‘Welcome to Turkey’, ‘Aşk Benim Neyime’, ve ‘Mutluyum’ şarkılarının ardından son çalışması ‘Hasretinle Yandı Gönlüm’ ile dinleyicilerin karşısına çıkan Özkan Şen namı diğer Mr. Jade iş dünyasının ve sosyal medyanın yakından tanıdığı bir isim. Almanya’da doğup büyüyen ve müzik hayatı çocuk yaşta başlayan Mr.Jade iş hayatında elde ettiği başarıların ardından asıl hayali olan müziğe yöneldiğini anlatarak, “Benim ana temelim Türk Sanat Müziği” diyerek de müziğin kendisi için bir mozaik olduğunu belirtiyor. Müzikte tek yönlü olmayı sevmediğini sözlerine ekleyen Özkan Şen, “Bence her sanatçı her tür müziği ve parçayı söyleyebilmeli” diyor.
Yurtdışında ünlendikten sonra Türkiye’ye dönen ve çalışmalarına burada devam eden Mr. Jade aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerinin de bir numaralı destekçisi. Sosyal medyada 2 milyona yakın takipçisi ile yurt dışında ciddi bir fan kitlesi bulunan Mr.Jade hayvan barınaklarına verdiği destek, Türkiye’nin kırsal kesimlerinde yaptırdığı okullar ve Afrika’da açtırdığı su kuyularıyla da hayırsever kimliğini, müzisyen, sosyal medya fenomeni ve iş adamı kimliklerinin üzerinde tutuyor…
‘Hasretinle Yandı Gönlüm’ şarkısıyla dinleyicilerin karşısına çıktınız. Biz bu parçayı Edip Akbayram’dan dinlemeye alışık olduğumuz için bu şarkıyı seçmeniz cesurca karşılandı ki bu arada yorumunuz da çok başarılı bulundu tebrikler…
Çevremdeki insanlar da bu kaygıyı başlarda yaşadı. Bunu hiç düşünmedim açıkçası ama şarkıyı yaptıktan sonra kendi kendime ‘Sen ne yapıyorsun, kendini nerede görüyorsun da yıllar önce patlamış bir şarkıyı yeniden söylüyorsun’ diye sordum kendime ve düşündüm. Eğer bunu şarkıyı yapmadan önce düşünseydim belki yapmazdım.
Bu parçayı söylemenizin nedeni neydi?
Bu şarkının bende çok güzel bir yeri var. Çünkü Kadir İnanır ve Türkan Şoray’ın oynadığı bir filmden esinlendim. Beni çok etkileyen bir film oldu.
Müzik konusunda farklı türlere de uzak değilsiniz. Her çeşit müziği yapıyorsunuz diyebilir miyiz?
Aslında benim ana temelim Türk Sanat Müziği. Yaptığım parçalar pop ya da arabesk çünkü aslında müzik benim için bir mozaik. Müzikte tek yönlü olmayı sevmiyorum. Bence her sanatçı her tür müziği ve parçayı söyleyebilmeli.
Bir yanda güçlü bir iş adamı kimliğiniz varken müziğe olan ilginiz ve atılımınız nasıl oldu?
Küçük yaştan beri müziğin içerisindeyim. 6 yaşımda babamın bana bağlama almasıyla müziğe başladım. 13 tane enstrüman çalıyorum. İş adamı kimliğimle biliniyorum ama müzik her zaman içimde ve yanı başımdaydı. Bir de Sivaslı olmamızın etkisi bu herhalde biliyorsunuz bütün büyük ozanlar, sanatçılar Sivas’tan çıkmıştır. Ki ailemizde müzisyen çok. Yurtseven Kardeşler, İsmail YK akrabalarım olur zaten.
Müzikteki iddianız ne?
Herhangi bir iddiam yok. Ben sadece çorbada bir tuzumuz bulunsun istiyorum. İnsanlar güzel şeyler dinlesin ve güzel şeyler olsun peşindeyim. Yoksa kimseye karşı bir iddiam yok aksine herkese saygım var, herkes kendi dalında çok başarılı, çok güzel müzik yapan arkadaşlarımız var.
“Sosyal medya çekilişlerini ilk başlatan benim”
Bir iddiam yok diyorsunuz ama yurt dışında da bir marka haline gelmişsiniz ki Beyonce bile şarkılarınıza, fotoğraflarınıza sosyal medyadan like atar olmuş…
Sosyal medyaya yıllar önce girdim ve kaliteli bir sayfamın olduğunu düşünüyorum. Hem iş adamı, hem müzisyen kimliğimle bu kadar çok takipçiye ulaştım. Bu aslında dünyada bir ilktir. Trump bile en güçlü iş adamlarından biriyken, ABD başkanı olana kadar takipçi sayısı 50 bindi. Bu anlamda ben biraz mütevazı davranıyorum ama delip geçtim bazı şeyleri. Müzikten sonra öyle belirgin bir şekilde artan takipçi sayım yok çünkü müzikte ben şöyleyim, böyleyim diye bir iddiam olmadığı için normal davranıyorum. Beyonce’un beğendiği şarkım ‘Mutluyum’ alt yapısı biraz daha Latin Amerikan olduğu ve Instagram’da sayfa stilimi beğendiği için öyle bir şey oldu. Yoksa herhangi bir ayrıcalığım yok.
Takipçi sayınız 2 milyona yakın. Bu takipçilerin yaptığınız çekilişlerle geldiğini söylüyorsunuz ve tamamını sponsorsuz kendiniz karşılıyorsunuz. 125 bin Euro değerinde olan çekilişler var bunun altından nasıl kalkıyorsunuz?
Sosyal medyada çekilişlerini 2012 yılında ilk başlatan kişi benim. Aslında bu benimki bir zenginlik değil. Ben televizyon veya gazetelere reklam vermek yerine sosyal medyama para harcıyorum. Bu harcadığım parayla da kendi iş alanımı güçlendiriyorum olay aslında tamamen bu.
“İnsanlar gösteriş yaptığımı sanıp bana görgüsüz gözüyle bakıyordu”
Tüm yatırımı sosyal medyaya yapmak bir risk değil mi tam tersi de bir sonuç da verebilirdi?
Evet bir riskti. Ama bu işi baba parasıyla yapmadım. Tamamen kendi başıma yaptım ve batırırsam da kendi başıma batıracağım diye düşündüm. Dünyada bu kadar insan aç susuzken batırırsam da canım sağ olsun diyorsun.
Paylaşımlarınıza başladığınız ilk zamanlarda nasıl tepkiler alıyordunuz?
Sosyal medyada aktif olmaya başladığım andan itibaren insanlar bana görgüsüz gözüyle bakıyorlardı. Gösteriş yaptığımı sanıyorlardı. Halbuki ben insanlara her zaman çalıştığımı, emek sarf ettiğimi ve sonucunda da neler alabildiğimi gösteriyorum. Çünkü insanlar eğlence yerlerinden çıkmıyorlar, sürekli yiyor ve içiyorlar ama bakıyorsun hiçbir şeyleri yok. Bunun böyle olmayacağını, mutlaka bir şeyler üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar takipçim olursa olsun şu dünyadan konuştuklarımla beş kişiyi kurtarabilirsem, düşünmeye teşvik edebilirsem kazanmışımdır.
Bu süreçte en çok sizi yıpratan şey ne oldu?
Zoruma giden şu; Türkiye’de gurbetçiyim yabancıyım, Almanya’da Türküm yabancıyım. Bütün bunlara rağmen meydan okudum. Ben bir şey giyip fotoğrafını çekip paylaşırken görgüsüz yorumları alırken aynı şeyi birkaç sene sonra Amerika’da ünlü biri giydiğinde ‘Ne kadar cool’ diyorlardı. Bunların hepsi arşivlerde var.
“Kendimi Almanya’da değil Türkiye’de güvende hissediyorum”
Kendinizi Almanya’ya mı yoksa Türkiye’ye mi ait hissediyorsunuz?
Daha çok Türkiye’ye ait hissediyorum. Bastığım şu toprakların bana verdiği his, atalarımın bıraktığı miras, yürüdüğüm sokaklar bana huzur veriyor. Almanya’da sokakta yürürken kendimi güvende hissetmiyorum. Benim için vatan Türkiye’dir çünkü kendimi burada güvende hissediyorum. Bu yüzden ülkemin kalkınması adına, ülkem için daha güzel şeylere imza atmak istiyorum.
Hayırsever kimliğinizle de birçok insanın hayatına dokunuyorsunuz. Afrika’da su kuyuları açtınız, okullar yaptırıyorsunuz, barınakları destekliyorsunuz… Bu noktada varmak istediğiniz yer ne?
Bir takım şeyleri sosyal medyaya yansıtıyorum çünkü belki örnek olursunuz ve başkaları da bu işlere girişir diye… Hayvanı sevmeyen insanı sevmez, hayvanlar Allah’ın sessiz kulları, beraber yaşıyoruz, onların içindeki temizliği görmeyen insan benim için kördür. Afrika’da üçüncü su kuyusunu açmaya hazırlanıyorum. Hepimiz dünyadaki bütün sulara ortağız. Orada beş yaşına gelmiş bir çocuğun hiç berrak bir su görmemiş olması çok acı bir şey ve dünyanın bir ayıbı. İnsanlar petrol veya parayla uğraşmak yerine insanlığa dair bir şeyler yaparlarsa aslında gerçek cennet bence burada. Ama ne yazık ki biz cenneti cehenneme çeviriyoruz.
Peki bu noktadan sonra hayatınızda yapmak istediğiniz neler kaldı?
Hayatımda yapmak istediğim her şeyi yaptım. Ama müzik benim hobim ve bu alanda güzel şeylere imza atmak istiyorum. Bunun dışında sosyal sorumluluk adına bir sinema filmi çekmek isterim. Hatta bu konuda kendi hayatımı senaryolaştırabilirim.
Özel hayatınız ne durumda, evli misiniz?
Hayır bekarım. Hayatımda kimse yok sadece işimle ilgileniyorum. Günün birinde hayatımda biri olursa olur, olmazsa da can sağlığı. Şu durumda özel hayatımla ön plana çıkmak istemiyorum.