Filenin Sultanları'nın EuroVolley zaferi Gizem Örge'siz, '1 numara'sız zaten olamazdı!
VNL'de şampiyon olan ve dünya sıralamasında 1 (yazıyla bir) numaraya yükselen Filenin Sultanları, Sırbistan zaferiyle Cumhuriyet tarihinde ilk defa Avrupa Şampiyonu oldu. 2003'te 'Demir Leydi' Neslihan Demir'in ve arkadaşlarının araladığı kapıyı, o dönemlerde henüz daha yeni yeni adını duyuran Eda Erdem kaptanlığındaki Sultanlar böylelikle unutulmaz bir tarih yazdı. Vargas'tan Ebrar'a çok fazla isim ön plana çıksa da aslında birçoğumuzun özellikle dikkat etmesi, cımbızlaması gereken biri daha var: Gizem Örge ya da voleybol ağzıyla söylersek Savunma Bakanı'mız Örge!
Tüketim çılgınlığının henüz insanlara "Bir dakika! Burada bir tuhaflık var" dedirtemediği hızını kanıksamış olmakta problem yok. Hızlı ve 5 dakikada Beşiktaş'a varılabilir bir hayat tarzımız var. İçinde bulunduğumuz teknoloji-iletişim-sosyal medya çağında yalnızca ufak bir paylaşımla sesinizi sokakta denk gelemeyeceğiniz insanlara duyurabilir, ses getirebilir, hatta başarılı olarak dahi görülebilirsiniz. Ses getirmek, trend olmak elbette cepte, buna itiraz yok. Ancak başarı öyle çok da esas duruşa geçmeden cümle içinde kullanılabilecek bir kelime değil. Seslendirdiği türkü sayesinde 'jandarma' denildiğinde belki de birçoğumuzun aklına iki dakika içinde gelen Mahmut Tuncer'in gayet yaratıcı bir espriyle halayın bizi her yere götürebildiğini hatırlatması gibi başarı da bizi her yere götürebilir, Avrupa'yı fethetmemizi dahi sağlayabilir. Tıpkı Filenin Sultanları gibi. Cumhuriyet'in 100'üncü yılında 7'den 70'e herkese müthiş bir bayram yaşatan Filenin Sultanları, Türkiye'ye tarihteki ilk Avrupa Şampiyonluğu yani EuroVolley'de altın kazandırdı. Manşetse manşet, hücumsa hücum, son saniyeye kadar alın teri ve azimle dağları deldi, adını tarihe altın harflerle yazdırdı. Üstelik onların başarısı öyle günümüzün fenomenleri gibi anlık bir başarı değil. 2003'te, tam 20 yıl önce temelleri atılan, 'Demir Leydi'miz Neslihan Demir'in de içinde olduğu muazzam bir kadronun Avrupa ikincisi olarak kapılarını araladığı bir başarının nihayet imzası atıldı. Emek, gözyaşı, alın teri, mücadele, azim, dostluk, ekip ruhu... Ne ararsak var Filenin Sultanları'nda. Sırbistan'ın pasörü olan ve aynı zamanda son olarak Eczacıbaşı forması da giyen Maja Ognjenović'in de dediği gibi, Türkiye voleybol sahnesine yeni adım atmış bir takım değil. Futbola fazla takılı kalmış olsak da Türkiye gerek Sultanlar'la gerekse Filenin Efeleri'yle gerçek bir voleybol ülkesi. İyiysek iyiyizdir, 2 artı 2 de eşittir 4'tür. Türkiye, özellikle Sultanlar'da neden şu anda dünyanın 1 numarası? Yok, Sultanlar'a sempatiden demiyoruz, gerçekten şu anda VNL şampiyonluğundan sonra Sultanlar, dünyanın 1 numarası. Üzerine EuroVolley'le taçlandı ve tarihteki 3'üncü finalimizde ilk defa zafer yazdı takım. Cevap çok basit, Sultanlar 'takım' olmanın hakkını veren bir takım. Bir örnekle, canımız ciğerimiz, '1 numara'mız Gizem Örge ya da voleybol tayfa tarafından -haydi iyisiniz, küçük küçük beleş tüyolar, ortamlarda hava atarsınız- anıldığı ismiyle, Örge, Örge'miz ile açıklayalım.
Kaptan Eda Erdem, tarihi şampiyonluğun selfie'sini çekiyor. Cumhuriyet tarihinin ilk EuroVolley kupasını tutan isim ise bu zaferi en çok hak eden isimlerin başında gelen, 4 yıldır Milli Takım'dan bizi hiç de ilgilendirmeyen sebep/sebepler yüzünden ayrı kalan, Daniele Santarelli'nin (sağdan ikinci sıradaki sempatik gülüşlü 'iletişim sanatçısı' ya da daha bilinen teknik adıyla koçumuz) takıma gelmesiyle tekrar Milli Takım formasını terletme şansı yakalayan, ilk sınavını VNL'de verip turnuvanın 'En İyi Libero'su seçilen, Sırbistan'la manidar bir final maçı oynayıp kazanan takımda yer alan Gizem Örge.
Bir Boğa burcu olmanın kendisine yüklediği azim onun göbek adı
26 Nisan 1993'te gözlerini Türkiye'nin başkenti Ankara'da açan ve voleybola 2006 yılında yani henüz 13 yaşındayken başlayan Karadenizli bir ailenin Boğa burcu kızı Gizem Örge, voleybolda libero pozisyonu için kendisine avantaj sağlayacak 1.70'lik bir boya, muazzam bir azime sahip bir kadın. Pes etmeyen, son saniyeye kadar mücadeleyi elden bırakmayan, maçları en çok da altın kalpleriyle kazanan ve işte tam da bu yüzden Türk kadınını en iyi şekilde temsil eden Sultanlar arasında kaptan Eda Erdem'i, gözbebeğimiz Ebrar Karakurt'u, 'Malatyalı Vargas' lakaplı Melissa Vargas'ı ayrı tutmamız gerekiyor. Her 3 isim de aslında voleybol takip etmeyen ancak elbette Filenin Sultanları'nın muazzam başarısından da bihaber olmayan kişiler arasında gayet iyi biliniyor artık. 2003'te 'Demir Leydi' Neslihan Demir'in ve arkadaşlarının araladığı kapıyı, o dönemlerde henüz daha yeni yeni adını duyuran Eda Erdem kaptanlığındaki Sultanlar böylelikle unutulmaz bir tarih yazdı, bunlar tamam. Gizem Örge ise tam da dünkü Sırbistan finali ve zaferi sonrasında önemli bir antrparantezi hak eden bir isim. Sebebi ise en başta Sultanlar arasında da kabul gördüğü şekilde Örge'nin son dönemde yaşadıkları. Dünkü maçın finalinde birçok karede kupayı Gizem Örge'de gördük mesela. Ya da özellikle 4 yıldır Milli Takım'ın vazgeçilmezi olan Simge Aköz, final maçlarında neredeyse sahada yoktu. Tüm bunların bir sebebi var, o da Örge'yle alakalı. Kariyeri boyunca giderek daha da yükselen bir performansa sahip olan ve şu anda 30 yaşında olan Örge, tam 8 yıl boyunca Vakıfbank'ın ve de Milli Takım'ın vazgeçilmezleri arasındaydı. 2021 yılında Fenerbahçe'ye transfer oldu ve Fenerbahçe'nin de en önemli güçlerinden birine dönüştü. Onu maçlarda sarı saçlarından tanıyamıyorsanız şayet size şöyle bir tarif yaparsak çıkarabilirsiniz kendisini. Sahaya bakıyorsunuz. Birileri örneğin 100 metre boyunca yerde kayarak, uçarak, kafa-göz-ayak-kol-burun-kulak şeklinde vücudunun her bölgesiyle defans yapmaya, topun yere değmemesine muazzam bir çabayla çalışıyor. İşte o kişi Gizem Örge, yani Örge. Tıpkı benim gibi bir Boğa burcu olmanın kendisine yüklediği 'azim hikâyesi'nde ise Vakıfbank ayrılığı aslında onun dün neden kupayı özellikle taşıdığının da en net cevabı.
Soldan sağa: Elif Şahin (pasör), Ebrar Karakurt (Milli Takım'da smaçör ama asıl pozisyonu pasör çaprazı), Melissa Vargas (pasör çaprazı), Gizem Örge (libero)
VNL'de ödül aldı, EuroVolley'de finalde -burası önemli- Sırbistan'a karşı oynadı
Eğer şu anda diğer as liberomuz koca yürekli Simge Aköz'e içinizden kocaman bir sarılmak geliyorsa, bunun nedeni Gizem Örge'nin yokluğuydu. Örge olmadığında Aköz'ümüz yıllarca neredeyse dinlenmeden kulüp sezonunu Eczacıbaşı'nda, milli sezonu ise elbette Türkiye'de geçirdi. O dönemde ise Gizem Örge sabretti. Aslında sonuna kadar Milli Takım seviyesinde görmeliydik onu bu dönemde. Dünya seviyesinde bir libero olduğunu az çok kıyısından köşesinden voleybolu takip edenler bilse de onun uluslararası arenadan da daha çok takdir görmesi, her şeyden önce Milli Takım formasını tekrar giymesi gerekiyordu. O 4 yıllık zaman diliminde bu gerçekleşmedi. EuroVolley zaferi sonrası verdiği röportajda anlattığı gibi babacığı kızını Sultanlar'ın arasında göremese de yine de kızmadı, küsmedi. Örge de öyle. Pes etmedi evvela. İçinden bir gün tekrar bu formayı giymek geçiyordu elbette. En başta da belki babasına bu mutluluğu tekrar yaşatmak, 'zaferlerde çorbada tuz' olmak istiyordu. Astroloji bir bilim dalı değil belki ama gerçeğe çok yakın şeyler var. Örge her Boğa burcu gibi ve kahraman Türk kadını gibi asla pes etmeyen bir karakter. Pes etmedi. Sebebi her ne olursa olsun çok hak etse de Milli Takım'a çağrılmasa da küsmedi voleybola. Fenerbahçe'yle üst düzey maçlar oynadı gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında. Ne demişler, 'Tekkeyi bekleyen çorbayı içer' diye. Örge o çorbayı artık lıkır lıkır, kana kana içiyor. Milli Takım'da son yıllarda hakim olan negatif enerji, takıma Daniele Santarelli gibi her şeyden evvel bir 'iletişim sanatçısı' olan üst düzey bir koçun gelmesiyle birlikte sona erdi. Başta Örge olmak üzere küskünler tekrar Milli'ye çağrıldı. Müthiş kimya Çin zaferiyle VNL'de şampiyonlukla taçlandı. Bilin bakalım VNL'in 'En İyi Libero'su kim seçildi? Örge! Bilin bakalım dün final maçında kim liberoydu? Örge! Bilin bakalım dün Örge, kariyerinin en unutulmaz birkaç bomba defansını hangi rakip takıma karşı yaptı? Sırbistan. Hiçbir kimse ile hiçbir kimsenin şahsi problemi hiçbir kimseyi ilgilendirmiyor, ilgilendiremez de. Ama eğri oturalım, doğru konuşalım. Gizem Örge gerçekten 4 yıllık zaman diliminde bir kez olsun Milli Takım formasını giyememeyi hak edecek kadar kötü bir libero muydu? Asla... Örge, son yıllarda Fenerbahçe'nin Savunma Bakanı. Tabii ki Simge Aköz'ümüz cepte. Ama elimize vicdanımıza koyalım, Örge de tıpkı Simge gibi as libero. Santarelli ve 13 diğer sultan, Örge'nin hikâyesini elbette hepimizden çok daha iyi biliyor. Mesele, dava onun meselesi. Haklıdır, haksızdır, çok şahsi şeyler bunlar, konu bu değil, olmamalı. Konu Örge'nin pes etmeyişi ve finalde çok manidar bir alın teriyle zafer kazanmış olması. Güzel olan başta Simge olmak üzere herkes, tüm Türkiye artık Örge'nin yanında. Hele dün çok manidar bir finalle galip takımın liberosu olan Örge, 4 yıldır neden 'kesik' olduğunu ve pes etmeden yola devam edince zaferin de kaçınılmaz olduğunun en somut kanıtı. O ağlarken bizler de ağladık, belki de tıpkı benim gibi birçoğumuz en çok da onunla evrenin muazzam adaletini bir kez daha hatırladık. Örge, finalde İtalya'ya karşı değil Sırbistan'a karşı oynadı. Evet, dava onun davası ve kazandı. Dobra karakteriyle, 'içi dışı bir'liğiyle tanınan Örge pes etmedi ve hak ettiği çorbaya kavuştu. Sadece kadınlara değil, erkeklere, uçan kuşlara, havlayan köpeklere, çiçeğe böceğe herkese ve her şeye "Bakın" denilerek anlatılacak muazzam bir zafer. Gizem Örge iyi ki var, iyi ki pes etmiyor, iyi ki kahraman Türk kadınını en iyi şekilde temsil ediyor. Demek ki neymiş, zorluklar iyiymiş, diri tutarmış. Seninleyiz Örge, sizinleyiz Sultanlar! Daha nice zaferlere...
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr