Beni takip edenler Montessori metodunu hem kendi çocuğumda doğumdan itibaren uyguladığımı, hem de danışmanlıklarımda anlattığımı bilirler. Çünkü benim için çocuk eğitiminde en önemli noktalardan biri çocuğun muhteşem yaradılışını olduğu gibi ortaya çıkarmak. Montessori metodu da işte tam bunun üzerine kurulu. Bununla birlikte bir şeye körü körüne bağlanmamak da benim için çok önemli. Hem güncellenmek, geniş çerçeveden bakabilmek, hem de başka yaklaşımları yerinde gözlemlemek için Alternatif Okullar'ın Hollanda'ya düzenlediği geziye katılmaya karar verdim.
Yaklaşık bir hafta boyunca Demokratik okul, Waldorf okulu, Uluslararası Montessori Derneği merkezi, Jena Plan okulu, Pikler yaklaşımı, Dalton okulu gezilerimiz oldu. Bu yazıda ilk üçünden bahsedeceğim. Haydi başlayalım:
Demokratik Okul
Demokratik Okul'da özgürlüğü içselleştirmiş, huzurlu, rahat çocuklar gördüm. Burada bir parantez açayım "özgürlük" demek, dürtüsel olarak o an canının istediğini yapıp geçmek değil. Seçim yapmak ve seçimlerinin sorumuluğunu almak demek.
Okulda öğretmeninden en küçük öğrencisine kadar herkesin eşit söz hakkı var ve tüm kararlar ilgili meclisler toplanarak alınıyor. Toplantılarda tüm görüşler tartışılıp ortak kararlar alınıyor ve bu kararlara herkes uyuyor. Elbette değiştirme hakkı var. Konuşulması istenen konular hafta boyunca sekretarya gibi bir birime veriliyor, ve o haftanın meclisinde görüşülüyor. Genel meclis olduğu gibi, okuldaki pony at, tavuklar gibi hayvanların beslenmesi ve bakımıyla ilgili, toprağın ekilip biçilmesiyle ilgili, bahçedeki trambolinle ilgili, müzik odası, mutfak, marangozluk atölyesi, vb. gibi özelleşmiş konular ile ilgili meclisler de var.
Okulda çocuğa ve davranışlarına büyük bir saygı var. O kadar ki, boş oturuyor gibi görünse de müdahale edilmiyor. Bize "boş" görünebilir, ama belki de çocuk o anda bir şey düşünüyor. Yaşından bağımsız olarak çocuklar istediği alandaki derslere, atölyelere katılabiliyor, hangi yönde derinleşeceğini seçebiliyor. Böylece hiçbir şeye mecbur kalmıyor.
Waldorf Okulu
Bu okulun ilginç ve keyifli bir mimarisi vardı. Yüksek tavanlar, büyük pencereler gerçekten ferahlık hissi veriyordu. Okulda ilk yedi yıl (süt dişleri dökülene kadar) çocuğun doyasıya oynaması önemseniyor. Sanat ve bilginin iç içe geçtiği bir öğrenme süreci var. Bir ilkokul dersi örneğin, derse önce bir kuş heykeli yaparak, sonra o kuşun özelliklerini konuşarak, belki onunla ilgili bir şarkı söyleyerek, o kelimenin nasıl yazılıp okunduğunu çalışarak geçiyor.
Belli bir düzeni takip etmek çocuğun kendini güvende hissetmesi için önemli. Örneğin anaokulunda her çarşamba sabahı ekmek yapılıyor. Bunun gibi birlikte heykel yapma, masal anlatma, dinleme, eurythmie (söylenen şarkı ve sesler ve ona uygun bedensel hareketler) gibi etkinlikler belli bir düzenle yapılıyor.
Bununla birlikte sınıflarda Hristiyanlık'la ilgili olduğunu düşündüğüm mistik öğeler yer alıyordu. Birkaç saatlik gözlem ve yapılan sunum bu öğelerin ne şekilde eğitime yerleştiğini anlamam konusunda benim için yeterli olmadı. Bu eğitim metoduyla ilgili gerekirse daha derin araştırma yapmak üzere notlarımı aldım.
Uluslararası Montessori Derneği (AMI) Merkezi
Uluslararası Montessori Derneği'nde Montessori pedagojisi ve çekirdek kavramları ile ilgili bir eğitim aldık. Montessori eğitimi ortamın, öğrenenin ihtiyaçlarına ve özelliklerine göre adapte edildiği gelişim temelli bir eğitim yaklaşımı. Çekirdek kavramlar ise:
1. Bilimsel Pedagoji: Var olan varsayımlar ya da teoriler üzerine değil, bir bilim insanı gibi çocukları gözlemeyerek önyargısız olarak çocuk üzerine kurgulanmış bir eğitim metodu.
2. Hazırlanmış Çevre: Mobilya ve eşyaların büyüklüğünden materyal, etkinlik seçimine kadar tüm ortamın öğrencinin özellikleri ve ihtiyaçlarıyla eşleşecek şekilde hazırlanması.
3. Rehberlik Eden Yetişkin: Metodla ilgili eğitimi olan yetişkin, çocuğa müdahale etmeden, adeta bir laboratuarda çalışan bilim insanı gibi dikkatle çocuğu gözlemler, gelişimiyle ilgili notlar alır ve sadece gerektiğinde ona rehberlik eder.
4. Doğal İlgi: Çocuğun kendiliğinden, doğal olarak ilgi duyup yönelmesi. O an öğrenci için temas anı. İlgisine yönelen çocuk müthiş aktiviteler yapar hale geliyor.
5. Aktivitenin Sunumu: Rehber yetişkin için temas anı. Çocuğa her şey değil, sadece yeterli bilgi sunulur. Sunulan etkinlikler sayesinde çocuk başka konulara da ilgi geliştirmeye başlar. Etkinliğin, dokunma, duyma, görme gibi duyularına hitap etmesi önemli. Böylece ilgisine daha iyi karşılık bulabilir. Sunumdan sonra da ilgisini kendi devam ettiriyor.
6. Dolaylı Hazırlık: Elini ve kolunu kontrol ettiği fırçayla masa temizleme, ince hareket kaslarını çalıştırdığı dikiş dikme, parmaklarıyla kenarları üzerinden geçerek kare, üçgen gibi şekilleri tanıma, kulplu silindirlerle el, parmak kontrolü,... Bunları yaparken bilmeden kendini kalem tutmaya hazırlıyor. Ama eline kalem alarak değil, dolaylı olarak kaslarını geliştirerek.
7. Karışık Yaş Grubu: Çocukların doğal öz düzenlemesi. Örneğin iki buçuk yaştan altı yaşa kadar aynı sınıfta, aynı yetişkinle. Bu onlara birbirlerinden öğrenme, birbirine öğretme, saygı duyma, paylaşma gibi pek çok becerilerinin gelişmesine yardımcı olacak. Bir sınıfta yaş gruplarına eşit olarak ayarlanmış en az 25 çocuk olmalı. Öğrenci sayısı düştükçe rehber daha çok katılmak durumunda kalıyor çünkü. Halbuki istenen şey mümkün olduğunca az rehberlikle öz düzenleme ve kendi kendini inşa edebilme.
8. Özgür Seçim: Kendini inşa etmenin, potansiyelini ortaya çıkarmanın aracı. Ama seçimin de kendi kuralları var. Örneğin birinin çalıştığı materyal alınmaz. Onu istiyorsa beklemeli. Bu da 3-6 yaşlarında bir çocuk için büyük bir disiplin.
Çocuğun potansiyelini ortaya çıkarmaya odaklanması, bunun için, özellikle hazırlanmış materyaller de dahil gerekli ortamın hazırlanması çok değerli. Böylece çocuk, kendi hızında ve ilgilerine göre bilinçli yetişkin rehberliğinde gelişiyor. Ne zaman ne yapacağınızı bilmenin rahatlığı bu metodu evde de uygulamak açısından pratiklik getiriyor. Yetişkine düşen de kendini iyileştirerek çocukluğunun olumsuz izlerinden ve çocuğa gereksiz müdahale etme, onun yerine yapma, zarar göreceği korkusu gibi çocuğu olumsuz etkileyen davranışlarından arınmak. Sonrasında çocuk zaten işini biliyor, yeter ki yolunu açalım. Geniş çerçeveden baktığımda da bu metodu seçtiğim için bir kez daha mutluluk duydum.
Devam edecek...
Ayşegül Karahan Ertuğrul
Eğitimci, Ebeveyn Danışmanı, Thetahealer®
Instagram /
Facebook /@aysegulkarahanBilincliAileler