Her gün yeni bir şey öğrendiğim güzel şehir Londra’dan herkese selamlar. Yazmaya biraz ara vermiş olmam anlatacak çok şeyin birikmesine vesile oldu.
Öncelikle geldiğim tarih ile kesişen Pure London etkinliğinden bahsetmek istiyorum.
23-25 Temmuz 2017 Olympia, Londra
İngiltere’nin dört gözle beklenen moda fuarı etkinliği Pure London’a ziyaretçi olarak katıldım. 700’den fazla markanın yeni koleksiyonları, konuşmacılar, seminerler, podyum şovları beni karşıladı.Büyük bir kompleks içerisinde her marka için ayrı bir platform oluşturulan alanda, kadın giyim, erkek giyim,ayakkabı, mücevher, aksesuar koleksiyon ve ürünlerini sergileyen bir çok tasarımcı ve markaları gördüm. Bunların içerisinde Türk markalarını görmek tabii ki yüzümü gülümsetti. Son zamanlarda sıkça adlarından bahsedilen Deniz Berdan ve kızı Begüm Berdan’ın yarattıkları DB Berdan markasını gördüm. Hatta kendileriyle birebir konuşma imkanı yakaladım. Deniz ve Begüm Berdan yeni koleksiyonlarını sergilerken işlerinin başında duran güçlü kadınlar olarak hafızama işlendi. Bunun yanı sıra o kadar samimi ve hoş bir sohbetleri var ki :) Kendilerini çok sevdim.
İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve İhracatçılar Birliği)
İHKİB nedir diye soracak olursanız, Türk marka ve tasarımcıları destekleyen bir devlet kurumu olarak kısaca özetleyebilirim. İHKİB teşvik ve sponsorluğunda bu tarz moda fuarı etkinlikleri hakkında bilgi almak ve katılmak çok daha kolay. Eğer sizde kendi markanızı, tasarımlarınızı veya koleksiyonlarınızı dünyaya tanıtmak isterseniz 11-13 Şubat 2018 yılında yeniden düzenlenecek olan Pure London etkinliği için İHKİB ile görüşmenizi öneririm.
Ve Gelelim Gezdiğim Sergilere :)
The World Of Anna Suı
Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü yine harika yağmurlu bir gün de, arkadaşımla birlikte koşa koşa gittiğimiz sergidir kendileri :) London Bridge istasyonunda buluşup, Fashion and Textille Museum’ a gittik. Biletlerimizi aldıktan sonra Anna Suı’ nin hayatı hakkında bilgilendirmeler içeren ilk bölümü gezdik.
Amerikalı moda tasarımcısı Anna Suı’nin tasarladığı kadın giyim, ayakkabı, çanta ve kozmetik ürünlerinin sergilendiği büyük alanda yapmış olduğu koleksiyonları, ilham kaynaklarını, çalışma disiplinini ve yarattığı desenlerin ilk numunelerini görmek beni çok heyecanlandırdı.
Bir akım ve ikon haline gelen yetenekli tasarımcı!
Time Magazin tarafından 5 moda ikonu arasında gösterilen tasarımcının ‘ her zaman tanıdık olmayan farklı bir perspektif arıyorum’ cümlesi beni çok etkiledi. Tasarım ve yazım sürecimde bunu uygulamaya çalışacağım. Retro, Punk ,Grunge, Americana ve daha bir çok koleksiyonunu yakından görme fırsatı yakaladım.
Sergiden çıktıktan sonra Fashion and Textille Museum’un Shop bölümüne uğrayıp moda kitaplarına ve hediyelik eşyalara bakmayı unutmayın.
Bunun dışında Fashion and Textille Museum’da workshoplar, semineler ve etkinlikler oluyor. 1 Eylül serginin son günü! Kaçırmayın derim :)
Victoria and Albert Museum Balenciaga
27 Mayıs 2017-18 Şubat 2018 arasında V&A Museum’da sergilenen Balenciaga Shaping Fashion sergisine bu hafta sonu gittim.
Yıllardır hayalini kurduğum müzeye gidecek olmakdan ötürü çok heyecanlıydım. Erken saatte South Kensington istasyonunda indikten sonra, yeraltı sistemi beni hemen müzenin içine yönlendirdi. Altı kattan oluşan devasa müzeyi görünce nutkum tutuldu. Vakit kaybetmeden biletlerimizi aldık ve Balenciaga sergisine girdik.
Toplam 100 kıyafet ve 20 şapka tasarımı vardı. Bunlar dışında tasarladığı kıyafetlerin önemi, dönemi, eskizleri, numune denemeleri ve kalıplarını görmek inanılmazdı. Kalıp konusunda ustaca düşünmüş olduğunu, videolardan ve anlatımlardan izledik. Sergi İngiltere’de Cristobal Balenciaga’ya adanmış ilk sergi olmakla birlikte üst katta Balenciaga’dan etkilenen ve onu takip eden tasarımcıların ürünlerini de farklı ana başlıklar altında topluyor. Türk tasarımcılardan Hüseyin Çağlayan’ın 'Obscuring The Body' tasarımı da yer alıyordu. Balenciaga’nın bir ürününün kalıbı oyun haline getirilmişti. İki dakikanızı ayırıp küçük bir kalıp oyunu oynamayı unutmayın. Sergiden çıktıktan sonra biraz pahalı olan alışveriş bölümünde gezdik :)
Daha sonra Pink Floyd sergisi için biletlerimizi aldık. Hayatımda gezdiğim ve deneyimlediğim en iyi sergi sanırım, Pink Floyd’un hayatını anlatan, muhteşem hazırlanmış seslendirme sistemiyle büyüleyici bir atmosfer yarattıkları sergiydi.
En kısa zamanda bütün eserleri daha ayrıntılı incelemek için yeniden Victoria and Albert Museum’a gideceğim. İngiltere turum devam ederken moda ve sanatla ilgili gördüklerimi ve deneyimlediklerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Görüşmek dileğiyle dostlar..