Sevgili Çalışan Anne!
Dertli misin çalışıyorsun diye? O'na yetemediğini düşünüp, ah vah lanıyor musun her gün? Her ilkini kaçırdın değil mi, büyüyüşünü sanki uzaktan takip ediyorsun? Ama daha mı kötü ki? Doğrusunu söylemek gerekirse keşke her bebek özellikle ilk 2 yıl annesiyle büyüse keşke.. Ama hayat masallardaki gibi değil ki işte. O halde ne yapmalı? Elimizdeki fırsatlar dahilinde ikimiz için de en iyisini! Haydi yapalım. Nasıl mı?
Bazen dabah uyanışını dahi göremiyor, ya da akşam uyutamıyorsun. Tüm gün aklın onda kalıyor, sanki ona haksızlık ediyorsun. Ama yapacak birşey var mı önce onu düşün. Benim mesela konuyla ilgili alternatif bir b planım yok. Çalışmak zorundayım. Eğer sen de zorunda isen sana düşen birlikte geçen vakitlere değer katmak oluyor. Eve geldiğin an telefonunu bir köşeye bırak diye söylememe gerek yok herhalde, zaten biliyorsun. Mesela her akşam eve geldiğin gibi onu banyoya sokabilir birlikte keyifli vakit geçirebilirsin. Banyo anları çocukla annenin ikili yakınlaşmasının en yoğun olabileceği, sevginin en kolay akabileceği anlar aslında. Hatta birlikte dahi duş alabilirsin. Böylece ten teması, bol bakışma, bol gülücük ona tüm gün olmadığını unutturacak ve onu çok mutlu edecek. Eğer o minik bir bebek değilse her güne eğitici bir aktivite koyabilirsin. Renk renk kartonlar alıp origami yapabilir, birlikte en sevdiği kahramanları boyayabilir, ahşap el sanatlarıyla uğraşabilir, örgü örebilir, onunla birlikte sevdiği bir yemeği yapabilirsin. Bire bir onunla birlikte yaptığın her etkinlik ve onunla birlikte geçirdiğin her saniye inan çok hoşuna gidecek. 15 aylık kızıma masaj yapmayı öğrettim mesela karşılıklı akşamları ten temasında bulunup, birbirimizi rahatlatıyoruz. Hem anneye de bir uzanma fırsatı doğuyor :) Eminim daha büyüdüğünde çok daha rahat edeceğiz.
Annesiyle güvenli bağlanmış bebekler bu gidişlerden çok etkilenmeyecektir. Çünkü geri geleceğinden emindir ve bir kere bağlandığı için ayrılışı kolaydır. Bağlanma duygusunu tatmış bebekler önce anne sonra baba sonra da hayata bağlanarak daha sosyal olacaktırlar. Zamanı ona su gibi geçirebilecek (anneanne/babaanne/teyze gibi yakın derece ilk tercihim) insanlara emanet edin çocuklarınızı. Yaşam enerjisi yüksek olsun. Yoksa çocuğunuz ondan çok etkilenecek ve sizsizliği fazla ağır bir yük olarak omuzlarında taşıyacak. Bence onu emanet ettiğiniz kişi en az sizin kadar önemli onun gelişiminde. Ayrıca ortamından ayrılmaması, farklı bir ortamda bakılmaması da diğer en önemli noktalardan. Çocuklar alışkanlıkları çok kısa sürede edinirler, kolay adapte olurlar ve sahip oldukları düzenleri/rutinleri onlar için önemlidir. Onu gidişinle birlikte ortamından koparırsan onun için çok daha zor olacak. O her zaman kendi oyuncaklarını, senin oturduğun koltuğu ve senin tabaklarını arayacak. Bu sebeple bakan kişi eğer imkan varsa mutlaka senin düzeninde bakmalı.
Benim kolay ayrılışımdaki en büyük pay önce Masal kızımın, sonra benim, sonra da ona bakan annem/babamın. Masal güvenli bağlanmış ve ayrılık kaygısı olmayan bir bebek, ben onunla olduğum her an çok az yasağı olan, fazla özgür ve çocuk bir anne, annem ise asla beni aratmayan, onunla en önce 'eğlenen' bir anneanne ve babam onunla her yere gidebilen bir dede. Ben bu konuda şanslıyım ama bakacak olan bir bakıcı ise bile bunu doğru seçmek senin elinde. Güvenli, mutlu ayrılışlarınız olsun..