Model Of Turkey’in bir 34 yıl daha aynı istikrarla devam edeceğinin kanıtlarından biriydi.
Yarı final elemelerine 90 kadın, 190 erkek yarışmacı katıldı. Doğrusunu söylemek gerekirse her biri potansiyel bir best modeldi ve oylama kısmında işimiz bir hayli zordu. Yarı final elemeleri çok keyifli, olması gerektiği gibi ve çok özenli geçekleşti ve bitti. Ancak salondan yarışmacıların talebiyle çekilen ve sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf yarı final keyfini gölgeledi ve adeta yarışmayı amacından saptırdı.
Yayınlanan fotoğrafta erkek yarışmacılar yerde oturmuş, kadın yarışmacılar ayakta poz veriyor. Alanın dar oluşu, kadraja her yarışmacının sığma gayretiyle çekilen bu fotoğraf köle pazarına, mülteci kampına ve hatta kasap vitrinine bile benzetildi. Buna pek şaşırmadım. Çünkü bir fotoğrafa hangi niyetlerle bakarsanız onu görürsünüz. Eğer siz bu fotoğrafa alanın el verdiği koşullarda, her yarışmacının fotoğrafta olması için verilmiş bir poz olarak bakarsanız tüm yarışmacıların Erkan Özerman’la yarı final hatıra fotoğrafı çektirdiğini görürsünüz. Ama eğer siz yine bu fotoğrafa aşağılayıcı ve küçük düşürücü niyetlerle bakarsanız bir köle pazarı görürsünüz. Bu tamamen bakış açısıyla ilgili. Bu yüzden Erkan Özerman ve onunla bütünleşen bu yarışmanın büyük haksızlığa ve gereksiz bir linçe uğradığını düşünüyorum. Yarışmanın özüne dönecek olarsak; yarı final sonuçları noter huzurunda değerlendirilmeye devam ediyor. Finale kalan isimler netleştiğinde ise eylülün ikinci haftası düzenlenecek Best Model Of Turkey finaliyle Türkiye’nin yeni best modelleri taçlanacak.
Şahan’a karşı bu çifte standart ve samimiyetsiz tepkiler neden?
Türkiye’de en güldüğüm, en sevdiğim ve en çok saygı duyduğum isimlerden biri Şahan Gökbakar. Komedyen, oyuncu, yapımcı kimliklerinin yanı sıra harika bir eş ve baba olması, vicdanı, sağduyusu ve mütevazılığıyla da her zaman farkını ortaya koyan, kimseyle derdi olmayan, olduğunda da açık yüreklilikle bunu paylaşan çözüm odaklı biri.
Geçen hafta Şahan Gökbakar yazlık evinin önüne yaptırdığı kendine özel iskelesine “Özel mülktür girilemez” tabelası koyarken fotoğraflandı. Sonrası her zamanki gibi “Denizler plajlar hepimizindir” naraları atanlarla süre gelen bir tepki yumağına dönüştü. Açık adres verip, konum belirtip, evin hedef gösterilmesinden bahsetmiyorum bile! Ne büyük ayıp, haksızlık ve de bir ailenin yaşadığı yeri açıkça ifşa etmek incelenmesi gereken sosyolojik bir vaka! Size ne kadar samimi geldi bu naralar, bu cümleler ve bu adres ifşası bilmem. Ancak Şahan Gökbakar’ın kendi bütçesiyle değer kattığı ve oluşturduğu evinin önündeki kumsal ve iskeleye ortak olmak isteyen tekne tatilcileri bunu gidip otellerin plajlarına yapabildiği gün belki Şahan’ın da kendi özel mülküne yapma hakkını kendinde görebilir. Bana bu çifte standart tepkileri ancak o zaman samimi ve gerçekçi gelebilir. Bugün herhangi bir sitenin önündeki iskeleye veya kumsala değil ayak basmak önünden geçilmeyeceği kabul ediliyor ve geçilmiyorsa, başka birine ait bir alanın da önünden geçilemeyeceğinin ve kullanılamayacağının bir kabulüdür. Ve Şahan tam da bu noktada her mülk sahibinin normal olarak yapması gerekeni yapmış bir uyarı tabelası asmış. Hem de yine tüm mütevazılığı ve kendi elleriyle…
Neslican’ın hayatı film oluyor
Hepimizin sosyal medyadan hayata tutunma azmiyle tanıdığı Neslican Tay’ın hayatı film oluyor. Genç yaşında üç kez yakalandığı kanser hastalığını yenerek hayata tutunan ancak dördüncü kez nükseden hastalığa yenik düşen Neslican Tay’ın öyküsü ‘Demir Kadın Neslican’ filmiyle seyircisiyle buluşmak için gün sayıyor. Senaryosunu Nalan Merter Savaş’ın kaleme aldığı, yapımını CNS Production, K.A. Yapım ve Ceylan Yapım’ın üstlendiği ‘Demir Kadın Neslican’ filminde Naz Çağla Irmak, Deniz Uğur, Mesut Akusta, İlker Aksum, Yurdaer Okur başta olmak üzere Zeynep Elçin, Ahmet Haktan Zavlak, Özge Sezince Varley, Şeyma Peçe, Hasan Denizyaran, Cansu Fırıncı, Meral Çetinkaya, Sedef Şahin, Nisa Sofiya Aksongur gibi birçok başarılı isim kamera karşısına geçiyor. Neslican Tay’ın güzel hatırasına adanan duygu yüklü bu filmi beklemek, Onu tekrar görmeyi beklemek gibi… Neslican’ın azim dolu hikayesi eminim tüm izleyenlere ilham olacaktır.