Jodie Foster'ın 'Kuzuların Sessizliği' itirafı neyi kanıtladı?

'Kuzuların Sessizliği' gelmiş geçmiş en bomba filmlerden biri. 1991 yapımı olan bu filmin IMDB puanı 8.6, 'En İyi Film' sıralamasında ise 23'üncü sırada. Geçtiğimiz günlerde işte bu efsane filmle ilgili inanılmaz bir itiraf geldi. 90'lara damga vuran oyunculardan Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği ile ilgili konuşurken, Beni film değil, Anthony Hopkins korkuttu dedi. Çekimlerin son günü bunu direkt Hopkins'e söyleyince enteresan bir cevap almış. Meğer Anthony Hopkins de Jodie Foster'dan korkuyormuş! Olaya gelin... 'En İyi Film' Oscar'ını kazanan belki de tek korku-gerilim filmi olan 'Kuzuların Sessizliği' ya da orijinal ismiyle 'The Silence of the Lambs', bütün başarısını 'gerçek'liğinden alıyor demek ki... Hatırlatmakta fayda var: 'Kuzuların Sessizliği', yarıştığı yıl Oscar'ı yıkıp geçti. 'En İyi Kadın Oyuncu', 'En İyi Erkek Oyuncu', 'En İyi Uyarlama Senaryo' ve 'En İyi Yönetmen' dalında ödül kazanan film, en prestijli kategori olan 'En İyi Film' ödülünü de aldı. İyi de o zamanlarda iddialı filmler azdı, şimdi rekabet daha fazla diye düşünüyor olabilirsiniz. Bu düşüncenin haklılık payı var ama yine de biraz eksik. Günümüzde prodüksiyon olarak iddialı ve başarılı yapımlarla karşılaşsak da, orijinal ve sarsıcı filmler izleyemiyoruz. Mesela 'Trendeki Kız'... Paula Hawkins'in bu kitabı, yayımlandığı yıl ülkemizde de ses getirmişti. Kısa bir süre sonra filmi de geldi. Gittik, gördük, izledik. Sinema filmi tadındaki kitap gayet güzel bir şekilde aktarılmıştı beyazperdeye. Film kötü olmasa da, çok iyi de olamadığı için kaynadı, gitti. Halbuki daha karanlık, daha karmaşık olabilseydi eminim daha büyük bir başarı yakalardı. 'Kuzuların Sessizliği' de ABD'li yazar ve senarist Thomas Harris'in bir kitabından uyarlama. Ama kitabından çok filmiyle tanınıyor. Hani klişedir ya, Kitaptan uyarlanan filmler asla kitaptaki tadı vermez derler... 'Kuzuların Sessizliği' tam tersi, film olarak tanındı.Kitabının başarısını gölgede bıraktı, bir sinema klasiğine dönüştü. Ve tam olarak üzerinde durmamız gereken nokta da bu. Peki 'Kuzuların Sessizliği'nin film olarak bu kadar başarılı olmasının en önemli sebebi nedir? Cevabı Jodie Foster verdi, Rol arkadaşımdan korkuyordum diyerek, üretim sürecindeki ekip çalışmasının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Ürünün sahici olmasını istiyorsanız provalarda da, yapım aşamasında da ekip olarak sahici olmak mecburiyetindesiniz çünkü... Bir kişinin sahici olması yeterli değil, herkesin aynı duyguda olması gerekiyor. Jodie Foster'ın 'korku'sunu itiraf etmesinden ziyade Hopkins'in de aynı 'korku'yu hissettiğini itiraf etmesi, tam da bu yüzden enteresan. Filmin can alıcı karakteri Hannibal Lecter, sadece fiziksel üstünlüğünden değil, Anthony Hopkins'in performansıyla da seyirciyi etkileyip ete kemiğe bürünüyor. Filmin olmazsa olmazı Jodie Foster'ın bu pası gole çevirmesiyle de iliklerimize kadar o sahnelerin içinde buluyoruz kendimizi. Büyüklerimizin öğütleri aslında hep aynı kapıya çıkıyor: Ne yapıyorsanız yapın, hangi işle meşgul olursanız olun mutlaka sevin. 'Miş gibi' yapmayın. Tutkuyla, heyecanla, şevkle çalışın. Ekibin de aynı motivasyonda, aynı bakış açısında olması şart tabii.. İsterseniz tek başınıza dünyaları fethedin; yol arkadaşınız iş bittiğinde hangi diziyi izleyeceğini düşünüyorsa... Geçmiş olsun! Belli ki Jodie Foster ve Anthony Hopkins film çekimlerinde sadece senaryoyu düşündü. Bu çok net ortada. Ama filmin tek başarısı senaryo değil. Oyunculuklar da Oscar kazandı. Bunların hepsi de filme artı puan olarak yansıdı. Yani bir kişinin başarısı yeterli değil. Efsane olmak istiyorsanız, ekibinizin de efsane olması gerekiyor. Böylece ortaya efsane bir iş çıkıyor. twitter.com/mayksisman instagram.com/mayksisman youtube.com/mayksisman can.sisman@milliyet.com.tr